Islahat kurbanı bir sultan (III. Selim)
Osmanlı Devleti’nin yirmi sekizinci padişahı olan III. Selim, hem Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu durum, hem de Osmanlı Tarihi açısından önemli bir yere sahip olan ‘ıslahatlar’ hususunda önemli bir konumda olması hasebiyle, üzerinde çalışılmaya değer bir yönetici olarak karşımıza çıkan bir padişahtır.
Sultan III Selim, III. Mustafa ve Gürcü Cariye Mihrişah Valide Sultan'ın Oğlu olarak 1761 yılında Topkapı Sarayında Dünyaya geldi Sultan Selim Babası Sultan III. Mustafa Vefat ettiğinde 13 yaşında idi. Babasının Vefatı üzerine Taht'a Amcası Sultan I. Abdülhamid Geçti Sultan Abdülhamid'in 15 yıllık Saltanat süresince şehzade Selim'e belli ölçüde özgürlük tanıyarak haremde hapsedildi şehzade Selim bu arada müzik ve şiir ile fazlaca ilgilenmiş Fransa Kralı XVI. Louis ile mektuplaşmış Dünyanın durumunu takip etmiş, Dünya ile irtibatlar kurmuştu. Şehzadenin Bu tutumu aslında yeni bir düzen kuracak olduğunun ve ileride reformcu padişah olarak anılacağının ilk sinyallerini vermişti.
15 yıllık Kafes hayatı sonrasında Amcası Sultan I. Abdülhamid'in Ölümü sonrası 7 Nisan 1789 yılında 28. Osmanlı Padişahı olarak tahta Sultan Selim Tahta çıkmıştı Saltanatından önce birçok konu ile ilgili Çalışmalar ve tetkikler yapmış şahsiyetinin şekillenmesinde rol oynamış bu şekillenmeler ise Onu Osmanlı Tarihinde Farklı bir yer sahibi yapmıştır. Çünkü Sultan III Selim Avrupa’nın Durumunu göz önüne alarak batının örnek alınması gerektiğini savunmuş ve sonunu hazırlayan Islahatlarını Bu ölçüde Şekillendirmiştir.
1797 yılında ilk batı tarzındaki orduyu kurmuş, (Nizam-ı Cedid) ilk devlet matbaasını açmış Ve Askeri Okullarda Osmanlı tarihinde İlk kez Yabancı dil eğitimini başlatmıştır. Bu gibi Islahatlar ile Sultan III. Selim Osmanlı Tarihine Farklı bir saf tuttu Bu Islahat Ve Reformlar Askerin ve Yer yer Halkın padişah Hakkındaki Düşüncelerin yeniden Şekillenmesine sebep oldu bu şekillenmeler padişah aleyhinde idi Başta Yeniçeriler Olmak üzere Padişahın yaptığı Islahatlar Aleyhtarlarını harekete geçirdi.
Genel açıdan baktığımız zaman Osmanlı Devleti’nin her döneminde birçok ıslahatın yapıldığını görmekteyiz. Ama Sultan III Selim’in sonunu hazırlayan bu Islahatlardan olmasının sebebi çok açık gizlilik olmaksızın yapmış olmasıdır. III. Selim’in devlete vermek istediği yeniliklerin bütününe Nizâm-ı Cedid denmesine rağmen, bu tabir özellikle askeri alanda yoğun olarak kullanılmıştır.134 Bu durum, III. Selim yönetimi tarafından uygulamaya konulan Nizam-ı Cedid programı, askeri sistemin kökten değişimini ve Yeniçeri Ocağı dışında yeni bir ordunun kurulmasını ön görmektedir.
Genç Osman gibi Yeniçeri Ocakların kapatılması ve yerine yeni düzenli bir ordunun kurulması ıslahatı hiçbir zaman, başta Yeniçerilerin ve destekçisi Paşaların hoşuna gitmemiştir. Genç Osman’da tıpkı bu düzen değişme arzusu yüzünden tahttan indirilmiş Yedikule Zindanlarında Şehit edilmiştir. İşte . III. Selim’de İslahatlarını göstere ve duyurarak yapması bazı ayaklanmalara ve Edirne Vakası (1806) Boğaz Kaleleri Yamaklarının İsyanı (1807) Kabakçı Mustafa İsyanı gibi olayların çıkmasına yol açmıştır.
Sultanın Aleyhtarları Yeniçeri ağası Kabakçı Mustafa liderliğinde Harekete geçti ve 1807 yılında Yaptığı Islahatların Neticesi olarak Tahttan indirildi, yerine Sultan IV. Mustafa Tahta çıktı IV. Mustafa'nın Osmanlı tahtına çıkmasıyla devlet yönetiminin zaafa uğradığını gören bir kısım devlet adamları, sarayda hapis hayatı yaşayan III. Selim’i tekrar Osmanlı tahtına çıkarmak için Rusçuk ayanı bulunan Alemdar Mustafa Paşa’nın 283 duruma müdahalesini istemişlerdi. Rusçuk ayanı Alemdar Mustafa Paşa, onu tekrar tahta çıkarmaya karar vermiş fakat bu konudaki faaliyetleri ve III. Selim’e karşı gerçekleşen isyanda etkili olanları cezalandırma girişimleri, III. Selim’in 20 Temmuz 1808’de öldürülmesine neden olmuştur.
Şehid edildiğinde: “Kendi elimle yâre kesip verdiğim kalem Fetvâ-yı hûn nâhakımı yazdı ibtidâ” beytinin cebinden çıktığı rivayet olunur.
III. SELİM’İN KABRİ (1.Abdulhamid Türbesi Fatih/İstanbul )