Mesele, alınteri meselesidir!
6. Dönem Toplu Sözleşme süreci bu hafta sonu sona erecek. 3.5 milyon memuru doğrudan ilgilendiren bir sürecin kamuoyunun ilgisine mazhar olması doğal ancak bu yılki Toplu Sözleşme süreci kamuoyu ilgisine çok daha fazla mazhar oldu. Yalnızca bu ilgi bile ‘sendikalar ne yapıyor?’ diye soran aklı evvellere yeterli cevaptır.
2014’ten beri Türkiye’nin içine sokulduğu girdap, FETÖ’nun Telaviv kontrollü darbesi, siyasi iradenin güçlü toplumsal desteği, Memur-Sen’in FETÖ ile mücadele konseptinde ‘Beka’ kaygısına verdiği güçlü refleks, Memur-Sen’in sosyal maliyet üretme kapasitesini sınırladı. Bu sınırlılık, memur maaşlarında hükümetin öngördüğünden daha fazla artışları sağlasa da memur hakkını masadan alamadı.
2021’den itibaren Türkiye’nin hızla normalleşmesi, FETÖ’nün operasyon kabiliyetini yitirdiğine dair tehdit algısının azalması ve 2023’ün kazandığı anlam, bu yıl ki Toplu sözleşmeye ve pazarlık sürecine başka bir anlam yüklüyor. Bunu, Kamu İşveren Heyetinin ve Memur-Sen’in müzakere temelli yaklaşımlarında görüyoruz.
17-25 Aralık sonrası FETÖ ile mücadele sürecinin ardından Türkiye açılan ekonomik savaşın bedeli, emeğin, milli gelirden aldığı payın %52’den %48’e düşmesi olsa da, 6. Dönem Toplu sözleşmelerinde bu erimenin telafisi bekleniyor. Bu süreç hem sendikalar için hem de siyasi irade kritik. AK Parti'nin alt ve orta sınıfların temsilcisi kimliği bu süreçte teste tabi tutulacaktır. 2014'ten beri milli gelirden aldığı payı 4 puandan fazla düşen emeğin yanında mı saf tutacak, yoksa sermayenin ve bürokrasinin ‘populist politikalardan kaçınmalıyız.’ maniplasyonuna teslim mi olacak? İzleyip göreceğiz.
6. Dönem Toplu Sözleşmelerinde Çalışma Bakanı Vedat Bilgin’in sendikalarla olan güvene dayalı ilişkisi, akademik birikimi ve devletle olan hukuku dikkate alındığında kamu işveren heyetinin ilk kez bu düzeyde yetkinliğe sahip olduğunu ifade etmek gerekir. Memurları temsil eden yetkili konfederasyon Memur-Sen’in toplu sözleşme tecrübesinin ve bilgi birikiminin zirvede olduğunu biliyoruz. Memur-Sen, bununla da yetinmeyerek yaklaşık 6 aydır saha çalışmaları ile desteklenen çalıştaylar ile sosyal desteğini maksimize ederek masaya oturdu. Memur-Sen, bu yıl büyük bir fedakarlık yaparak bir stratejik hamle daha yapmış ve memurların hakkını en üst seviyede savunabilmek için ikinci büyük konfederasyon Kamu-Sen'i yanına alarak masada psikolojik üstünlüğü tesis ettiğini de söylemek gerekir. Özü 6. Dönem Toplu Sözleşme süreci çok farklı bir süreç olacak.
Geçen hafta içinde hükümet, memurların beklentisini karşılamaktan uzak bir teklif ile masaya geldi. Gerçi pazarlık bu, mutlaka birkaç defa revize edilecektir.
Cumhurbaşkanımızın 2 yıl önce açıkladığı 3600 ek gösterge olarak kodlanmış çalışma ile ilgili hükümetin çalışma yapılacağı açıklaması olumlu ancak yetersizdir. Ana ilkeleri Toplu Sözleşme masasında belirlenmeli ve bir takvime bağlanmalıdır. Aynı tespitimiz sözleşmeli memurların kadroya aktarılmasında da geçerlidir.
Son 3 Toplu Sözleşmeye % 3-4’lük tekliflerle gelen hükümetin pazarlığı bu sefer % 6'dan açıyor olmasını önemsiyoruz ancak yetersizdir. Gerçekleşen enflasyon artı refah payı somutlaştırılmalıdır. Son 3 Toplu Sözleşmede, hedef enflasyon baz alınmış ancak her defasında gerçekleşen enflasyon, hedef enflasyonu aşmıştır. Bazı yıllardaki sapmalar % 100’lere ulaşmıştır. Bu nedenle enflasyon farkı uygulaması yapılmak zorunda kalınmış, bu ise oransal zamları anlamsız kılmıştır. Memur maaş artışını TUİK’in belirlediği, gerçek maaş artışının olmadığı bir sistem fiili durum olmuştur. TUİK’in enflasyon verilerinin gıda başta olmak üzere temel tüketim ürünlerinin altında kaldığı gerçeğini dikkate almasak bile son 2 Toplu Sözleşme döneminde % 13 büyüyen Türkiye’de, memurlar maalesef bu büyümeden paylarını alamamıştır. 2014’ten bugüne emeğin milli gelirden aldığı payın %4 düşmesi de bu durumun deklaresidir.
Alt skaladan maaş alan memurlar ile üst skaladan maaş alan memurlar arasındaki makasın büyüklüğü de dikkate alındığında seyyanen artış zorunludur. Memur-Sen seyyanen artış talebini 600 TL olarak belirlemiştir ki makuldür. Gelir dağılımında adaleti tesis edecek, maaş makasını daraltacak seyyanen artış uygulamasına bundan sonra da devam edilmelidir.
6. Dönem Toplu Sözleşme süreci tamamlanır tamamlanmaz 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda bazı değişikliklerin yapılması zorunlu hale gelmiştir. TBMM açıldığında ilk yapılması gereken çalışmalardan birisi memur iradesinin güçlü bir şekilde masaya yansıması için uluslararası normlara göre Toplu Sözleşme sistemi kurgulanmalıdır. Ardından grevli sendikal haklar, memurlar için de tanınmalıdır. Son olarak ta, İngiltere gibi sendikaların parti kurup doğrudan siyaset yapabildiği bir çalışma yaşamında, memurların siyaset yapmasının önündeki engeller de kaldırılmalıdır.
Son olarak Toplu Sözleşme fırsattır, değerlendirilmelidir. Bu husus parti karşıtlığını ya da tarafgirligini aşan bir meseledir. Alınteri gibi kutsal bir hak'kın tespiti ve sahibine teslimi meselesidir. 2014'te emek, milli gelirden %52 pay alırken bugün %48 pay almaktadır. Mücadele budur.