Nasreddin Hoca’ya da Akşehir’e de yakışmadı!
15 Temmuz Bin yıldır devam ediyor bu topraklarda.
Kimi zaman 30 Ağustos’a denk geldi 15 Temmuz, kimi zaman 9 Eylül’e…
Kimi zaman 26 Ağustos’a denk geldi, kimi zaman 31 Mayıs’a…
Ama hep vardı.
Bu millet tam bin yıldır nöbette.
…
Bin yıldır vazgeçemediğimiz bir şey daha var; Meydanlarda, savaş alanlarında kazandıklarımızı masa başında kaybetmek pardon! hediye etmek. Bu sefer ara sıra kazanıyor gibi görünüyor sonra başladığımız yere dönüyoruz sanki!
Asıl mesele ve asıl dava burada kazanmak oysa…
Kaybetmenin altını çizerek konuya gireyim; Akşehir Nasreddin Hoca Şenlikleri'ne yani…
Gelen haberden satırbaşları şöyle;
“58. Uluslararası Akşehir Nasreddin Hoca Şenliği kapsamında Akşehir Açık Hava Tiyatrosunda yaklaşık 7 bin kişiye konser veren ünlü pop müzik sanatçısı İrem Derici, performansı ve sahne şovuyla binlerce kişiyi coşturdu.”
“Konser öncesi ünlü sunucu ve şovmen Doğukan Alsay, alanı dolduran binlerce kişiyle birlikte dans ve şov yaptı. Doğukan Alsay, açık hava tiyatrosunu dolduran binlerce seyirciye Meksika dalgası da yaptırdı.”
“İrem Derici konseri sırasında, hakkında çıkan “Hasta oldu bir aydır hastanelerde tedavi görüyor” haberlerine de cevap vermiş”
Yer; Akşehir. Bildiğimiz Akşehir yani… Konya’nın ilçesi olan…
Faaliyet; Nasreddin Hoca Şenliği... Mütefekkir, Kadı, Din Alimi, Filozof, Simge, Gazi Nasreddin Hoca yani…
Şimdi siz,kiraz festivaline, kavun karpuz erik ceviz hasadı şenliklerine, Sıla-i Rahim günlerine, İrem Derici’yi, Buray’ı, Tarkan’ı, Shakira’yı, Beckenbauer’i, NastasyaKings’i çağırabilirsiniz… Sıkıntı yok!
Hatta bizi de çağırın biz de gelelim…
Ama Nasreddin Hoca ile ilgili bir şenliğe bu muameleyi yapmaya kimsenin hakkı yok…
Hoca’nın türbesine gidip, Fatiha okuyup oradan o konsere gidemezsiniz. Giderseniz İslam’ı yolunmuş deve kuşuna çevirirsiniz…
Şenliğin geri kalanının ne kadar İslami olduğu noktası tartışılabilir. Ama burası asla… Ne tartışma ne de su götürür…
Tamam eşeklere ters bindik, en güzel gözlü eşekleri seçtik, fıkraları canlandırdık, güldük eğlendik… Dağılalım ondan sonra. Olmaz ama illa işin cılkını çıkaracağız…
Tüm yaşantımız ve inanç sistemimiz ifrat ile tefrit arasında gidip geliyor sanki sürekli.
Bir vasat olmayı becerebilsek hem çağdaş olmayı başaracağız, hem de İslam’ı yaşayacağız hakkıyla…
Masabaşında kaybetmek tam olarak ta bu işte...
Bu sebeple Cumhurbaşkanımızın “Kültürel İnkılabı gerçekleştiremedik” sözü böyle faaliyetler için söylenmiş olsa gerek…
…
MHP 15 TEMMUZ’UN NERESİNDE?
15 Temmuz faaliyetlerinde diğer partilerde olmalı. Özellikle de MHP... Hepsinde hem de… Güçlü bir şekilde… Tabi gönül hepsini ister ama bazılarının hiçbir zaman olmayacağı ortada. 15 Temmuz nöbetinde rabia kadar bozkurt da görmeli meydanda. Bunun için kim fedakarlık yapması gerekiyorsa yapmalı…
Yoksa bu Milli Birlik Günü bir Ak Parti günü olarak sıkıştırmaya çalışacak birileri…
Keşke Musa Arat 15 Temmuz basın toplantısını MHP İl Başkanı ile birlikte yaparak başlasaydı buna…
…
BOSNA’YI UNUTMAYACAĞIZ…
Nasıl unutabiliriz ki? Ruhumuzun en derin yarası. Avrupa’nın kirli yüzünün en büyük ispatı. Acziyetimizin ve mahcubiyetimizin en büyük bayrağı…
“Bosna özlemimizdir” diyoruz ya sanki ‘Biz hep Bosna’nın özlemiymişiz gibi’ bu özlemi yüz yıldır her fotoğrafta tepeden tırnağa hissetmek mümkün…
Tıpkı Aliyaİzzetbegoviç’in gözlerinde sürekli görünen o hüzün gibi…
Ve Srebrenitza’da ki vahşette yaşayacak yeryüzünde son Müslüman yaşadıkça…
Tıpkı 15 Temmuz gibi…