Hamdi Bağcı
Hamdi Bağcı SBS ve Dershaneler Kalkıyormuş

SBS ve Dershaneler Kalkıyormuş

Sayın Bakan Nabi Avcı dün açıkladı, SBS (Seviye Belirleme Sınavı) gelecek yıldan itibaren kaldırılacakmış.

SBS ile Dershane çok farklı iki konu aslında. Bildiğiniz gibi SBS orta öğretimde öğrencilerin seviyesini ölçmek için oluşturulmuş bir sınav.

Evet, bu sınav kalkacak ama şimdi peki nasıl olacak?

Fen Liseleri, Sağlık Meslek Liseleri, Öğretmen Okulları, Teknik Liseler, Anadolu Liseleri, Turizm Liseleri, İmam Hatip Liseleri ve bununla birlikte bütün lise ve dengi okullar genel olarak SBS’ye göre öğrenci alıyordu?

Unutmayalım ki SBS gibi sınavlar kayırmanın, suiistimalin vakayı adiyeden olduğu ülkemizde adaletli bir seçim yapmak için oluşturulmuş sınavlardır.

“Her okul kendi sınavını yapsın” diyemezsiniz, dersiniz de kime güveneceğiz? Hangi öğretmene güveneceğiz? Hangi idareciye güveneceğiz?

Bu ülkede bir bakanın, bir milletvekilinin, bir parti başkanının ya da hatır gönül ilişkisi ile oluşmuş dostlukların, akrabalıkların ricalarını kırabilecek, geri çevirebilecek kaç kurum, kuruluş, idareci ya da eğitimci var?

Milli Eğitim Bakanlığı umarız bu adımı bilinçli ve ülkemizin gerçeklerini göz önünde bulundurarak ve torpili olmayan gariban milyonların önünü de kesmeyecek şekilde bir düzenleme yaparak atıyordur.

İş SBS’yi kaldırmak ile bitmez.

Yoksa bir sonraki yıl bir daha şekil değiştirilerek konulacak bir sınav için SBS’yi kaldırmaya hiç gerek yok. Sadece zaman kaybı oluyor. Sistemde bir türlü böyle kaldır, koylarla dikiş tutmaz hale geliyor.

İkinci konu dershanelerin kaldırılması…

Ben şahsen dershanelerin mutlaka kaldırılması gerektiğine inanıyorum. Ama şunu da unutmayın, bizler okullarda değil inanınız lise bilgilerimizi dershanelerde öğrendik. Yani Dershane kaldırılıyor ama lise aynı lise, okul aynı okul, eğitimci aynı eğitimci…

Ülkemizde öğretmenlik mesleğinde devrim yapmadan, öğretmenlerimizi bu çağın öğretmenleri yapmadan, öğretmenlerimize meslek aşkını vermeden atılacak bu adım yine beraberinde mağduriyetleri getirir. Fırsat eşitliğini yok eder…

Bu konularda atılacak adımlar umarız ki daha gerçekçi, “yaptım oldu” mantığından uzak, planlı projeli yapılır.

4+4+4, müthiş bir sistem ama ilköğretime başlama yaş sınırını, makul eleştirilere rağmen düşürüldü. Ne oldu? Eğitimcilerin nerede ise tamamı rahatsız… Her şeyi bırakın araştırmalara göre çocukların 3/2’si altına kaçırmış. Daha çiş yapmayı bile öğrenmemiş çocukları ilkokula başlattığınızda başarılı olmayacakları zaten belli. Bu çocukların anaokullarına gitmesi gerekirken siz ilköğretime alıyorsunuz. Okul bahçelerinde bu çocuklar eziliyor, sınıflarda eziliyor vs.

İyi bir iş yapmaya çalışırken elinize yüzünüze bulaştırıyorsunuz ve 4+4+4’ünde yalan yanlış eleştirilmesine neden oluyorsunuz. Doğrusu bu değil, yanlış yaparak doğru bulunmaz.

Tabi burada şunu da ifade etmeliyim, konu eğitim olunca mutlaka öğretmenlerin konuşulması gerekir. Günümüzde eğitimdeki en büyük sorun öğretmenlerdir. Öğretmenlerimizin arasında bilinçli, idealist insanlarda elbette var ama büyük çoğunluğu öğretmen olmanın duvar işçisi olmaktan farklı bir iş olduğunu ne yazık ki anlayamamış insanlar gibi görünüyor.

Milli Eğitim Bakanı Sayın Avcı öğretmenler ile ilgili olarak “Öğretmenlerimizin hangi niteliklere kavuşması gerektiği konusunda hazırlanan bir strateji raporu var. Eğitimde kalite çerçevesi projesini de sizinle paylaşacağız" diyor. Bunu umutlu bir açıklama olarak alabiliriz ama ben görebildiğim kadarıyla hala öğretmenler ile ilgili sorunlar gündeme geldiğinde atanmayan öğretmenler, atananların tayin durumları gibi saçma, toplumun genelini ilgilendirmeyen konular gündeme geliyor.

Her üniversiteden mezun olanı devlet atamak zorunda değil, burası liberal ekonomiye sahip bir ülke…

Herkes çalışacak, çabalayacak, başarılı olacak, işini bulacak, ekmeğini kazanacak.

Ya da işsiz kalacak, bu böyle.

Hayat KPSS üzerinde oynanan bir kumar değil ki? Atanmayan öğretmenler diye bir kavram olamaz da zaten, üniversite mezunları olur.

Eğer Türkiye’de bir şeylerin yanlış olduğunu düşünüyorlarsa biraz daha çalışacaklar yanlışları düzeltecekler…

Biz eğitimcilerimiz ile ilgili sorun deyince bunu anlamıyoruz, niteliksiz, işini mesaileştirmiş, öğrenciye hiçbir şey veremeyen embesil öğretmenlerden sistemi nasıl kurtaracağız, onu anlıyoruz. Bu sorunu düşünmeliyiz, sorunumuz bu…

Ve bu çerçevede devletimiz mutlaka idealist, işine âşık, öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğunu kavramış öğretmenleri yetiştirmelidir.

Ya da evet ya da “Ak, pak, gençlik olacak, geleceği şekillendirecek” dediğimiz çocuklarımız kaybedilmiş yeni bir nesil olarak kalır, bizde söylemesi… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hamdi Bağcı Arşivi