Rabb’im muhafaza eylesin
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın cumartesi günü öğle saatlerinde attığı tweet tüm gündemi bir anda değiştirdi.
Başkan Erdoğan tweetinde, muhterem eşi Emine Erdoğan’la birlikte Kovid-19 belasına yakalandıklarını şu paylaşımıyla duyurdu: "Bugün hafif belirtiler üzerine eşimle birlikte yaptırdığımız Kovid-19 testimizin sonucu pozitif çıktı. Omicron varyantı olduğunu öğrendiğimiz hastalığı hamdolsun hafif geçiriyoruz. Görevimizin başındayız. Çalışmalarımıza evde devam edeceğiz. Dualarınızı bekliyoruz."
Öncelikle Sayın Cumhurbaşkanımıza ve kıymetli eşi Emine Erdoğan’a geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabb’im muhafaza eylesin, en hafif şekilde bir an önce sağlıklarına kvuşup, bu illeti de atlatırlar inşallah.
Kendileri; muhtemelen Omicron varyantı virüsünü Ukrayna ziyaretinde kaptılar. Belirtilerin iki gün sonra ortaya çıkması bunu gösteriyor.
O kadar önlem ve tedbire rağmen böyle bir sıkıntının ortaya çıkması üzücü.
Cumhurbaşkanlığı sağlık ekibinin ve korumalarının, korona konusunda gösterdiği hassasiyeti ve aldıkları önlemi yakinen biliyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’la aynı mekânda bulunacak kişilerden defalarca test istendiğine daha önce çok kez şahit oldum.
Hatta İl Başkanları Toplantılarından önce AK Parti İl Başkanlarından bile aşılı olup olmadıklarına bakılmaksızın test istendiğini biliyorum. AK Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı ile son röportajım öncesi, Ankara’ya gitmeden önce test yaptırdığını kendisinden öğrenmiştim. Yine belediye başkanları ağırlanırken de aynı uygulama yapılıyor.
Cumhurbaşkanlığı korumaların da özellikle maske konusunda sürekli gözetim yaptığına şahit oldum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanına maskesiz yaklaşmak da öyle kolay değildir.
Bunca önleme rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu illet hastalığa yakalanmasına aslında iki açıdan da bakabiliriz…
Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan başta olmak üzere pek çok devlet büyüğünün Koronavirüs’e yakalanması; ‘Ne kadar önlem alırsanız alın, bu hastalıktan kaçış yok’ diye yorumlanabilir.
Peki bu kadar önleme rağmen hastalık önlenemediyse, pek de önlem almayan milyarlarca insan bu hastalıktan nasıl kaçacak? Hastalıkla mücadelenin gerçekçiliği üzerine düşündürücü. Hastalıkla mücadele, gerçeklikten ziyade bir hedef gibi görünüyor.
Olumlu tarafından bakarsak ise, aşının önemi bir kez daha ortaya çıktı diyebiliriz gibi.
Bunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün yaptığı paylaşım, "Bu sabah doktorumuz rutin kontrolümüzü gerçekleştirdi. Hamdolsun, olumsuz bir durum yok. Bugün de hastalığı hafif şekilde geçiriyor, Emine Hanımla birlikte çalışmalarımıza evden devam ediyoruz" bir kez daha kanıtladı.
DEVLETİN İMKANLARIYLA DEVLET BÜYÜKLERİNE HAKARET
Koronavirüs testi pozitif çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'a, Türkiye ve dünyanın her tarafından milyonlarca insan iyilik dileklerini iletti.
Pek çok ülke liderinin yanında, siyasi parti liderleri, spor ve sanat camiasının önemli insanları da destek mesajlarını esirgemedi.
Özellikle muhalefet parti liderlerinin geçmiş olsun dilekleri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu paylaşımları alıntılayarak teşekkür etmesi çok hoş bir dayanışmaydı.
Tüm bunların yanında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın sağlığına yönelik çirkin yaklaşımlarda bulunan ahlaksızlar sürüsü de bir o kadar sinir bozucuydu. İnsanlıktan nasibini almamış bazı ahlaksızların paylaşımları hakikaten çok rahatsız ediciydi.
Neyse ki; İstanbul ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılıkları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın koronavirüse yakalanmasının ardından sosyal medya üzerinden suç teşkil eden paylaşımlara yönelik soruşturma başlattı.
Bu hakaretler yanlarına kalmayacak, kalmamalı da.
Mesela bunlardan en dikkat çekicisi; eski milli yüzücü Derya Büyükuncu idi. İnsanlık dışı bir paylaşımda bulundu.
Sosyal medya hesabından, "Koronavirüs olmuş ve dua istiyor. Ediyoruz, ediyoruz, merak etmesin. 20 tencere helvayı yapmaya başladım. Zamanı gelince bütün mahalleye dağıtacağım" ifadelerini kullanan Büyükuncu’nun bu hakareti kesinlikle karşılığını bulacaktır.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturması kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılan Derya Büyükuncu’nun, milli sporcu olarak devletimizden elde ettiği tüm gelirler ve haklar elinden alınmalıdır. Devlet imkanlarıyla keyif çatıp devlet büyüklerine hakaret etmek kimsenin yanına kâr kalmamalı!