İsmail Yaşa
İsmail Yaşa Muhteşem eserler

Muhteşem eserler

Cumartesi günü bir program için İstanbul’daydım ve açılışından hemen bir gün sonra Taksim Camii’nde namaz kılmak nasip oldu.

İstanbul’a ve Taksim Meydanı’na yakışır harika bir eser olmuş.

Emeği geçen herkesten Allah razı olsun.

Kısıtlama olmasına rağmen camiye büyük bir ilgi olduğunu gördüm.

Taksim Camii’nin şimdiden İstanbul’un simgeleri arasına girdiğini söylesek yanlış olmaz.

İstanbul’a gitmişken Ayasofya’yı ziyaret etmeden dönmek olmazdı.

Ayasofya’yı daha önce müzeyken ziyaret etmiştim fakat yeniden camiye dönüştürüldükten sonra gitmek nasip olmamıştı.

Ayasofya Camii’nin ihtişamı ve atmosferini anlatmaya kelimeler yetmez.

Cami havası binanın adeta iliklerine kadar işlemiş.

Her iki cami için de yıllardır verilen mücadeleleri unutmamak gerek.

Bugünlere kolay gelinmedi.

Ayasofya Camii’nde veya Taksim Camii’nde namaz kılmayı hayal eden fakat ömrü vefa etmeyen, ikisi için de büyük çabalar sarf edip rüyalarının gerçek olduğunu göremeyen nice insan var.

Hepsine Allah rahmet eylesin.

Ayasofya Camii ve Taksim Camii, Türkiye’nin bağımsızlığının nişaneleri, Fatih Sultan Mehmet’in fethettiği ve bizlere emanet bıraktığı İstanbul’un Müslüman kimliğinin sembolleri sayılır.

Her ikisine de karşı çıkanların ve “Zulüm 1453’te başladı” diyen azınlığın rahatsızlığının sebebi de bu.

Kim ne derse desin, önemli değil.

Bu ülke bizim.

Fatih’in emanetine sahip çıkmaktan ve İslam toprağında cami inşa etmekten daha doğal bir şey olamaz.

Ayasofya Camii’ne ve Taksim Camii’ne sevinirken bir şeyi daha unutmamak gerekiyor.

Her iki camiinin de kapılarına kilit vurmak için yanıp tutuşanlar var ve kesinlikle boş durmuyorlar.

“Bundan sonra Ayasofya Camii yeniden asla müzeye dönüştürülemez ve Taksim Camii kapatılamaz” demeyin.

Olası bir iktidar değişikliğinde herhangi bir bahaneyle her iki camiyi de ibadete kapatmak için pusuda bekliyorlar.

“Tamirat var” der, kapatırlar ve o sözde tamirat da bir türlü bitmek bilmez.

Allah korusun, fırsatını bulsalar Ayasofya Camii’ni kiliseye bile dönüştürürler.

Taksim Camii’ni yıkmakta tereddüt dahi etmezler.

Bu nedenle, halkımızın uyanık olması ve bu tür emelleri olanlara fırsat vermemesi gerekiyor.

Aksi takdirde pişmanlığın bir yararı olmaz.

Daha da ötesi, Ayasofya Camii’nin Müslüman kimliğinin değiştirilmesine - istemeyerek de olsa - alet olanlar Fatih Sultan Mehmet’in lanetine maruz kalabilirler.

İstanbul’da önceki gün çok önemli bir eser daha resmi olarak hizmete girdi.

Çamlıca Tepesi’ne inşa edilen Çamlıca Kulesi, İstanbul’un fethinin 568’inci yıldönümünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıldı.

Anadolu Yakası’ndaki o harika tepenin eski halini bilirim.

Yan yana birçok demir kule ve üzerlerindeki vericiler İstanbul’un güzelliğine yakışmayan gayet çirkin bir manzara oluşturuyordu.

Çamlıca Kulesi’yle hem o çirkinlik ortadan kaldırılmış oldu ve hem de İstanbul’a turistlerin ziyaret etmek için can atacakları muhteşem bir eser kazandırılmış oldu.

Boğazın harikulade güzelliğinin ve kentin büyük bir bölümünün kuşbakışı seyrine imkân veren kuleyi yakında film ya da dizi sahnelerinde görürseniz şaşırmayın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Yaşa Arşivi