İslam hukukunda ve aile yapısı boşanma
Günümüz toplumsal problemlerin başında hiç şüphe yoktur ki artan boşanma olayları gelmektedir. “Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) araştırmaları, son yıllarda boşanan çift sayısının evlenen çift sayısına göre iki kat daha fazla arttığını bilimsel olarak kanıtlamıştır.” Kur’an'ı Kerim'in birçok ayetinde Müslümanların sosyal ve aile hayatının nasıl olması gerektiğini bildiren hükümler vardır. İslam’da evliliğe teşvik edilmiş ve boşanma hoş karşılanmamıştır. Dinimiz evlilik ve aile hukukuna o kadar çok önem vermiştir ki Kur’an’da en fazla ve ayrıntılı hüküm aile hukuku ile ilgili verilmiştir. Evliliği ve aile kurmayı teşvik eden ve kurallarını net ve hatta diğer konulara göre daha ayrıntılı olarak düzenleyen Kur’an, prensip olarak boşamayı teşvik etmemekle birlikte sadece belli bir prosedür ve ahlaki ilkeler dahilinde caiz görmüştür. İslâm Hukukunda Boşanma Prosedürü ve Ahlakı yine İslami kurallar çerçevesinde belirlenmiştir.
Dinimiz en küçük problemleri hoş görü ile karşılamak yerine, büyüterek hiç düşünmeden aile hayatının temelini sarsıp sebepsiz olarak boşanmayı Sevimsiz Helal olarak adlandırmıştır. Eşler arasında geçimsizlik türlü sebeplerden çıkabilir. Karı-koca bu geçimsizliği önce kendi aralarında gidermeye çalışmalıdırlar. Eğer başarıya ulaşılamazsa iki tarafın ailelerinden birer hakeme baş vururlar. Âlimlerin çoğunluğuna göre karı-koca, anlaşmazlık büyüdüğünde hâkime başvururlar. Hâkim de onların aralarını bulması için bu işe layık iki hakem tayin eder. Ayet-i Kerime'de Rabbimiz "Hakemler eğer barıştırmak isterlerse, Allah eşlerin aralarını bulur, düzeltir." (bk. Nisa, 4/35.) Peygamber efendimiz; "Evleniniz, fakat boşamayınız. Çünkü Allah zevke düşkün erkeklerle zevkine düşkün kadınları sevmez." (Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, I/304) buyurmuştur.
Başka bir hadiste ise yine Peygamber efendimiz "Allah Teâlâ'ya, helal kıldığı şeylerin en sevimsizi talaktır. (Boşamadır)" (İbn Mâce, nikâh 1; beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, VII/322; Hakim, Müstedrek, II/196) buyurarak,
Dinimiz her meselede direk boşanmak yerine anlaşma ve uzlaşma içerisinde toplumun yapı taşı olan aileyi bir arada tutmaya teşvik ve tasvip etmiştir.
2) PEKİ EVLİLİĞİN DEVAMI ZÜLME DÖNÜŞÜYORSA NE YAPILMALI?
Boşama zaruret haline gelince de işi uzatmak anlamsız ve tehlikelidir. Çünkü eşler arasındaki karşılıklı sevgi ve saygı kalkıp aralarını düzeltme imkânı ve ihtimali kalmayınca, evlilik halinin devamı eşlerin birbirine zulmetmesine, çocuklara bütün aileye hatta komşulara dahi zarar haline dönüştüğü zaman İslami prosedürler çerçevesinde boşanmaya izin vermektedir. Burada Talak çeşitleri ortaya çıkmaktadır. Ayeti Kerime’de yüce Rabbimiz
"Talâk (boşama) iki keredir. Sonra ya iyilikle geçinmek ya da güzellikle ayrılmak gerekir." (Bakara, 2/229). Buyurarak boşanmaya cevaz vermiştir.
3) DİNİMİZDE TALAK ÇEŞİTLERİ KAÇTANEDİR
Dinimizde boşanma şekilleri Ric’i, Bain, Sünni ve Bid’i' talak olmak üzere dört tanedir. İslâm hukuk literatüründe dar anlamıyla talâk evlilik birliğinin koca ve belli durumlarda kadın tarafından tek yanlı irade beyanıyla sona erdirilmesini ifade eder. Talak çeşitliliği pişmanlık duyulduğunda eşlerin tekrar bir araya gelebilmesi, ailenin devam edilebilmesi ve Allah’ın tevbe ve pişmanlık sonucu gösterdiği bir merhamet göstergesidir (bk. Bakara 2/230)
1. Ric‘î talâk. Erkeğin yeni nikâh akdine gerek kalmadan iddet süresi içinde eşine dönebildiği boşamadır.
2. Bâin talâk. Tarafların tekrar bir araya gelebilmesi için yeni nikâh akdinin gerekli sayıldığı boşamadır.
3. Sünnî talâk. Erkeğin karısını cinsel ilişkinin bulunmadığı temizlik döneminde boşamasıdır.
4. Bid‘î talâk. Erkeğin, karısını hayızlı yahut nifaslı iken veya cinsel ilişkide bulunduğu temizlik döneminde boşamasıdır.
İslam hukukunda çok geniş yer kaplayan bu meseli özetlemek gerekirse "Kim ahiret ekinini istiyorsa onun ekinini artırırız; kim dünya ekinini istiyorsa ona da dünyadan bir şey veririz. Fakat onun, ahirette bir nasibi olmaz." (Şura, 42/20) ayeti gereğince eşler birbirlerine Allah’ın emaneti olarak bakmalı sevgi ve saygı içerisinde geçinmeli ve çocuklarını büyütmelidir. Dünya hayatının geçici ve aldatıcı bir serüven olduğunu ve yaratılış gayemizin Allah Azze ve Celle’ye ibadet etmek olduğunu unutmayalım, Rabbim bizleri Salih ve Saliha kullarından eylesin birlik ve beraberliğimizi daim kılsın. Bizleri kendisine kul habibi resul-i kibriya’ya layık ümmet olanlardan eylesin (AMİN)
Selam ve Dua ile…