Gökhan Kırlangıç
Gökhan Kırlangıç KALP Mİ TAHT MI?

KALP Mİ TAHT MI?

Sevgi ateşini her zaman canlı tutmaya ve söndürmemeye özen gösteren çiftler ne oluyor da hayat yolculuğunu birlikte tamamlamaya daha müsaitken yollara engeller çıkıyor. Nasıl aşılmalı bu yolların çabasından ziyade niçin nasıl yıkılır hesapları  yapılır?  Bu durumda ne yapılacaktı? Çiftlerin her şeyden önce sevgilerini canlı tutmanın ve artırmanın yollarını öğrenmeleri gerekirken; büyükler neden sevgiyi bitirme yolunda çaba sarf etti.

Bütün bu soruların beynime saldırırken çıkış yolu olarak işte bu yazım ortaya çıktı.

Bilirsiniz ki Sevgiyle başlayan bir evliliğin kısa bir süre sonra neden bitebildiği düşüncesi evlenmeyi düşünenlerin kafasını bir hayli karıştırır. Evlenince sevgiye neler olur? Kalplere taht kuran sevgi niçin bir kuş olur uçar gider? Sevgi kâinatın mayası, insanoğlunun yaratılış gayesini içinde barındıran bir tılsım değil midir?  Muhabbet, gönüllerde yanan bir ateş… Bu ateşin harını ayarlamak ve korumak yalnızca insanoğluna nasip olan özel lütuflardan.

Ancak sorun şu ki güzel ve özel olan sevgi de kontrol edilmesi, yönetilmesi gereken bir duygu. Ona sevgiyi içerisinde barındıran kalbin en hassas emanetlerden biri olduğunu bilerek bakmak... Evlilik yoluna sevgi ile çıkmak birkaç adım önde olmak anlamına gelir. Fakat önemli olan evlilik kapısından geçtikten sonraki evre. Zira günümüz evliliklerinde birbirlerine yıllarca derin bir sevgiyle bağlanmış kimseler dahi daha evliliklerinin 6. ayında ayrılmayı tercih edebiliyor.

Şunu özellikle belirtmek isterim ki çiftler karşılıklı olarak “Nasıl davranırsam sevgi artar; nasıl davranırsam sevgi azalır?” sorusuna odaklanmalı. Penceresini kapatıp “Bu eve Güneş girmiyor” demek ne kadar hatalı ise sevgisizlikten yakınmak da o denli yanlış olur. Eşinin kendisine olan sevgisini artırmak isteyen kişi onun ilgi alanına girmeli. Ne yazık ki evliliklerde genellikle eşler karşısındakini kendi ilgi alanına çekmeye çalıştığından sevgiyi artıracak ortam hazırlanamıyor. Oysa eşlerden biri diğerinin sevdiği, beğendiği alanlara girdiğinde, onunla bu alanlarda iyi bir diyalog kurabildiğinde diğer eş bu yakınlıktan hoşlanıp eşinin diğer gamlığını takdir edecektir. Bir süre sonra o da eşinin ilgi duyduğu şeylere kafa yormaya başlayacaktır.

 

Sevgi ateş gibidir. Yeni evlenenler bu ateşe bakıp sönmez zannediyorlar ve çaba gösterip beslemiyorlar. Beslenmeyince sevgi ateşi zamanla sönüp gidiyor.

Sen evimizin tüm ihtiyaçlarını halletmeye çalışıyorsun, gece gündüz bizim için uğraşıyorsun fakat bu davranışın bizi çok üzüyor” gibi ifadeleri samimi bir üslupla, içtenlikle ve zamanını, yerini kollayarak bildirmek daha doğru. Olumsuzu vurgulamaktansa olumluyu gördükçe memnuniyetini bildirmek ise daha önemli ve güvenli bir yol. Zira önemli olan karşımızdakinin yanlış davranışı ile ilgili sıkıntıyı ortadan kaldırırken sevgiye de zarar vermemek.

Bu çok mu zor? Değil elbet

O zaman çok güzel bir örnekle yazıma nokta koymak istiyorum.

 

Pir'in pergel örneğini biliyorsunuz Aslında reçetenin kendisidir bu örnek : Aşık dervişin bir ayağı her zaman yerde ve sabit olmalı. Aşk böyle dengelendiğinde kalıcı olup çiftlere uzun ömürlü mutluluk yaşatabilir.

Kalın efendim sağlıcakla...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gökhan Kırlangıç Arşivi