KENDİNE GÜVEN ÇOCUK!
‘’Babana bile güvenmeyeceksin!’’
İşte ümmeti helaka götüren cümle bu oldu! Birbirimizden ayırmak için bize ‘güvenmeyeceksin’ denildi. Birbirine güvenme ki sizi dağıtmak daha kolay olsun.
En başta Arap’a güvenmeyeceksin çünkü o seni sattı, sonra Kürt’e sonra bilmem hangi ırka. Aman ha güvenirsen seni arkandan vurur. Bu şekilde ayrıştık birbirimizden. Yetti mi hayır, bu ümmet en alt birimine kadar parçalanmalıydı. Ülkedeki kimseye güvenmeyeceksin herkes menfaati için seni satabilir. Belki de siyasilere güvenmememizin altında yatan neden budur. Sonra komşuna güvenmeyeceksin senin sırlarını başkalarına söyleyebilir. Arkadaşlarına güvenmeyeceksin bu devirde gerçek dostluk arkadaşlık mı olur(!) Kardeşlerine güvenmeyeceksin. Her an seni sırtından bıçaklayabilirler. Eşine güvenmeyeceksin çünkü her an seni bir başkasıyla aldatabilir. Ve en sonunda karşılıksız sevginin tek örneği olan annene, hatta seni hep gözeten, koruyan, dış tehlikelere karşı kapı gibi arkanda duran babana güvenmeyeceksin. Güvenmeyeceksin ve köle olacaksın.
Dış dünyasında kendini rahat hissetmeyen bir insan iç dünyasına nasıl yönelebilir ki. Bunu kendini gerçekleştirme piramidi gereği söylemiyorum. Çünkü oradaki güvenlik maddidir Ki böyle bir piramide inanmak Hz. Peygamber ve sadık dostlarına hakaret etmektir. Buradaki manevi bir güvenliktir. Babana bile güvenemediğin bir toplumda kendine güvenmende çok zor olur. Hiç kimseye güvenemezken seni türlü hilelerle aldatan şeytana itaat ederken bunu gerçekleştiremezsin. Sonra da köle olacaksın işte, otokontrolünü başkalarının eline bırakmış aciz bir köle.
Şimdi bazı eğitimciler çocukların özgüven eksikliğinden bahsediyor. Çocuklar yeteri kadar özgüvene sahip değilmiş. Ve daha sonra yanlış teknikler uygulayıp yine özgüveni olmayan fakat olabildiğince şımarık bir nesil yetiştiriyor. Asıl sebebin çocuğun güven duygusunun oluşmamasından kaynaklandığını bilemiyor. Evet, çocukta güven eksikliği var ve bu yüzden kendini ifade edemiyor. Çünkü çok sevdiği annesi bile onu her sabah terk ediyor. Hem de bunu kendisi için yaptığını söylüyor. Çok sevdiği babası onu göreceği zamanlarda çalışıyor çünkü o çalışmazsa onun aç kalacağını söylüyor. Sonra para eşittir suni bir güven. Suni dedim çünkü paranın onu terk ettiği gün yerle bir oluyor, o da onu terk ediyor.
Anne kucağında yetişmeyen çocuk hep dışarıda başına bin bir türlü belanın geleceğini sanıyor, çok sevdiği annesi onun güvende(!) yaşaması için çalışması gerektiğini söyleyip dışarıdaki insanların kötülüğünden bahsediyor. Daha sonra güvenilecek tek şeyin para olduğuna inanan bir ümmet ortaya çıkıyor. Hani Hazreti Peygamber diyor ya benim ümmetimin helakı mal olacak diye ve gün geçtikçe farkına bile varmadan helak olup gidiyoruz. Birbirini sırtından vuran sözde olup özde olmayan bir ümmet olup çıkıyoruz. Kendine güven sloganları altında güvensiz ve köle bir toplum oluyoruz. ‘’Mü’min Mü’min’in canından ve kanından emin olduğu kimsedir.’’ Hazreti Peygamber’e sırtımızı dönüp babamıza bile güvenmiyoruz. Rabbim bizleri Hazreti Peygamberin gerçek ümmetinden eyleyip kalbimize birbirimize güvenme şevki versin.(Âmin)
Vesselam…