Seyfullah Koyuncu
Seyfullah Koyuncu O şehit oldu biz şahit olduk!

O şehit oldu biz şahit olduk!

Hamas lideri İsmail Haniye, İran'da kaldığı konuta İsrail tarafından düzenlenen saldırıda şehit oldu. İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın yemin törenine katılmak için Tahran'daydı. Burada İran dini lideri Hamaney'le de bir görüşme yapmıştı. Burada yaptığı konuşma şehadetini her an beklediğini ve davanın sahipsiz kalmayacağına yönelikti.

Öyle de oldu, Haniyye Tahran’da alçakça bir terörist saldırıyla şehit edildi.

Haniyye’nin şehadetinden hemen önce bütün İslam ümmetine adeta bir vasiyet gibi haykırdığı sözleri şöyleydi: Dünya böyle bir yer. O öldü yaşadı ve güldü. Ve Yüce Allah buyurdu: O diriltir ve öldürür. Fakat bu millet Allah'ın izniyle ebedidir ve yenilenecektir. Büyük bir adamı kaybedersek, onun yerini başka bir büyük adam alır.

Haniyye’nin dediği gibi “Büyük bir adamı kaybedersek, onun yerini başka bir büyük adam alır.”

O, Filistin davası için büyük bir adamdı. O şehit oldu biz şahit olduk. O kurtuldu biz kaldık geride.

Son çağrısıydı, son vasiyeti oldu üzerimize.

Kaderidir İsmail'lerin ümmete kurban olmak; ne büyük şeref, ne büyük izzet!

Ve bu zamanlama bize "İranda güneş doğsa, neden şemsiye tutmamız gerektiğini" bir kez daha öğretmiş oldu.

Mezkur suikastın İsrail Başbakanı’nın ABD ziyareti sonrasında, üstelik Tahran’da gerçekleşmesi tesadüfi olmasa gerektir. Terör eylemini yapan kadar siparişi ve ihaleyi veren, destek sağlayan, ortam açan elbette ağır sorumluluk altındadır.

Sorumluluğun büyüğü İsrail ve hamisi ABD’de olsa da İran’ın payı da hiç azımsanmamalıdır. Haniyye’nin Tahran’da, hem de İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın yemin törenine katılmak için gittiği sırda gerçekleşmesinin arkasında çok derin sis perdesi vardır.

İran rejiminin kendi içindeki rekabetin sonucu Mossad ile işbirliği yapan bir klik olması kuvvetle muhtemeldir. İran’ın helikopter kazasında hayatını kaybeden merhum Cumhurbaşkanı Reisi’nin ölümü nasıl şüpheliyse Haniyye’nin ölümü de şüphelidir.

Bu suikast artık İran’ın gücünü ve kendi içindeki birliğini de sorgulatır, küresel anlamda İran’ın daha da küçük düşmesine yol açar. Haniyye suikastı İran’ın geleceğini de ilgilendirir.

Ama en önemlisi Ortadoğu’yu saran kaosu çok daha derinleştirecektir. İsrail’in Gazze’ye ve nihai aşamada Lübnan’a yönelik saldırılarına eşzamanlı olarak bir de İsmail Haniye’yi katletmesi Ortadoğu için vahim sonuçlar doğuracaktır.

Artık bölgesel bir savaşın çıkması an meselesi!

Varlık yokluk mücadelesinin başlangıcında, İslam ülkeleri mutlak surette harekete geçmek zorundadır. 57 İslam ülkesinin bu acziyetten bir an önce kurtulup, üç maymunu oynamayı bırakması elzemdir.

ABD’yi ve Batı ülkelerini arkasına alan Terörist İsrail önce Kuzey Irak’ta, sonra Suriye’de hedeflerine ulaşmıştır. ABD’nin desteği ve PKK/YPG’nin mayın eşşekliği ile Irak ve Suriye’yi istikrarsızlaştırmış amacına ulaşmıştır. Mezhep kavgalarıyla Lübnan’da da hedefine ulaşmak üzeredir. Unutmayalım ki Lübnan’dan sonraki hedef de Türkiye’dir.

Özellikle de ülkemizin bu süreçte gözünü açması, dik durması ve her senaryoya hazırlanması şarttır. Milletimizin ise iç siyasetteki kayıkçı kavgasını bir kenara bırakıp kenetlenmesi gerekmektedir.

Hamas Siyasi Büro Şefi Sayın İsmail Haniye’ye ve soykırımda hayatlarını kaybeden diğer bütün Filistinli şehitlere Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, Filistin halkıyla baş sağlığı dileklerimi paylaşıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Seyfullah Koyuncu Arşivi