Kim ne derse desin, Konyaspor’u yazacağım
Yazmaya başlamadan şunu ifade edeyim, bazı okurlarımız bizim spor ile ilgili yazı yazmamızı yadırgıyorlar, tabi bana mail yazanlara, sosyal medyadan mesaj yazan sevgili okurlarımıza, ya da telefonla bu konuyu bize ileten kıymetli karilerimize bu konuyu izah ediyorum ben futbol yazmak için bu yazıları yazmıyorum.
Burada bir kez daha yazmış olayım; ben haddimi bilen bir insanım, zaten TSYD’nin (Türkiye Spor Yazarları Derneği) üyesi de değilim. Bu anlamda üye olmayı da düşünmüyorum.
Ama bilginiz olsun ben hem futbol oynadım, hem de tekvando, güreş ve boks sporlarının içinde az ya da çok yer aldım.
Ama lise yıllarımda sporcu olmayacağıma karar vermiştim, onun için sürdürmedim. Yurtta beraber kaldığımız arkadaşlarımız çok iyi bilirler, iyi de güreşirdim, futbolda da fena değildim ama neticede insan ne olacağına karar vermeyi bilmeli, ben de sporcu olmayacağıma karar verdim ve olmadım.
Fakat futbolun da, diğer spor branşlarının da çok iyi bir takipçisiyimdir ve bu takibim de hala devam ediyor.
Bütün bunları spor yazmaya gerekçe olsun diye yazmadım, zira ben yine spor yazmayacağım. Benim yazılarımı da spor yazısı gibi lütfen okumayın. Zira ben futbol tahlilinden daha çok, Torku Konyasporumuzun Konya için önemini anlatmaya çalışıyorum.
Sporun gençler için, neslimiz için önemini anlatmaya çalışıyorum. Bu çerçevede de bir mantaliteyi, bir çerçeveyi çizmeye çalışıyorum.
Biz gençken bu günkü kadar gençler serserilik peşinde değildi, gençler kadın - kız ayağında değildi, gençler mesela parklarda gezmezdi.
Şimdi bakın, gençler hoydur hoydur geziyor, Kent Plaza, Kule Site gibi AVM’ler, marketler gençlerle dolu, hepsi olmayan parayı harcama arzusundalar. Hepsi dizilerdeki karakterlerin hayranı, çok çabuk sinirleniyorlar, nerede ise sosyal ilişkileri hiç yok, insanlarla konuşmuyorlar, kavga ediyorlar.
İnanın bu ve benzeri birçok sorunun çözümü spordur. Spor eğer gençlerimiz tarafından iyi algılanabilirse bugün ahlaki sorunların, insan ilişkisi merkezli sorunların birçoğunu çözeriz. Ama mevcut yapı gençleri spora yönlendirecek mantıkta değil.
Futbolda büyük paralar dönüyor, sanki futboldan bahsederken kara para aklama alanlarından, hukuksuz, kanunsuz işlerden bahseder gibi olduk, bunu yıkmak istiyorum.
Bugün ne yazık ki ülkemizde spor deyince futbol, futbol deyince de medya cambazları akla geliyor. Saatlerce birbirleri ile reyting için kavga eden şaklabanlarla dolu ekran ve güzel şeylere artık medyada fazla yer kalmıyor, işte bunu yıkmak için yazıyorum.
Pazar akşamı, Lig TV’deki Maraton Programı ile TRT’deki Stadyum Programını baştan sona izledim, genelde de izlerim zaten.
Bursaspor, Gençlerbirliği, Balıkesir, Galatasaray gibi takımların oynadıkları stadyumda inanın toplam 10 bin seyirci yoktu. Buna Rize’yi de ekleyebilirsiniz.
En fazla seyirci Konya’da oynanan Beşiktaş – Trabzonspor maçında vardı ve 33 bin seyirci ile oynandı bu maç.
Konyaspor’un Mersin İdman Yurdunu 2-0 yendiği karşılaşmada ben de stadyumdaydım ve bu karşılaşmada ise 12 bin seyirci vardı.
Bir de Eskişehir’deki maçta yaklaşık 10 bin seyirci vardı ve bu maçların dışındaki hiçbir müsabakada seyirci yoktu.
