Seyfullah Koyuncu

Seyfullah Koyuncu

Milli Eğitim bu yanlıştan dönmeli!

Milli Eğitim bu yanlıştan dönmeli!

2024-2025 eğitim öğretim yılının başlamasıyla birlikte okullarda en büyük problemlerden biri temizlik personeli yetersizliği oldu.

Olayı bilmeyenler için kısaca açıklamam gerekirse; geçen yıl temizlik görevlilerine 17 bin liralık asgari ücret veriliyordu. Ancak bu dönem sistem değişti. Personelin İŞKUR bünyesindeki İşgücü Uyum Programı'ndan karşılanmasına karar verildi. Haftada üç gün ve azami 22,5 saat çalışma süresi öngörüldü.

Ancak ücret ayda 8 bin 447 lira olunca yeterli personel bulunamadı.

Bazı okul yönetimleri, bu krizi aşmak için alternatif çözümler üretmeye çalışıyor. Temizlik personeli eksikliği nedeniyle okul yönetimleri, velilerden eleman istihdam etmek için maddi destek talep ediyor. Bazı okullarda da veliler dönüşümlü olarak okulu ve sınıfları temizliyor. Maddi gücü yetersiz olan okullar, ek destek sağlayamazken, mevcut personelle zor şartlar altında çalışmaya devam etmek zorunda kalıyor.

Çevremizden bu konuda çok fazla şikayet geliyor. Milli Eğitim Bakanlığı’na tepkiler çok büyük…

Önümüz kış, özellikle kış aylarında artacak salgın hastalık riskini göz önünde tutunca, hijyenin önemi daha da artıyor. Bu hijyeni, taşıma suyla değirmen çevirerek sağlamanın mümkün olmadığı aşikar!

Milli Eğitim Bakanlığı bu kararından acilen dönmelidir!

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, geçtiğimiz gün konuk olduğu CNN Türk canlı yayınında, önümüzdeki haftadan itibaren bu sorunların ortadan kalkacağını duyurdu.

Bakan Tekin açıklamasında, "Taşeronlar kadroya geçtikten sonra sorun başladı. 120 bin personel yarı zamanlı görevlendirildi. Bu projeye iş gücü uyum projesine başvuru çok sınırlı kaldı. 120 bin istihdam alanı oluşturulmasına rağmen yüzde 25'i anca doldurulabildi. Bu talep eksikliklerinden dolayı okullarımızda böyle bir sıkıntı ortaya çıktı. Pazartesi itibarıyla Çarşamba günü 30 bin temizlik personeli alınacak. Gelecek hafta ilave personel ile sorunu çözeceğiz" ifadelerini kullandı.

Bakan Tekin’in bu açıklaması önemli tabi ki ama bence yetersiz, daha doğrusu net değil.

Temizlik personeli eksiğinin İşgücü Uyum Programı'ndan karşılanması planlanıyorsa yine yeterli sayıda başvuru olmayacaktır. Bence sistem eskiye dönmeli. En azından asgari ücretli bir personelin istihdam edilmesi gerekli…

Yoksa bu sene eğitimde çok büyük skandallarla yüzleşebiliriz…

Öte yandan bir konuya daha değinmem lazım.

Kendi temizliğini kendisi yapan bilinçli ve çevre duyarlılığı yüksek nesiller geliştirmek için bunun bir fırsat olduğunu belirtip Japonya’dan örnek veren bazı yorumlar okudum.

Bu yorumların minik bir kısmına katılsam da son derece yanlış buluyorum.

Evet biz çocukken kendi temizliğimizi yapardık, masa örtülerimizi eve getirir yıkatırdık, sınıflara pas pas atardık, mıntıka temizliğini de biz öğrenciler yapardık. Niye? Çünkü çevre temizliği bilinci gelişen öğrenciler diğer toplumsal kurallara da riayet eder, emek ile iş yapanlara üstten bakmayıp saygı göstermeyi öğrenirler. Bu çok doğru bir uygulamaydı. Ama bu haliyle doğru uygulamaydı.

Şu anki konumuz bu şekilde sorumluluk bilinci yükleyen temizlikler değil; şu anki konumuz okullardaki genel temizlik ve genel hijyen. -7 yaşındaki çocuk cam silemez, tuvalet temizleyemez! Hijyen temizliği çok farklı bir uzmanlık ister.

Japonya’dan örnekler vermek kolay ve güzel ama bizim ülkemizde eğitim sistemi yapboz tahtası olduğu için, bakana göre sistemler değiştiği için eğitimde alışkanlıkları ve istikrarı oturtmak imkansız.

Japonya’yı örnek alırken sadece temizlikte değil, disiplinde ve başarıda da örnek almak gerekir. Bahsedilen Japonya’nın eğitim sistemi bir asırdır aynı disiplinle ve kararlılıkla ilerliyor.

Bilmem anlatabildim mi…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Seyfullah Koyuncu Arşivi