Hayrettin Atak
Hayrettin Atak Gündem kısa, kısa…

Gündem kısa, kısa…

Sanıyorlar ki;

Eski Rektör Hakkı Gökbel’i eli kelepçeli götürülürken gördük diye mutluyuz… Belki kendilerinden bile daha çok üzülüyoruz… Tıpkı bundan önce Süleyman Okudan’ı gördüğümüzde mutlu olmadığımız gibi…  Tıpkı bundan sonrada mutlu olmayacağımız gibi…

Ya da iyi eğitim almış diğerlerini gördüğümüzde… Son olmalı bu…

Onları Türkiye ve Özgürlükler düşmanına dönüştüren kişiler bile bizim kadar üzülmüyor diyerek teselli buluyoruz. Bir de eğer bu savaşı onlar kazansaydı, Türkiye ve İslam sevdalısı yüzbinlerce kişinin uğrayacağı akıbeti düşünerek…

Yine yanıldım;

Eğer Türkiye karıştırılacaksa buna MHP ve Genel Başkanından başlarlar diye düşünüyordum. Yok onu bile düşünmüyordum aslında. Ama sorsalar hangisine saldırsalar Türkiye daha çabuk karışır diye Bahçeli derdim.

Ama Kılıçdaroğlu ile başladılar…

Enteresan… Fabrika ayarlarına dönmesi için miydi?     

Anladım ki;

Konya siyaseti ve bürokrasisi ikiye ayrılır;

  1. Yaptığı her şeyi doğru yapanlar
  2. Yaptığı her şeyi yanlış yapanlar

Sesini ilk defa bu kadar yumuşak duydum… İlk defa merhamet doluydu sözleri… Duygusal bir konuşma yapmaya çalışıyordu kendince… Defalarca dinlemişliğim vardır ama bu müthiş ses tonu ile ilk kez karşılaştım;

Meğer Haçlıların ne kadar olağanüstü insanlar olduğundan söz ediyormuş! Ne kadar merhametli olduklarını anlattığı bölümdeki tona lütfen dikkat edin!

Hiç yanıltmadı, elhamdülillah…

Gözlerim yaşarıyor;

Artık İlahiyatçılarda Örgütün akaid açısından ne kadar tehlikeli mesajları olduğunu çok cesurca haykırabiliyorlar ya ondan…

Keşke aynı cesareti 2014 yılında Diyanet Yayınevinde Fetullah’ın kitaplarının ne işi var dediğimizde de gösterselerdi. En başta da Müftü Ali Akpınar… Akaitte ne kadar sallantıda olduklarını o gün anlatsaydı ve ‘Bu kitapların burada bir işi olamaz doğru diyorsunuz’ deseydi, çok daha fazla inandırıcı olurdu…

Bugün bunları söylemek daha kolay hatta çok moda…

Terör ve diğer uluslararası saldırılar ne zaman bitecek;

Müjde. Hiçbir zaman…

Sadece birileri çıkıp Amerika’daki zencileri yada güney Amerikalıları ikinci sınıftan birinci sınıfa çıkmak için çatışma için kışkırttığı yada İngilizlerle Fransızlar arasına yeniden kara kedi soktuğu veyahut Fransa’da ki Kuzey Afrikalılar’a aslında Fransa’da doğmadıklarını hatırlattığı, Almanya’da ki Türkleri teşkilatlandırıp Alman bankalarındaki paralarını çekmeye ikna ettiği, birkaç kardinal yetiştirilip Papa’nın sağına soluna yerleştirildiği, esmer Avrupalıların sarışın kuzeylilerden daha üstün bir ırk olduğu konusunda ikna edebildiği, İncil Hristiyanlığının onlara yetip te artacağını anlatıp, Hz. İsa’ya Tanrının oğlu diyenlerle sadece peygamber diyenlerin birbirlerini boğazlamalarını sağlayabilirseniz…

Saldırılar birazcık azalabilir…

En iyi savunma hücum?

Batılının karnından sorunu, sırtından sopayı eksik ettikçe bize binmeye devam edecekler…  

 …

‘Fırat kalkanı’ özellikle Mercidabık savaşıyla aynı gün olacak şekilde planlandığını hiç sanmıyorum… Bu tarihe denk gelmesini manidar olarak nitelemek de anlamsız…

Çünkü;

Operasyon hangi gün yapılırsa yapılsın,  tarihimizde ki muhteşem zaferlerden birine zaten denk gelecekti… Bu seferki Mercidabık oldu… 

Bizim yılın her gününe düşecek bir değil birkaç zaferimiz var…  

Bu müdahale de sadece 24 Ağustos’a denk geldi…  

Hürriyet’in haberi;

“FETÖ mensuplarının Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhinde ifade alabilmek için iki iş adamını kaçırma girişiminde bulunduğu ortaya çıkmış”

Koca ülkede Erdoğan aleyhine konuşacak iki iş adamı bulamadılarsa ne yapsınlar, kaçırıp konuşturacaklar elbet…

Darbecilere mi acıyayım, haberi yapanlara mı bilemedim?

Kaçırılan adamlar içinse karışık hisler içindeyim… 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi