Doç. Dr. Ömer Akdağ
Doç. Dr. Ömer Akdağ Sarımsak

Sarımsak

Sarımsak yemiş bir adamdan güzel bir çiçek kokusu bekleme. Ona sarımsağın böyle bir koku yayacağını anlatmaya çalış.

Güzel bir çiçeği biraz sonra anlat.  Acele etme.  İslam ile beslenmeyenler böyledir.  Elbette doğru İslam’dan söz ediyorum.  Kaderi inkâr eden ve Hz. Ayşe'ye hakareti "ibadet" olarak İran tipi İslam'dan söz etmiyorum.

Peygamberimizin kabrini ziyareti "şirk" kabul eden Vahhabilik tipi İslam'dan da söz etmiyorum.

Namazın ve Kur'an-ı Kerim'in abdestsiz okunacağını söyleyen ilahiyatçıların anladığı bir İslam'dan da söz etmiyoruz.

"Çıplak Kur’an" sloganıyla deizmi savunan ve deist olarak ölen ilahiyatçılar değil bizim İslamî referansımız.  İşyerlerini yakan ve otomobilleri ateşe veren gezi parkının çapulcularını savunan ilahiyatçı olduğunu söyleyenler bizim gündemimizde olamaz.  Velhasıl, sarımsak yiyen birisinden güzel koku beklenmez.

Böylelerinden uzak duracaksın.

Bunlara saf ve temiz olanların bulaşmamaları hususunda gayret göstermelisin.  Sarımsak yiyip ağzı kokanlara ne yakın tarihteki palavraları anlatabilirsin ne de ne de tarihi şahsiyetlerin "insanüstü" olmadıklarını.....

Bu tür ağzı soğan veya sarımsak kokanlar daima iman ile bilgiyi karıştırmış olanlardır. Dedik ya bunlardan uzak duracaksın, bir. İkincisi saf ve temiz insanları bunlardan uzak tutmaya çalışacaksın...

Üçüncüsü; bu tür ağzı soğan veya sarımsak kokanların ağız kokusu izale olduktan sonra gerçekleri anlatmaya çalışacaksın.

BAZEN BU MÜMKÜN OLMAZ; BU TÜRLERE KÜFR-İ İNADÎ DENİR.

Yapacak bir şey kalmamıştır, şimdilik...

Daha sonra tekrar denenmeye değer olarak düşünülebilir. Bir kısmı biraz anlar. Bunlara sabırla tahammül edeceksin.  Zira biliriz ki, sabırla koruk üzüm haline gelir. Sosyal meselelerde tedriciyet kaidesi vardır.

UNUTMAYALIM Kİ, BU İNSANLAR BİZİMDİR.

YİNE UNUTMAYALIM Kİ, İSLAM FITRÎ BİR DİNDİR.

VE AYNI ZAMANDA REALİSTTİR.

LAF VE SÖZ

"Laf" sözün müsveddesidir. Söz ciddiye alınır. Fakat laf öyle değildir. Herkes laf söyler ama söz, ehli tarafından söylenir. İtibar lafa değil sözedir.  Mesela sevgili peygamberimiz laf değil söz söyler. Buna hadis-i şerif denir.  Peygamberimizden sadır olan her söze (laf değil) hadis-i şerif deriz.

"İLAHİYATÇI"..

Bir siyasi parti yetkilisi iki gün önce ölen bir ilahiyatçı için "din ile bilimi araya getirdi" demiş.

Tuhaf, bunlar Hristiyanlıkla İslam’ı halâ karıştırıyorlar.  İslam'da "ilim, yitik" olarak değerlendirilir. Çin'de bile olsa gidilmesi tavsiye edilir.  Belki iki gün önce ölen ilahiyatçının "laik" olması dikkate değer olabilir. Zira bir insanın hem laik olması hem de Müslüman olması ve üstelik ilahiyatçı olması büyük bir "marifettir".

Bir ilahiyatçı olarak başına panama şapkasını giyerek tv'lerde arz-ı endam etmek her "yiğidin" kârı değildir. Namazın "milletin başına bela" olduğu "tespitini" yapmak ise ayrı bir "ihtisas" mevzuudur. Tv programlarında yanına Müjdat Gezen gibi Türk gençliğine "örnek" olacak birisini alarak sin- kef kullanarak "sövgülerle" konuşmak, İstanbul eski belediye başkanı Bedrettin Dalan'ın ifadesiyle "mürşit" bir zata mahsustur.

Ne yapalım bu topraklar böyle "mümbittir" işte...

BÜYÜK MİLLETLERİN BÖYLE BÜYÜK İMTİHANLARI OLURMUŞ

Önceki ve Sonraki Yazılar
Doç. Dr. Ömer Akdağ Arşivi

YAZI

02 Ocak 2017 Pazartesi 09:01

DUA

19 Aralık 2016 Pazartesi 09:04