GANDİ’Yİ UNUTMUYORSAN MEVLĀNĀ EBUL KELĀM AZĀD’ I DA UNUTMA!
Bilindiği gibi Hindistan toprakları uzun zamandır İngiliz sömürgesi altında kalmıştır. Ondan önce XII. yüzyılın sonundan 1526 ya kadar Delhi Türk Sultanlığı altında kalmış. Ondan önce ise 1526 yılında Babür'ün tahta geçmesi ile 1857 yılına kadar Babür İmparatorluğu altındaydı. Fakat İngilizler gibi kimse Hint toplumlarının kültür, inanç ve sosyal hayatlarına saldırı yapmamış ve Hindu, Müslüman ayrımcılık ile toplumu parçalamamış. Her şeye rağmen Hint Müslümanları Hindularla beraber Hindistan’ın bağımsızlığında omuz omuzaydı. Ancak Hindular maziyi unutmuşlar hatta tarih kitaplarından İngilizlerle mücadele ederken şehit düşen ve gazi olan Müslüman liderlerin ismini bile çıkartmaya başlamıştır.
İşte bugünkü yazımız Mekke’de doğan Hindistan toprakları’na gelip İslam’a hizmet eden Hindistan’ı İngiliz sömürgesinden kurtarmak için mücadele veren azim şahsiyet’in hayatından bahsetmek istiyorum. Çünkü Hindistan’ı İngilizlerden kurtaran büyük alimler ve din adamları idi fakat devletin kontrolü İslam Düşmanlarına geçince Müslümanların vatan için yaptığı her mücadeleyi yok sayan devletine karşı çıkıp hakkımızı almak için sonsuza kadar yine mücadele edeceğimizi belirtelim ve liderlerimizin mücadelelerini unutmayalım.
Melana Ebul Kelam Azad, yazar, şair, gazeteci, mücahit, Afganistan, Irak, Mısır, Suriye, Türkiye’yi gezen 1947’de Pakistan’ın Hindistan’dan ayrılmasını benimsemeyen, Azad (özgürlük) takma adını kullanan, Hindistan’ı İngilizlerin sömürgesinden kurtarmak için mücadele eden ve Hindistan’ın ilk eğitim bakanlığı mevkisinde görevlendirilen bu büyük şahsiyetin asıl adı Abul kalam Ghulam Muhiyeddin’dir. Bu azim şahsiyet 11 Kasım 1888 tarihinde dünyaya geldi.
Azad, çağdaş ilimlerin yanı sıra dini ilimlere de yöneldi. Mekke’de doğdu için Arapça ve Farsçaya aşinaydı. İngilizce kendi kendine öğrendi. 1912’de (Al-Hilal) adlı dergiyi çıkardı ama siyasi baskı nedeniyle bu dergi 1914’te kapandığı için( Al-balagh) dergisini çıkardı. Urdu dilini genişleten ve başarılı bir şekilde kullanan temsilcilerinden biridir.
Azad, 1942’de İngilizler tarafından Ahmet Nagar fort Maharashttra’ da hapsedildi. Azad, 1942-1946 yıllar arasında durmadan yakın arkadaşı Mevlana Habibiurrahman Sherwani’ye mektup yazdı. Bu mektuplar sonra (Gubbare Hatır) adlı kitapta toplandı. Kitabın dili biraz ağırdır ama aydınlar arasında çok makbuldur. Bu kitap bazı medreselerde ders programının kapsamındadır. Vahdetü’l vücut, dinlerin başlangıcı ve dinde müziğin yeri nedir? Bunları gibi konuları anlatmaya çalıştı.
Mevlana Azad, Hindistan’da çeşitli siyasi partilerde başkan seçildi. Aşağı yukarı her alanda Hindistan’a bir şeyler vermeye çalıştı ama en büyük yardımı Urdu diline sağladı. Mevlana benim Jamia Millia İslami Üniversitesi’nin (Delhi) kurucularından biridir. Üniversitede Mevlana Azad adında misafırhane de bulunmaktadır. Bu bina yabancı hocalara hastır. Heyderabat’ta adıyla kurulduğu “Mevlana Azad National Urdu University” çok meşhurdur. 1992’de Hindistan’da en büyük ödülü olan Bharat Ratna verildi ve 11 kasım Milli Eğitim Günü olarak kabul edildi. Bu azim şahsiyet 22 şubat 1958 yılında öbür dünyaya, ebedi hakikat dünyasına göçtü. Allah rahmet eylesin. Amin!