İsmail Yaşa
İsmail Yaşa MOSSAD’ın ajan devşirme taktikleri

MOSSAD’ın ajan devşirme taktikleri

Filistinli bir arkadaşım Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuyan Filistinli bir öğrencinin Cuma namazından çıktıktan sonra kaybolduğunu ve günlerdir kendisinden haber alınamadığını söyleyerek, konuyu sosyal medyada gündeme getirmemi rica etti.

Bunun üzerine bana söylediklerini Twitter’da paylaştım.

“Filistinli kayıp tıp öğrencisi” konusu daha sonra yerel ve ulusal basında da haber oldu.

Birkaç hafta sonra söz konusu öğrencinin MOSSAD lehine ajanlık yaptığı için gözaltına alındığını ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından sorguya çekildiğini öğrendik.

Filistinli öğrencinin kayıp olduğu bilgisini paylaşan ve akıbeti konusunda kaygılananların büyük çoğunluğu eminim ki benim gibi hayal kırıklığı yaşamıştır.

MOSSAD’ın Filistinlileri nasıl ajan olarak devşirdiği konusuna geçmeden önce son günlerde kritik operasyonlara imza atarak Türkiye’de faaliyet gösteren birçok hücreyi çökerten MİT’i ve çalışanlarını başarılarından dolayı kutluyorum.

Dosta güven, düşmana gözdağı veren bu operasyonlar ülkemizin yabancı istihbarat örgütlerinin diledikleri gibi at oynatabilecekleri bir alan olmadığını herkese anlayacağı dilde anlatıyor.

Filistinlilerin Türkiye’de MOSSAD lehine ajanlık yaptıklarının ortaya çıkmasının şüphesiz bazı yansımaları olacak.

Birkaç kişinin günahının koskoca bir topluma mal edilemeyeceği kesin.

Fakat bundan sonra Türkiye’de Filistinlilere yaklaşılırken daha dikkatli ve ihtiyatlı olunacağı söylenebilir.

“Filistinli kayıp tıp öğrencisi” konusu Türkler tarafından sosyal medyada, gazetelerde ve haber sitelerinde gündem yapılmışsa bu onların Filistinliler tarafından kendilerine verilen bilgilere güvenmeleri sebebiyledir.

Ancak bundan sonra Filistinlilerden gelecek benzer bir bilginin ve ricanın aynı karşılığı bulması beklenemez.

Kısacası son olay herkesten önce Filistin halkına darbe vurdu.

Filistinlilere ve haklı davalarına çamur atmak için pusuda bekleyenlere koz verdi.

MOSSAD’ın Filistinlileri ağına düşürerek ajan olarak kullanmak için başvurduğu birçok taktik var.

Hedef olarak seçilen kişilerin tutkularını ve zaaflarını kullanmak zaten diğer istihbarat örgütlerinin de başvurduğu bir metot.

İşgal ve abluka altında oldukça zor koşullarda yaşam mücadelesi veren Filistinliler arasında da elbette böyleleri var.

Bir miktar paranın ve daha iyi yaşam koşullarının cazibesine kapılıp gönüllü olarak ajanlık yaparlar.

İsrail istihbaratının Filistinlileri kullanarak bilgi toplamak için başvurduğu bir diğer taktik de zor durumda olan insanların zaruretlerini istismar etmek.

İşgal altındaki Batı Şeria’ya tüm giriş çıkışlar ve Gazze Şeridi’nin Rafah haricindeki kapıları İsrail’in kontrolünde.

Dışarıda bir hastanede tedavi olmak zorunda olan hastalar ve refakatçileri, işadamları ve malları, öğrenciler o kapılardan geçmek zorunda.

Kapıya gelen Filistinliler istihbarat subayları tarafından sorguya alınıyor ve uygun görülenlere geçiş kolaylığı gibi bir takım şeyler karşılığında işbirliği teklif ediliyor.

Kabul etmeyenlere zorluk çıkarılıyor ve belki de kapıdan geri çevriliyorlar.

MOSSAD’ın kullandığı en sinsi taktik ise kullanmak istediği kişilere bir başka ülkenin vatandaşı gibi yaklaşmak.

Bilgi toplarken Amerikalı veya Avrupalı bir gazeteci, akademisyen, aktivist ya da sivil toplum kuruluşu temsilcisi rolü oynamak.

Dolayısıyla kullanılan kişiler - çok uyanık değillerse - gerçekte MOSSAD’a hizmet ettiklerinin ve ajanlık yaptıklarının farkına bile varmıyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Yaşa Arşivi