HESAPLARIN ÜSTÜNDE HESAP VAR

ABD'li Yahudi bankacı, siyonizmin üst aklı, dünyayı tek başına parasıyla yöneten en büyük finansör, savaş başlatıp sömürü kuran, insanlık düşmanı, küresel emperyalizmin öncüsü ve sponsoru, kaos ve krizlerden beslenen David Rockefeller 101 yaşında hayatını kaybetti.

Hedefi 200 yaşını görmekti ve o yaşa kadar yaşayacağına inanıyordu. Bunun için ne gerekiyorsa yaptı. Son 39 senede, 6 defa kalp nakli, iki defa böbrek nakli, bir defa ciğer nakli yaptırmış fakat beş milyon dolar bir nefese yetmemiş, bir nefes etmemiş. Organ nakilleri ve tüm tıbbi tekniklerle hayata tutunmaya çalışmış amma velakin alemlerin rabbi karşısındaki kaçınılmaz mağlubiyeti yaşadı! Firavunlarda baki değil fani. "Kün fe yekün(ol der ve olur) gerçeğini manipüle edemedi.

Mazlum ülkelere uygulanan emperyalist politikalara ve Osmanlı yıkılışından  İsrail kuruluşuna kadar katkısı var. Bizi ilgilendiren ise; David Rockefeller’in bu alemden gitmesi değil; hizmet ettiği sistem. Yani siyonizm!

Nedir siyonizm? Yahudilerin Filistin'de vatan kurmasına destek veren siyasi yahudi hareketi ve yahudi idealidir. Yahudiler kendi devletlerini kurabilmek ve siyonizmi tüm dünyaya kabullendirmek için kendi içlerinde örgütlendiler. 

Ülkemiz üzerinde oynanan kirli oyunlara birde bu açıdan bakalım; 

“İslamiyet’i yıkmak istiyorsak önce Türkiye’den başlamalıyız. Dünya'nın sahipleri bizleriz, yeryüzü Muhammed'e iman edenlerin kanıyla sulanmalı, çiçekler müslüman kanıyla sulanıp tomurcuklanmalı. Yüzyıllarca Türklerin Muhammed'in dinine inananları bir insanın vücudu gibi bir arada tutmalarını engelleyemedik evet. Bu vücudu Kürtlere öz benliklerini unutturup onları Türkler'e düşman ederek, ikiye bölebiliriz. Türk'lerin ve Kürtlerin elinde Muhammed'in kitab'ı Kur'an olmalı ancak zihinlerde olmamalı, yayın organlarımız bunun için çalışmalı, dünyanın her yerinde müslüman kanı akmalı, Tevrat bize bunu emrediyor."

Türkiye ve Müslüman düşmanı David Rockefeller'ın ölmeden önce yaptığı yüzyılın itiraflarına bakarsak; dün ve bugün yaşadıklarımızı daha kolay anlamlandırabiliriz.

Türkiye'de para itibar gördü; arkadaş, dost ve aile kavramları unutuldu iddiasını üzülerek söylüyorum ki; günümüzün, çağımızın hastalığı olarak yaşıyoruz.

Binlerce Türk genci uydurma ideolojiler uğruna can verdi.

Türkiye'ye Marshall yardımı ile el attık,

1980 darbesi bizim isteklerimiz doğrultusunda yapıldı,

Kürt devleti projesini hayata geçirmek için PKK terör örgütünü kurduk,

Türkiye'nin İsrail için önemi; su kaynaklarının önemli bir kısmını bulundurması,

Medeniyetin beşiği olarak Türkleri kabul edemezdik, bu mirasa el koyduk. Bu şekilde Osmanlı'yı yıkmakta zor olmadı.

Hitler bizim tarafımızdan iktidara taşındı çünkü buradaki yahudiler İsrail devletini kurmaya yardımcı olmadılar.

İsrail devleti Rothschild Ailesi'nin cömert mali desteği ile kuruldu.

Sovyetler birliğine yeteri kadar ülke bırakılmış, komünist ihtilali için mali destek sağlanmıştı.

Atom bombası yahudilerin yaşadığı Almanya'ya atılamazdı. Bu nedenle Japonya kışkırtıldı.

Çin henüz tamamen kontrol edemediğimiz ülke ama ABD ekonomisine katkısı büyük.

 Tayland,Endonezya,Afganistan, Vietnam, Kore, Kamboçya, İran-Irak ve Yugoslavya'daki çatışma, işgal ve bölünme savaş sanayimizin deneme ve gelişmesine yaramıştır.

Yemen, Zaire, Şili, Banama, Ekvator, Peru'daki savaş ve darbeler bizim planımızdı.

Ülke yönetimlerini kontrol altında tutuyoruz. Gerektiğinde terör olaylarını devreye sokuyoruz.

Dünyada hiçbir yerde büyük çaplı mafya ve kaçakçılık olayları bizim iznimiz olmadan yapılamaz.

Neden kuzey Amerika ve Batı Avrupa varlıklı bir yaşam sürer. Dünyadaki 5 milyar insan bizim 1 milyar insanımız için çalışır.

Dünyadaki kirli sermayenin sahibi Yahudileri derin bir tarih süzgecinden geçirirsek yüzyıldır mazlum coğrafyalarını müslüman kanı ile sulamaktan geri durmadılar. Nasıl bir öfke ve kin ise; Filistin, Gazze, Halep, Irak gittikçe daralan bir kafes, ölümle yüzgöz olmuş insanların diyarı oldu resmen. Öfkelerinin cömertçe söyleme cüretinden kaçınmıyorlar. Tarihin tekerrür etmesini istemiyorsak; milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmalıyız.

Üstad Necip Fazıl'ın dediği gibi : "Siyonist mi? Onlar yumurtalarını pişirmek için dünyaya ateşe veren lanetlilerdir.'' 

Cömertçe sergiledikleri niyetleri ve kumpasları ile Müslümanları ve Müslüman alemini dünyaya terörist ve barbar anlayışı ile tanıtılırken demokrasi ve özgürlüğünde en büyük düşmanı olarak pazarlanmaktayız. Dostumuzu düşmanımızı ayırt edelim. Bizim tek bir vatanımız, tek bir bayrağımız var. Sonsuza dek sahip çıkalım.

Selam ve dua ile...