Ali Dikilitaş
Ali Dikilitaş Falan filan!

Falan filan!

İngiltere ve İtalya’da kulüplerin sahipleri var ve kulüpler sahibi tarafından yönetilir. Almanya’da başkanlar genelde futbolun içinden gelir, futbolcu teknik adam filan. İspanya’da ise durum karışık her telden var, Fransa da aynı şekilde.

Türkiye’de ise futbol yönetimi kimin elinde belli değil. 

Daha geçen hafta Galatasaray kulübünde liseliler darbe yaptı. Trabzon’da Mehmet Ali Yılmaz ve diğerleri hep kavga içinde. Fenerbahçe’de eskiden gruplar vardı ama Aziz Yıldırım üye sayısını arttırıp o sorunu kısmen çözdü.

Anadolu kulüpleri ise siyasete muhtaç ve siyaset eliyle şekilleniyor. Ankara siyaseti bir dönem enerjisini Osmanlıspor’a verince Ankaragücü 3 ligin kapısından dönüp geldi. Gençlerbirliği rahmetli İlhan Cavcav ile yıllarca idare etti.

Konyaspor ise ben bildim bileli bir kaos içinde.

Takvim yaprakları 1981’i gösterirken Konya’da 2 takım askeri vesayet ve silahların gölgesinde zorla birleştirildi. Bence silahlı kuvvetlerin Konya’ya yaptığı en büyük hizmet Konya İdman Yurdu ile Konyaspor’u birleştirmek.

Sonra Vali kemal Katıtaş çıktı ve Konya’da kıvılcımı yaktı. ‘Önderimiz valimiz birinci lig hedefimiz’ dedik ve 1988 yılında Konya bugünkü adıyla Süper Lig ile tanıştı. Belediye başkanı Ahmet Öksüz’ün verdiği destekle 5 yıl Süper Lig’de mücadele ettik.

Sonra Halil Ürün belediye başkanı oldu ve Konyaspor tarihinin en karanlık dönemlerinden birini o zaman yaşadı.

Daha sonra Konya’da holdingler çıktı ve Kombassan Konyaspor olduk. Çok emek çekildi bu sefer siyaset Konyaspor’u doğradı, 28 Şubat zihniyeti Konyaspor’u uçurumun kenarına götürdü.

Karanlık günlerde belediye başkanı Mustafa Özkafa taşın altına elini koydu ve Konyaspor, 2002’de tekrar Süper Lig’e taşındı.

2009’da Tahir Akyürek tarafından dışlanan Konyaspor yönetimi, hata üzerine hata yaptı ve 20 milyon Euro borç ile transfer yasağı aldı. Konyaspor bir kez daha uçurumun dibine geldi. Hatta ayağı tökezledi uçurumdan düşüyordu bile. Aydın Nezih Doğan elini uzattı da Konya’da bir kıvılcım oluştu.

Son dönemde ise Büyükşehir belediyesi ve siyaset yaptığı 42.000 kişilik stadyumu Konyaspor’a verdi. Konya’da yeni bir heyecan başladı.

Konyaspor taraftarı; ‘’ Konyaspor geliyor bak, bir gün elbet şampiyon olacak’’ demeye başladı.

Futbol kulübü, siyaset ve bürokratlar arasında adı konulmamış bir birliktelik var. Kulüpleri dernekler kanununa göre yönetim kurulları yönetiyor ama realite öyle olmuyor. 

Siyasetin içinden biri kulüp yönetimine hopla diyor, kulüp yönetimleri hopluyor. Bürokrat telefon açıyor kulüp yönetimine zıpla diyor, yöneticiler başlıyor zıplamaya falan filan.

Ankara’dan Hasan bey arıyor, bizim Ahmet emminin yeğeni Bekir iyi teknik adam onu takımın başına getirin diyor. Kulüp yönetimleri tamam Hasan bey deyip, Bekir hocayı takımın başına getiriyor falan filan.

Ondan sonra kulüp yönetiminin, scoutların aylarca dünyanın pek çok köşesinde arayıp tarayıp hazırladığı raporları çöpe atıyoruz falan filan.

Neyse konu uzun, hafta sonu maç da yok hafta içi devam edelim. 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ali Dikilitaş Arşivi