Gülşen Yılmaz
Gülşen Yılmaz Gökmen Bacı’dan Semin Öztürk Şener’e

Gökmen Bacı’dan Semin Öztürk Şener’e

Türk havacılığının gelişim sürecine baktığımız zaman çok badireler atlatıldığını, çok sınavlardan geçildiğini görürüz.

Özellikle daha önceki yazımda bahsettiğim Vecihi Hürkuş’un yaşadıkları ve uçma ülküsünden asla vazgeçmeyişi herkesi etkilemişti.

İşte Vecihi Hürkuş’un mektebinden geçmiş bir kadın pilotumuz var.

Bedriye Tahir Gökmen…

Türk Havacılık tarihimizin ilk kadın pilotu…

Belki bilmezsiniz. Çünkü Bedriye Hanım başka kadın pilotların gölgesinde unutturulmaya çalışılmış azimli bir pilotumuzdu. Ona Soyadı Kanunu çıkmadan önce çevresindekiler, “Gökmen Bacı” lakabını taktı. O da bu lakabı sahiplenerek, soyadı olarak kullandı.

Uçmaya karşı duyduğu tutku onun, Vecihi Hürkuş’un kurduğu ilk Türk sivil havacılık okulu olan Vecihi Sivil Tayyare Mektebi’ne kayıt olmasına sebep oldu.

Mektepte 13 kişi eğitim alıyordu. Ve bunların içinde tek kadın Bedriye Tahir Gökmen’di. O buna hiç aldırmadı. Gökyüzü sevdasıyla kendini sadece uçmaya adadı.

Uçma duygusunu hep merak etti. Çocukluğundan beri kuşların uçuşlarını hayranlıkla seyreden, gazete sayfalarındaki bir tanecik havacılık haberini bile atlamayan Gökmen Bacı, o dönem devletin ayak kaydırma çabalarından da maalesef nasibini aldı.

Vecihi Hürkuş’un başarılı öğrencileri adına pilotluk için başvuruda bulunduğunda dönem de, bu pilotların arasında Gökmen Bacı’da vardı... Tabi o zaman Hürkuş ‘un faaliyetleri bazı kesimlerin canını sıkıyordu. Heyet sınav için okula geldiğinde, tek kullanılabilir uçakta bozulunca, fırsat bilerek sınav isteğini iptal etti. Gökmen Bacı bu yüzden resmiyette pilot olamadı. Ama bu durum onun başarılı bir pilot olduğu gerçeğini de değiştirmedi.

O bu ülkenin ilk kadın pilotu olarak tarihe geçti.

Gökmen Bacı’nın kendi ağzından yazılmış şu metni okuduğum zaman neler hissettiğini o kadar iyi anladım ki! Bedriye Hanım o dönem yayınlanan bir dergide duygularını şöyle ifade etmiş; “Şunu söyleyeyim ki bir tayyareci yalnız havada uçmaz. O her zaman ve her yerde uçar. Mesela vapurda, tramvayda, otomobilde hatta yürürken bile uçar. Benim rüyamda uçmadığım gece hemen hemen yok gibidir.”

Gökyüzü aşığı Gökmen Bacı’yı bana hatırlatan dün izlediğim, Türkiye'nin ilk profesyonel kadın akrobasi pilotu Semin Öztürk Şener oldu. Onu Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında, seyrettik. Büyük bir heyecandı. Havadaki özgüveniyle uçağını adeta dans ettirdi.

Ellerinde Türk bayrakları bulunan vatandaşlar, Şener'in uçağının çevresinde onar metre çapında iki hilal oluşturacak şekilde dizildi. Muhteşem bir tablo oluştu.

O an dedim, bizim kadınlarımız tarihten günümüze kendini geliştirmeye ve yenilemeye devam ediyor.

Aslında düşününce, tarihimiz Türk kadınının istediği zaman neler yapabileceğinin örnekleri ile dolu!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gülşen Yılmaz Arşivi