Hayrettin Atak
Hayrettin Atak Müdür Yaman’dan önemli uyarı!

Müdür Yaman’dan önemli uyarı!

Konya Emniyet Müdürü Şükrü Yaman’ı ziyaretimiz bize unuttuğumuz/ihmal ettiğimiz/ öneminin farkına varamadığımız birçok konuyu yeniden gündemimize taşıdı.

Artan 3. Sayfa haberlerinden, uyuşturucuya, FETÖ operasyonlarından düğün magandalarına, Suriyeli suç oranlarına kadar  Konya ve Konyalının güvenliğine dair ne varsa konuştuk.

Fırsat oldukça uyarılan her konuyu elimizden geldiğince hatırlatacağız tek tek…

Sadece bazı suç türlerinde üst üste yaşanan kötü olaylar sanki 3. Sayfa haberlerinde bir patlama yaşanıyormuş hissi vermişti hepimize… 

Öncelikle şu müjdeyi verelim; Konya’nın adli vakalarında herhangi bir artış yok. Hatta bazı suçlarda önemli azalmalar yaşanıyormuş. Bu konu ile ilgili Emniyetin yaptığı istatistik Konya’yı sevindirmeli. Ara sıra haberlerimizde ‘Neler oluyor Konya’ya’ diye soran biz sevindik…  

İlk günden beri savunduğumuz “Suriyelilerin karıştığı suç oranlarının yüksek olduğu ile ilgili oluşturulmaya çalışılan algının yanlış olduğunu” en yetkili isimden duymak sevindiğimiz bir diğer konu oldu…  

Müdür Şükrü Yaman’ın bunlardan ziyade konuşulan onlarca konu içinde gündem ile ilgili uyarıları çok önemliydi…

İlki; Önceki gün yaşanan Galatasaraylı bir taraftara yapılan saldırı ile ilgili olanıydı... Saldıranlardan ikisi liseli. İşledikleri suçun farkında bile olduklarını düşünmüyorum. Olsalar dayak görüntülerini sosyal medyaya koyup, kendi kendilerini ihbar etmezler…  Yoksa saldırıya uğrayan Galatasaraylı gencin bir şikayeti bile söz konusu değilmiş… Olay sosyal medyadan yayılana kadar…

Peki şimdi ne olacak o çocuklara; ‘Belki de gasptan yargılanacaklar’ “Elindeki formayı aldılar diye…”

 Bunu düşünmüşler midir? Hiç sanmam. Hayatlarında ki travmayı düşünemiyorum…

O nedenle çocuklarımızın bu konuda bilince ve ciddi bir eğitime ihtiyacı var. Sadece Türk filmlerinde değildir sanırım, küçük hatalarla mahvolan hayatlar…

Bu nedenle bu konudaki uyarısını çok önemsedim Emniyet Müdürü Şükrü Yaman’ın…

“Bir ara sokakta arabanızla on saniyeliğine yaptığınız hız... Küçük bir dikkatsizlik… Ne kadar Konyasporlu olduğunuzu göstermek için yaptığınız saldırı... Düğünde sevincinizi göstermek için havaya sıktığınız bir kurşun… Birinin gözünü korkutmak için yaptığınız küçük bir tehdit...” hayatınızda kapanamayacak yaralar açabilir” diye…   

Nice hayatlar sönüyor bu şekilde…  

Bir de olayın Konya İmajı tarafı var…

Sadece kişilerin değil, şehirlerin de hayatlarını karartıyoruz…

Sosyal medyada yaptığınız bir paylaşımın yada yaydığınız bir görüntünün ‘Konya imajına’ ne kazandırıp ne kaybettireceğini de hesaplamalı…  

Olay asla küçümsenemez elbet…

Ama küçük hataların bedelini koca bir şehre ödetmekte adil değil.

Futbolda yaşanan onlarca olay hatırlıyorum;

Polis otolarını üst üste konulup ateşe verdiklerini, benzinlik yaktıklarını hatta koca şehri yağmalayan taraftar gruplarını…

Rakibin otobüsünü kurşunlayanları…

Stadın içinde öldürülen gençleri.

Hatırlamadığım; bunların hiç birine Konyaspor kadar ceza verilmediği…

O sebeple her paylaşım için çok daha fazla dikkatli olunması gerek…  Konya adına.

Yaşanan kötü hadiselerin üstünü kapatalım anlamında değil bu.

Ama yaşanan bir olayı mal bulmuş mağribi gibi birilerinin gözüne sokmaya çalışmayalım yeter.

Aksi takdirde Konya’ya verilecek zararı tamir etmek çok ta kolay olmuyor…  

Emniyet Müdürü Yaman’ın belirttiği gibi ‘Kötü bir olay Konya’da olunca çok daha fazla kıymetleniyor. Aynı olay başka şehirde olunca bu kadar yankı bulmuyor.

Bir diğer altı çizilecek önemli cümlesi ise;

“ Polis artık işine yoğunlaşmalı. Her vatandaş sorumluluğunun ve yapması ya da yapmaması gerekenlerin bilincinde olması gerek. İşte ancak o zaman polis işine yoğunlaşır. Vatandaş, düğünde havaya silah sıkınca coşkusunun artmadığının ve sonuçlarının farkına varırsa ancak biz o zaman asıl yapmamız gereken işlere yoğunlaşırız. Ve ancak o zaman hepimiz çok daha güzel bir şehirde yaşamanın keyfine varabiliriz”

İşte ancak bu zaman “Güzel bir hayat sürme davası”nın kazananı olmaz mıyız? 

İşte asıl meselemiz de bu değil mi?   

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi