Konya’da siyaset ‘Y’eni ve ‘Z’ekice adımlar atmalı...
Yerel seçimler için geri sayım başladı. Adaylar sahada çalışmalarını sürdürüyor.
Her şey değişirken; siyasetin de değişip, kendisini yenilenmemesi düşünülemezdi herhalde.
Türkiye, özellikle son 16 yıldır demokrasi anlamında birçok yeniliği uygulamaya koydu. Bu yeniliklerden en önemlisi de yine siyasi katılım ve seçimlerle ilgili oldu.
Adaylık yaşının 18’e düşürülmesinden tutun da parti bayraklarının, aday afişlerinin ve seçim müziklerinin kullanılmadığı bir seçim dönemine kadar hepsini yaşayarak görüyoruz.
Siyasi sistem bu yeniliklere uyum sağlamasına sağladı da bu sistemin asli unsuru olan siyasetçiler uyum sağlayabiliyor mu? İşte orası muallak.
YSK verilerine göre, Türkiye’de yaklaşık 57 milyon 94 bin seçmen bulunuyor.
Bu seçmenleri, kuşaklar halinde değerlendirmenin en doğru yaklaşım olacağını düşünüyorum.
İnsan kaynakları literatürü, bu kuşakları X,Y,Z kuşağı olarak sınıflandırıyor.
Jenerasyon X 1961 ve 1981 arası doğumlu, jenerasyon Y 1970 sonları ve 21.yüzyılın ilk yılları doğumlu, jenerasyon Z yani (Dijital Tür) 2000 ve sonrası doğumlulardan oluşuyor.
Hani hep duyduğumuz ‘Z Kuşağı’ var ya, işte onları bilimsel dilde ‘Dijital Tür’ olarak sınıflıyor insan kaynakları literatürü.
Bu tabloyu siyasal anlamda yorumlamak çok önemli bence.
Mesela, 31 Mart’ta 2000 yılı ve sonrası doğumlu Z kuşağından yaklaşık 1 milyon 200 bin kişi ilk kez oy kullanacak.
24 Haziran’da ise, 18-29 yaş aralığındaki seçmen sayısı toplam oy kullananların yüzde 24,8’ini oluşturdu.
1980-1999 arası doğan ve insan kaynakları literatürüne ‘Y Kuşağı’ olarak geçen kuşak ise Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 25′ini kapsıyor.
Yani kabaca bir hesapla, seçmenin yüzde 50’si, yaklaşık 29 milyonu ‘Y ve Z’ kuşaklarından oluşuyor.
‘Y ve Z’ kuşağının aksine; türlü krizleri, sıkıntıları, kıtlıkları görmüş ve yoğurdu üfleyerek yiyen nesil olan ‘X’ nesli ise zaten AK Parti’nin kemik oylarının temelini oluşturuyor.
Özet olarak Y ve Z kuşağını anlayan bir değil tam 10 adım öne geçiyor.
‘Y’eni ve ‘Z’ekice adımlar atmak kaçınılmaz.
Yeniliklerin partisi olsa da hep yenilikleri kovalayan Z kuşağının özelliklerini tahlil etmede AK Parti çok başarılı olamadı.
Z’ler, aktivist bir kuşak. Dünyadaki yenilikleri başlatabilecek zihin yapısına sahip. Aynı anda birden çok işi yapabilecek, girişimci bir ruhlular. Hayatları online…
Daha çok okumayı seven Y kuşağı ise metinler üzerinden iletişim kuruyor.
Okumayı pek sevmeyen Z kuşağının iletişim kanalları ise Twitter, Facebook, Instagram ve YouTube.
Y-Z karışımı bir kuşak olarak siyasilere altın öneri: Siyasiler, gençlerin kendileriyle iletişim kurma çabalarına anında yanıt vermeli. Z’lerin kaybedecek vakti yok. Hızlı yanıtlar onları motive eder ve ciddiye alındıklarını hissettirir.
Y ve Z kuşakları için; kısa mesaj, promosyon, bayrak, uzun metinler önemsiz. Slogan ve görsellik çok daha önemli.
Z’lerin; spor, çevre ve dünya ile ilgili farkındalıkları yüksek. Bu nedenle onlara fiziki yatırımları anlatmak yerine, ufuk açıcı projeler, spor faaliyetleri ve teknolojiden bahsetmek gerek.
Mesela ‘Y ve Z’ kuşağı futbolda yabancı sınırlamasına kesinlikle karşı. Bu da onların özgürlükçü ve rekabet sever oluşundan kaynaklı. Olaylara sığ bakmıyorlar.
Yukarıda bahsettiğim tabloya binaen, Konya’da yapılan-yapılacak çalışmalar noktasında sık sık konuyu takip ediyorum.
Dün gazetemizi ziyaret eden Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı’ya da gençlerle ilgili bazı sorular sordum.
Selçuk Üniversitesi’nde okuyan ve Selçuklu’da ikamet eden genç seçmen dikkate değer. Onlara yönelik yapılan çalışmalardan bahsetti Pekyatırmacı.
Genç seçmenin ne istediği, onlara nasıl yaklaşılacağı ve hangi iletişim kanallarının kullanılacağının farkında olması bence önemliydi.
Mesela Uğur İbrahim Altay’ın da sosyal medyadaki etkileşimci tavrı gençleri etkiliyor. Altay, Twitter’da gençlere yanıt veriyor, fav esirgemiyor.
Karatay Gençlik Merkezi ve Selçuklu Gençlik Merkezi’nin de gençlere yönelik çalışmalarının daha da hızlanması gerekiyor. Özellikle Karatay’da sosyal alan oldukça kısıtlı, gençlerin vakit geçireceği yer pek fazla yer yok. O yüzden gençlik merkezine daha fazla önem gerekiyor.
Bu konuda Meram’ın da bir şeyler yapması lazım.
NEÜ’de okuyan genç seçmeni gözden kaçırmamak lazım.
Gençlik Kolları Başkanı Mustafa Selman Avcı ve ekibini takip ediyorum. Sosyal medyada oldukça aktifler. Hatta geçenlerde Meram’ı Twitter Hastaglerinde Türkiye gündemine sokmayı başardılar. Fakat bence bu kadarı yetmez. Daha fazlasını başarabilecek potansiyelleri var.
Mustafa Kavuş, Meram’ın gençleriyle daha fazla mesai harcamalı diye düşünüyorum.