Sıla-ı Rahim
Sıla kelimesi, bağ, ilişki, ulaşmak, vuslat anlamına gelir. Ulaşmak, kavuşmak manasına gelen "vusul" kelimesi ile aynı kökden gelmektedir.
Rahim kelimesi ise; acımak, şefkat duymak manalarını taşıyan "Rahmet" den gelir. Döl yatağı, ana rahmi anlamındadır.
Sıla-ı Rahim ise kan bağıyla ya da evlilik yoluyla oluşan akrabalık ilişkilerini koruma, onları ziyaret etme ve onlara iyilik etme manâlarını taşır.
Cenâb-ı Hak , insanı dünyaya başıboş dolanması için göndermediğini, yaratılmış olan herşey gibi insanın da yaratılışının ve dünyaya gönderilmesinin bir gayesinin olduğunu bize bildiriyor. Bu amaç Allah'ı tanımak, yakın olmak ve O'na kulluk etmektir. Dolayısıyla İslam, Müslümanları davranışlarından sorumlu tutmuş ve buna en yakınlarından başlamıştır.
Akrabalarımızı arayıp sormak, ziyaret etmek, sıkıntıları var ise gidermek için yardımcı olmak, gelmeseler bile onlara gitmek, aramasalar bile onları aramak, çok önemli bir bir iman mesuliyetidir.
Kuran'ı Kerim'de bazı ayetlerde, sıla-ı rahime riâyet etmeyen kimseler, bozgunculuk yapanlarla birlikte zikredilmiş ve Allah'ın gazabına uğrayacakları bildirilmiştir.
Yine ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerin bize bildirdiğine göre sıla-ı rahime riayet edenleri birçok lütufla müjdelemiş; kişinin rızkının bereketlendireceği ve uzun ömürlü olacağı bildirmiştir.
Bu yüzden akrabalarımıza sevgi ve muhabbetle yaklaşmalıyız. Sorun yaşadıklarımız varsa ve içimizden gelmese bile Allah'ın rızasını kazanmak ve gazaba uğrayanlardan olmamak için mesuliyetimizi yerine getirmeliyiz.
Bununla ilgili bazı Ayet-i kerimeler şunlardır:
"...Onun adına ileri sürerek birbirinizden çeşitli dileklerde bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık bağlarını zedelemekten çekinin." (Nisa, 1)
"Yoksa idare yetkisi elinize geçse yeryüzünde bozgunculuk çıkararak ve akrabalık bağlarını zedeleyerek baş mı kaldıracaksınız? Bu kimseler yok mu Allah onları rahmetinden kovarak kulaklarını sağır ve gözlerini kör etmiştir." (Muhammed, 22)
"O kimselerle Allah ile vardıkları kesin sözleşmeyi bozarak Allah'ın tutulmasını emrettiği, münasebet bağları keserek yeryüzünde bozgunculuk çıkarırlar. Bu kimseler yok mu onlar büyük zarara uğrayanların ta kendileridir." (Bakara, 27)
"O kimseler ki Allah ile ahitlerini bozuyorlar, tutulmasını emrettiği münasebet ve bağları keserler. İşte bunlar Allah'ın lanetini üzerine haketmişlerdir. Kötü barınak (cehennem) onların olacaktır." (Rad suresi, 25)
Peygamber efendimizin akraba ilişkileri ve ziyaretleriyle ilgili hadis-i şerifleri şöyledir:
"Soyunuz hakkında akrabalık bağlarını devam ettirecek kadar (gerekli) bilgileri öğrenin. Zira akraba ile bağların devamı aile içerisinde muhabbete, malın bereketlenmesine ve ömrün artmasına vesile olur."(Buhari)
"İnsanoğlunun amelleri her perşembe günü ve cuma gecesi Allah Teala'ya arz olunur. Fakat akraba ile bağını kesenin ameli kabul olunmaz."(Buhari)
"Ey Müslüman cemaati, Allah'tan korkunuz ve akrabalık haklarınızı gözetiniz. Çünkü mükafatı akrabalık haklarını gözetmekten daha çabuk verilen bir amel (daha) yoktur."(Taberani)
"Aralarında akrabalık bağlarını kesen bir kimsenin bulunduğu topluluğa Allah'ın rahmeti inmez."(Buhari)
'Kim rızkının bollaştırılmasını yahut ecelinin geciktirilmesini arzu ederse, akraba ile irtibatını sürdürsün!” (Müslim)
"Kim Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsa, misafirine ikramda bulunsun. Kim Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsa, akraba ile irtibatını sürdürsün..” (Buhari)
"Sıla-ı rahim yapan, akrabasından gördüğü iyiliğe iyilikle karşılık veren kimse değil, akrabası kendisine iyiliği kestiğinde dahi onlara iyilik yapandır."(Buhari)"
"Yoksula yapılan sadaka bir sadakadır. Bu sadaka akrabaya yapılmışsa iki sadaka demektir. Biri sadaka, diğeri sıla-ı rahimdir ki bu da sadaka sayılır." (Tirmizi)