Hayrettin Atak
Hayrettin Atak Ne söyleyelim ki şimdi?

Ne söyleyelim ki şimdi?

Sözün de yazının da bittiği yerdeyiz.

Bir kez daha…

Ne söylenebilir ki 10 yiğidimizi yitirdik. Sadece onlar mı? 8 insanımızı daha ebediyete uğurladık onlarla birlikte. 18 Ana yıkıldı, 18 baba gözyaşını içine akıttı. Onlarca yetimin ahı semaya ulaştı… Ateş sadece düştüğü yeri yakmadı… 80 milyon bir kez daha yutkundu acı acı… 

Dünya üzerinde kendilerinden bu kadar nefret ettirmiş başka insanlar var mı bilmiyorum?

Bu nefret yüzünden başaramayacağınızı sizde biliyorsunuz. Birbirimizden nefret edelim istiyorsunuz sadece. 

Etmeyeceğiz… 

Yenilmeyeceğini biliyorsunuz bu ülkenin. İstiyorsunuz ki kendimize yenilelim.

Yenilmeyeceğiz…

Kürdüyle, Türküyle kim bükebildi ki bu milletin bileğini üç beş çapulcu bükecek…

Bunu hepimiz biliyoruz da kendileri mi bilmiyor?  Biliyorlar elbet… 

Biz de yüreğimize su serpilsin istiyoruz. Çok mu zor bu? Çok mu uzak kandil? Ne kadar büyük bir dağdır ki? Dümdüz edecek bombamız mı azdır? Her teröristi gören İHA’lar toplandıkları yeri mi bulamıyor? Üstlerini baştakilerini mi görüntüleyemiyor sadece? 5 ton patlayıcı yüklenirken hiç kimse mi görmedi? Örgütün içindeki istihbaratçı sayısı mı azaldı?

Ne istiyorsunuz bu milletten bunları bitirmek için?

Her ne ise vermeye hazır bu millet…

Yeter ki bu son olsun…

Elbet bu son olmayacak, kıyamete kadar sürecek bu savaş. Bazen isim değiştirerek…

Biliyoruz da yüreğimize anlatamıyoruz… 

‘Babil’ ismi dünya üzerinde ‘Dinler tarihine’ dair herhangi bir kitap okumuş hiç kimse için iyi bir şeyler çağrıştırmayacağını düşünüyorum.

Şirkete, siteye, yayınevine bu ismi vermek hangi tanıtım mantığının sonucu bilemiyorum…

Reklamın iyisi kötüsü olmaz diyorsanız o ayrı tabi…

Bir de, bütün savaşlarını kazanıp kelimelerle yapılan saldırıların neredeyse tamamında yenilmiş bir millet için konulan isimlerin de, kelimelerinde pek bir şey ifade etmediği gerçeği var…

Konya’da Dünya hayvanları koruma günü Hayvanat Bahçesinde kutlanmış!

O kadar güzel bakıma, güvenli bir hayata rağmen sakinlerinin gözlerindeki mutsuzluğu görünce olabildiğince ironik bir haber… 

Asker olsaydım ve ‘Kışlaya gelecek olan birliğin komutanını vuracaksın’ diye bir emir alsaydım…

Bir pusu kurar, siper alır ve onlarca kişinin arasından o kişiyi vurmaya çalışırdım.

İşimi garantiye almak için onlarca askerin arasına dalıp adamın kafasına sıkar mıydım bilmiyorum? Bir Kahramanla, aramdaki fark bu sanıyorum…

Ben sonunu düşünüyorum…

Soru; Bu neyin kafası? Biri internet üzerinden ta İngiltere de yaşayan 20 yaşındaki birine sarkıntılık etmiş. Tabi ki çok kötü bir şey ama bizimkileri ’Küçük yaştaki çocuğa cinsel istismar’ suçundan adamın ifadesini almaları çok daha kötü olmuş…

Bizim 16-17 yaşlarındaki çocukları altın tepsi de art niyetlere sunan medya haberi çok mutlu vermiş ama… 

İki yüzlüsünüz… 

Meşhur zengin bir yönetmen oğlunun trafik kazasında öldürdüğü adam için 1.5 milyon para ödemiş.

Allah’ın haram kıldığını helal, helal kıldığını haram eylemeye çalışan Müslümanlardan hakaret üstüne hakaret…

Müslüman gibi düşünemediğimiz için zaten tüm bu çektiklerimiz demeyeceğim…

İslam’ı bilmediğimiz için tüm bu çektiklerimiz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi