Mert Aslan
Mert Aslan KARDEŞLİK SPOTLARI NEREDE?

KARDEŞLİK SPOTLARI NEREDE?

Açıkça görülüyor ki, silahlı terörist unsurların ülkeyi terk etmeye başlamasıyla birlikte, eskiden risk alarak sadece devletin sınırlı miktarda yatırım yapabildiği Güneydoğu bölgemize özel sektör hücum etmeye başladı. Şu anda, bölgenin bazı illerinde fabrika kuracak yer kalmamış durumdadır. Huzur ortamı devam ettikçe ülkenin teröre giden kaynakları yatırıma aktarılacak, yapılan yatırımlar beş on yıl içinde bölgeyi cennete çevirirken, ülkenin küresel bir aktör olma idealini daha da somutlaştıracaktır. Çünkü o yara, bize çok kan kaybettirmişti. Artık doğuda ve batıda huzur ve güvenliğin tadına eren herkes yeni ortamı destekliyor. Dolayısıyla, yeniden silaha sarılması halinde terör örgütüne aradığı desteği vermeyecekleri bellidir. Bu tadın artması gerekiyor.

Bugüne dek vatanı en çok kendilerinin sevdiği ve en iyi kendilerinin koruyacağı yalanlarıyla milleti kandırmış olan, ama sonunda şaşırtıcı bir biçimde İşçi Partisi ile uygunsuz vaziyette suçüstü basılan, sağcı görünümlü, ama “babadan kalma” sol kökenli bir siyasetçi, terörün bitmesinden, yani Anadolu çocuklarının cesetleriyle dolu ekmek teknesinin devlet tarafından el konulup ortadan kaldırılmasından sonra çıldırmış bir halde, cartlak sesiyle sağa sola küfür ve tehditler yağdırmaya başlamış olsa da, kervan sessiz sakin yoluna devam edecektir. Beş altı yıl sonra huzurun ve kardeşliğin tadına iyice erecek olan Türkiye toplumu kandan irinden başka hiçbir şeyden söz etmemiş olan siyasetçileri defterinden silip tarihin çöp sepetine atmış olacak, hatta aradan beş sene daha geçtikten sonra isimlerini bugün karşısında “Şunu de, onu da yapalım!” falan diye bağıran fanatikleri bile hatırlamayacaktır.

Teröristlerin ülkeyi terk etmesi karşılığında ne verdin?” diye soranlara bu sürecin son zamanlarda aşırı kan kaybına uğrayan terörist başının devletin eline ayağına düşmesi ile başlamış olduğunu tekrar anımsatmakta yarar görüyorum. Ayrıca, başbakan karşılık olarak ülkenin bir parçasını vermediyse (ki vermemiştir), ne verirse versin, sana ne?! Burada demokrasiye herkese lazım olan yeni standartlar eklemekten başka bir karşılık yoktur; ama huzur sürecinin sonunda iki kelle kesin gidecektir. Türkleri ve Kürtleri sürekli tahrik ederek birbirinin üstüne yürüten, kavga çıkaran ve akan kanı içerek yaşayan iki asimetrik, ırkçı, nefretçi siyasal partinin kellesi…

 Bütün geleneksel beylik sözleri olduğu gibi, bazen olur olmaz yerde verilen basmakalıp kardeşlik söylevlerini de gülünç buluyorum; ancak yerinde, zamanında ve etkili tonda yapılması koşuluyla samimî “kardeşlik vurgusu”nu gerekli görüyorum. İşte şimdi, bunun tam zamanıdır!

Devlet bir an önce ılıman bir içerikte İslam ve insan temelli kardeşlik temasına oturan profesyonel ve etkileyici kamu spotları hazırlatmalı, terör örgütünün geri çekildiği önümüzdeki dönemde yakalayacağı boşluğu kardeşlik duygularını olabildiğince takviye ederek doldurmalıdır. Yapılacak olan kardeşlik spotları sık sık yayınlanırsa, zaman içinde “tekrarlama yöntemi” ile herkesin bilinçaltına “haklı bir önyargı” olarak yerleşmiş olacaktır. “Önyargı” sözcüğünü daha güçlü bir kanaat veya inancı ifade ettiği için kullanıyorum. Ayrıca unutmayalım ki, bazı önyargılar doğrudur.

Evet, kardeşlik spotları yapmanın tam vaktidir.

 Meraklısına küçük bir not:

Birileri, zaman zaman beni yalakalık etmekle suçluyorlar. Tıpkı Ebu Zerr gibi, işlerinde hayatı boyunca yalnız kalmış bir adamım. Allah’tan ve annemden başka hiç kimse elimden tutmamıştır. Cumhurbaşkanından, Başbakandan, bir milletvekilinden ya da bir bürokrattan hiçbir zaman yardım almamış, öyle bir girişimde bulunmamış ve beklenti içine de girmemişimdir. Devlet erkânından hep uzak durdum ve uzak duracağımı biliyorum. Sadece gerçeği arıyor, onu dillendiriyor, yazarken de Allah rızası için gerçeği savunmaktan başka bir kaygı taşımıyorum.

Bütün bunları duyduktan sonra, yine de geri dönüp bıyık altından pis pis gülerek, “Eh, artık bundan sonra olur!” diyebilen dangalaklar, hayat tarzımı ve sözlerimi hiç anlamamıştır. Sanayiye gidip kafalarını tamir ettirsinler…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mert Aslan Arşivi