İşte bu kaybı görebilmeliyiz, futbolu, sporu tekrar insanlarımıza sevdirmeliyiz, modern dünyada gençlerimizi spora yönlendirmeliyiz, diye yazıyorum.
Netice itibariyle sizden ricam benim yazımı böyle algılayın, bir gazetecinin gelecek nesilleri için mücadelesi olarak algılayın.
Neyse bunları ifade ettikten sonra şunu da belirteyim, Torku Konyaspor iyi gidiyor.
20.10.2014 tarihindeki yazımda Torku Konyaspor ile ilgili şunları yazmışım;
Önümüzdeki hafta Kasımpaşa’ya konuk olacak, ardından ise Altay ile kupa maçı var, İzmir’e gidecek. Kardemir Karabük’ü konuk edecek ve ondan sonra Trabzon’a gidecek. Sonraki haftalar ise, Gaziantep, Akhisar, Mersin, Galatasaray, Gençlerbirliği, Beşiktaş, Rize, Bursaspor... Ve ikinci yarı başlıyor ve ilk maçta Eskişehir'le...
Gördüğünüz gibi zorlu bir süreç. Şu andaki tabloya baktığımızda bu futbolla Konyaspor sadece Mersin’e gol atabilir gibi görünüyor.”
O haftadan sonra Ahmet Şan yönetimindeki Torku Konyaspor çok önemli bir karar aldı. Mesut Bakkal gönderildi ve Aykut Kocaman getirildi.
Ve bizim bu listede ifade ettiğimiz süreçte Konyaspor 10 puan almış oldu. Kardemir’i, Gaziantep’i, Mersin İdman Yurdu’nu yendi, Akhisar ile berabere kaldı.
Bir tek Trabzon’a yenildi.
Burada Ahmet Şan ve ekibinin doğru bir hamle yaptığı görülüyor, buradaki başarıyı takdir ettiğimizi belirtelim, Aykut Hocayı zaten Konyalılar çok sever, takımla da uyum sağladı, umarım daha da başarılı bir çizgiye takım gider.
Galatasaray ile bu hafta kendi evimizde karşılaşacağız, ondan sonra ise Gençlerbirliği, Beşiktaş maçı ile maraton devam edecek.
Eğer Konyaspor bu şekilde devam ederse ben hiç şüphe duymuyorum, hem Galatasaray’dan, hem de Beşiktaş’tan puan alabilir, diğer karşılaşmalar da ise çok daha rahat olur ve ilk yarıyı ilk 5’de bitirebilir.
Asıl mesela ise Konyalıları, hemşerilerimizi maça getirmede…
Bunu nasıl başaracağız?
Bunu Torku Konyaspor kazanarak başaracak ve bizler de işte yazacağız, çizeceğiz, haberlerini yapacağız ve Konyamız’da bir hava oluşacak, Konya’da spor daha geniş kitlelere yayılacak…
İşte o zaman futbol şehrimize hizmet etmeye başlamış olacak.
Belirtmekte mahsur görmüyorum; Torku Konyaspor Basketbol takımımızda kazanırken, şu anda Konyaspor’ları da birleştirmek gerekiyor.
Konyaspor demek, Konya’da spor demektir.
Futbolu ile basketbolu ile voleybolu ile bisikleti ile güreşi ile tekvandosu ile atletizmi ile yüzmesi ile kayağı ile Konya’da spor Konyaspor çatısı altında yapılmalı, işte artık bunu konuşmaya başlamamız gerekiyor.
1980’li yıllarda Konya İdman Yurdunun kulüp binası iken ve daha sonra Konyaspor ile birleşme olduktan sonra da Konyaspor binası olan Zafer Çarşısı iyiydi ama artık Konyaspor’u daha başka bir binaya taşıma vakti geldi.
Evet, Konyalılar, Konyasporumuza sahip çıkalım diyorum ben ve diyorum ki Konyasporumuz da Konya’da spora sahip çıksın, gelecek nesillerimize hizmet edecek, onlara vizyon verecek büyük açılımlar yapsın, yıldızlar yetiştirsin.
Çok şey istemiyoruz değil mi?