Yeni bir hafta, yeni umutlar, yeni başlangıçlar…

 

Dolu dolu geçen bir hafta sonunun ardından yine yoğun bir gündeme gebe olan yeni bir haftaya başlıyoruz.

 

Geçtiğimiz Cuma gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından imzalanan kararnameler gündeme damga vurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bana göre ‘aileye zulüm sözleşmesi’ olan İstanbul Sözleşmesi’ni yırtıp attı.

 

Çok da iyi yaptı…

 

Bugün sağ olsunlar yazarlarımızın tümü bu konudan bahsetmiş. Kıymetli yazarlarımız Mehmet Toker, Şenol Metin, Musab Seyithan, Ramazan Köroğlu ve Hacı Ahmet Şimşek’in makaleleri gerçekten okunmaya değer.

 

O sebeple İstanbul Sözleşmesi hakkında uzun uzadıya bir şeyler yazmaya gerek duymadım. Daha önce birçok kez köşe yazılarımda İstanbul Sözleşmesi hakkında dile getirdiğim konular olmuştu. Bugün kısaca birkaç satır eklemekle yetineceğim.

 

Köşe yazarlarımızın yaklaşımından, sosyal medyadan ve çevremdeki insanlardan edindiğim izlenimlere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçte olsa İstanbul Sözleşmesi’ni yırtıp atması olumlu karşılık buldu.

 

Bakmayın siz sosyal medyada sesi gür çıkan marjinal azınlığa. Özellikle cinsiyet eşitliği, kadının beyanı esastır anlayışı ve LGBTİ noktasında bu toplumun köklerinde ortaya çıkan çürümüşlükten beslenen bazı odaklar elbette avazı çıktığı kadar bağıracaktı.

 

AB veya Soros fonlarından bol miktarda döviz alan ve dış destekli toplum mühendisliğinin içerideki aparatı olan kuruluşlar elbette musluklarının kapanmasını istemezler. İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesiyle büyük gelir kaybı yaşayacaklar.Yine feminist grupların da toplum sosyolojisindeki ağırlıklarına darbe indirilmesi elbette hoşlarına gitmeyecekti.

 

Sırf bu sebeplerle bile bu garabetin artık son bulması gerekiyordu.

 

İstanbul Sözleşmesi’nin ortaya çıkardığı mağdurlar sürüsünün sesi, bu odaklar kadar gür çıkamıyordu. Çünkü psikolojik olarak toplumda bir sindirilmişlik içerisinde bırakılmışlardı. Ortaya milyonlarca mağdur çıkaran bu ithal sözleşmenin iptali çok isabetli oldu.

 

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Cuma gecesi imzalanan bir diğer kararname de Konya ile ilgiliydi.

 

3 yıldır Konya İl Müftülüğü görevini yürüten Ahmet Poçanoğlu, yaş haddinden dolayı emekliye ayrılmıştı. Ahmet Poçanoğlu 3 yıldır görevini hakkıyla yerine getirdi diyebilirim. Kendisine çalışmaları ve emeklerinden dolayı bir hemşehrisi olarak teşekkür ederim. Sağlıklı ve uzun ömürler dilerim.

 

Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü Kur'an-ı Kerim Okuma ve Kıraat İlmi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç Dr. Ali Öge, Konya'nın yeni il müftüsü oldu.

 

Ali Öge, Diyanet camiasının değişik kademelerinde uzun süre çalışmış tecrübeli bir isim. Bunun yanında bir de akademik bilgi birikimi nedeniyle farklı bir yönü var. Dahası, Mehir Vakfı’nda görev almış, sivil toplum kuruluşu çalışmalarında da ön plana çıkmış dertli bir isim.

 

Yani sahanın neredeyse her tarafına hakim.

 

Ali hocamı uzun zamandır tanırım. Konya için isabetli bir atama olduğunu söylememiz gerekir. Yeni İl Müftüsü Ali Öge hocama da görevinde başarılar dilerim. Allah yardımcısı olsun, yeni görevinin Konya adına hayırlara vesile olmasını niyaz ederim.

 

 

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 13-19 Mart tarihli illere göre haftalık vaka haritasını paylaştı. Verilere göre Konya her 100 bin kişiye 252,18 koronavirüs vakası ile en fazla vaka sayısının yaşandığı iller tablosunda yine 8. sırada yer aldı. 

 

Tablonun açıklandığı ilk hafta Konya’da 100 binde 90,99 olan vaka sayısı, ikinci hafta 101,95'e, üçüncü hafta 119,23, dördüncü hafta 150,98'e, beşinci hafta 203,91'e yükselmişti.

 

Yani istikrarlı kötü gidiş devam ediyor. Konya kızardıkça kızarıyor.

 

Mevcut duruma göre herkesin aklında tek soru var!

 

Son verilere göre Kovid-19 vaka sayısı her 100 bin kişide İstanbul'da 251,12, Ankara'da 107,99, İzmir'de 111,41 oldu. Yani bu iller de Konya ile aynı kategoriye gelmiş oldu.

 

Peki bu illerde serbest olup Konya’da yasak olan faaliyetler bundan sonraki süreçte ne olacak?

 

İstanbul ve Ankara gibi illerde de Konya’daki kısıtlamalar mı uygulanacak, yoksa Konya’daki kısıtlamalar gevşetilip İstanbul ve Ankara’daki serbestlik mi uygulanacak?

 

Bunun cevabını bu hafta Perşembe veya Cuma günü alacağımızı tahmin ediyorum.

 

Ben gevşeme beklemiyorum, İstanbul ve Ankara, Konya ile aynı hizaya gelir gibi, bunu söylemiş olayım…