Fatmanur Bektaş
Fatmanur Bektaş İpsala.. Avrupa..

İpsala.. Avrupa..

Kıyafetleri soyuldu. Ayakkabıları çıkarıldı. Üzerlerindeki para ve telefonları alındı.

Çarşamba sabahı İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun paylaşımıyla gözümüzü açtık.

“Tarih: 2.2 2022 Yer: İpsala Yunanistan Sınırı... Ayakkabıları çıkarılmış, elbiseleri soyulmuş, Yunan sınır birlikleri tarafından geri itilmiş 22 göçmenden 12'si dondu. AB çaresiz, cılız ve insanlıktan yoksun. Yunan sınır birlikleri, mağdura cani, FETÖ'ye müşfik. Allah rahmet eylesin"

  Bir insan masum insanların kıyafetlerini soyup kara kışta nasıl ölüme atar; dinine, vatanına, namusuna kastedmeyen mazlumlara bunu niçin yapar, nasıl yapar? Her ne kadar aklımız almasa da aslında hiç yabancısı değiliz bu Yunan mezalimin.

  Bugün İpsala'da mazlumun elindeki üç kuruşu alıp hiç acımadan katleden zalimler, yıllar önce Anadolu'yu ve Kıbrıs'ı işgal ettikleri zaman insanları diri diri ateşe atan, baş aşağı asarak işkence eden, köyleri kasabaları ekinleri yakan, yakaladıkları kadınların ve çocukların ırzına geçen canilerin torunları.

  Barbar Avrupa, cani Avrupa, kalleş Avrupa asırlardır hiç değişmedi. Değişen tek şey bizim hafızalarımız oldu. Bizim en büyük zaafımız affetmek ve unutmak oldu.

 1919'da başlayan Yunan işgalini, Kıbrıs'ta yapılan Rum mezalimini çok çabuk unuttuk.

  Bugün sadece Rumların değil, bize barbar diyen Avrupa'nın tarihini, bu karanlık yüzünü unutmamak ve unutturmamak için nesillerimize onları ısrarla anlatmamız gerekli…

  Mesele Portekiz'in Evora şehrinde bulunan insan iskeletlerinden inşa edilmiş Capelados Ossos ismindeki kilisenin, Endülüs Müslümanlarının Hristiyanlığa zorlanıp, İslam’dan dönmeyenlerinin kemikleri ile inşa edildiğini; Cezayir'de 10 milyon kişiyi katledip soykırım yapan Fransanın Paris'te bir müzede Cezayirlilerin kafataslarını sergilediğini;

  Cervantes’in eseri Don Kişot'un heykellerinde sol kolu eksik tasvir edildiği ve  bunu "Barbar Osmanlı bu kolu kesti" diye yaygara yapan İspanya'nın Endülüs Müslümanlarına yaptığı işkence aletlerini Engizisyon Müzesinde utanmadan nasıl sergilediğini anlatmalıyız.

  Ve bunlar gibi yüzlerce örneği..

Ne güzel söylemiş Kadir Mısıroğlu. Kulak verelim:

"Biz, tâ göçebe ecdadımızdan gelmiiş huyumuzla çabuk heyecanlanan, çabuk inanan fakat o ölçüde çabuk affeden bir millet olmakta devam ediyoruz. Oysa milli şuurun uyanık ve tesirli olabilmesi için için -dostu düşmanı- tarihler boyunca tanımamız, unutmamamız gerekir.

 Aziz Türk genci!..

Unutma ve affetme... Af lâyık olana, hatâsından pişman olup dönene gereklidir. Yunan ise hâlâ aynı alçak, aynı hırsız ve aynı çapulcu eşkıyâdır!"

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatmanur Bektaş Arşivi