Seçimin Gölgesinde Kalanlar
Malum, Türkiye'de şu an en çok konuşulan mesele hiç şüphesiz 31 Mart Yerel Seçimleri ve seçim sonuçlarıdır. Kurulduğu günden itibaren hemen hemen hiçbir seçimi kaybetmeyen iktidar partisi AK Parti ilk defa bir yenilgiyle yüzleşti. Bunun tersi olarak yıllardır AK Partinin karşısında olan ikinci parti CHP, ilk defa AK Partiye karşı gözle görülür bir başarı sağladı. Hatta bazı şehirlerde 74 yıl sonra ilk defa sandıktan CHP çıktı. Konuya bu şekilde giriş yapmamın sizi şaşırtmasını anlayışla karşılarım ama bugün başka bir konudan bahsedeceğim.
Evet, Türkiye seçimini yaptı ve aylarca devam eden yarış nihayet son buldu. Çok yakın zamanda seçim havasının dağılacağını ümit ediyorum. Fakat bugün temas etmek istediğim konu, Türkiye seçimler ile uğraşırken gözden kaçırdığımız iki olay olacak. Bunlardan ilki, 31 Mart seçim günü Irak'ta kalleşçe yapılan bir suikasttır. Bölgedeki Bayat Türkmen aşiretinin lideri Hüseyin Alloş Bayatlı, Türkmeneli’nin Kifri ilçesinde terör saldırısıyla şehit edildi. Defalarca Peşmerge ve PKK tarafından tehdit edilen Hüseyin Alloş Bayatlı'nın şehit edilmesi bir kez daha bölgedeki Türkmenlerin can güvenliği ve istikrarının olmadığının bir göstergesidir. Bu sadece Irak Türkmenlerine yapılan bir saldırı değil,yakın zamanlarda Irak'ta operasyona hazırlanan Türkiye'ye meydan okumadır.
Bir diğer mesele de hiç şüphesiz Gazze meselesidir. Yaklaşık 6 aydır İsrail tarafından soykırımın her türlüsünün yapıldığı Gazze, artık Türkiye ve dünya gündemindeki önemini maalesef kaybetmektedir. Birkaç ay önce bir hastaneyi hedef alan soykırımcı İsrail, tüm dünyanın tepkisini çekerken bugün bölgenin en bilinen hastanelerinden olan Şifa Hastanesini, içindekiler ile birlikte harabeye çevirirken maalesef bir iki istisna dışında dünyadan ses seda çıkmadı. Gazze'de bugün insanlar ile birlikte insan hakları da yok oluyor. Bugünün Müslüman devletleri belki de bana dokunmayan yılan bin yaşasın fikrinde olabilirler ama emin olsunlar o İsrail yılanı bir gün onlara da dokunacaktır. O zaman yanlarında kimseyi aramasınlar. İsrail'i durdurabilecek güç birlikten geçer. İslam Devletleri birlik olmadıkça, bu soykırımların arkası gelecektir. Bu işin birlikten geçtiğini biz Yemen meselesinde gördük. Nitekim İsrail’e Gazze için gerçek anlamda tepki koyan tek ülke Yemen oldu. Fakat hemen batılı haçlı ittifakı beraber hareket geçip Yemen'i bombaladılar. Ancak burada insanı kahreden mesele Yemen'i bombalayan uçakların tamamının İslam ülkelerinden kalkmış olmasıdır.
Bazıları da Türkiye'yi İsrail’e askeri müdahale etmemekle suçluyor. Emin olun, Türkiye'nin ilk müdahalesine darbe batılı haçlılardan önce Müslüman sayılan ülkelerden olur. Velev ki, bu olmasa bile haritayı önünüze koyup bakın. Türkiye Gazze'ye nasıl çıkarma yapar? Akdeniz veya Irak üzerinden gitse, bölgede Amerika var, malum Suriye üzerinden de gidemez. Işınlanmayacağına göre de "Türkiye Gazze'ye ordu göndersin" sözü maalesef şimdilik mümkün görünmüyor.
Bir kısım kişiler de neden Türkiye'nin bazı devletler gibi Gazze'ye havadan yardım göndermediğini sorguluyor. Bu ne biçim onursuzluktur ki, 50 küsur İslam devleti Gazze'ye yardım sokamıyor da havadan yardım atıyor. Az kalsın İsrail'in kendisi bile havadan yardım atacak.
Havadan yardım atmaya gerek yok, Türkiye'nin hemen hemen tüm yardım kuruluşları Refah sınır kapısında aylardır Gazze'ye geçebilmek için bekliyor. O kadar havadan yardım atacağına, Mısır Gazze'ye girişe izin verirse tüm bunlara gerek kalmayacak zaten.
Sonuç olarak, biz Müslüman Türk'üz aynı soydan ve aynı dinden kardeşlerimize destek olmamız gerekir. Ama bizi aşan meseleler var ki bunu tek başımıza değil, Müslüman kardeşlerimizle beraber yapmamız gerekir. Aksi halde bir gün sıranın bize geleceğinden de hiç şüpheniz olmasın.