Konya merkezdeki hazine!
Konya merkezde bulunan ve Selçuklulardan günümüze kadar ulaşan eser halen hizmet veriyor.
Konya merkezde yer alan Hoca Hasan Cami, günümüzde halen ibadete devam ediyor.
Hoca Hasan Cami hakkında Konya Eserleri kitabında yer alan bilgilere göre detaylar şu şekilde;
Cami, Meram, Abdülaziz Mahallesi, Kazım Karabekir Caddesi, No. 15’te yer almaktadır. Caminin inşa tekniği ve mozaik çini süslemelerine bakıldığında XIII. yüzyıl Anadolu Selçukluları zamanında inşa edilmiş olduğu düşünülmektedir. Yapı, Osmanlılar zamanında H. 1185 / M. 1771 senesinde sonrasında da 1990 ve 2007 yıllarında tamir görmüştür.
ALÇI VE ÇİNİ PARÇALARINA ULAŞILDI
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1990 senesinde mescitte yapılan restorasyonlar esnasında yapılan kazılarda alçı ve çini parçalarına ulaşılmıştır. Kazı esnasında alçı pencere kafesinin parçaları da bulunmuştur. Söz konusu alçı buluntular Karatay Medresesi Çini Eserleri Müzesi’ne nakledilmiştir.
Cami, kare planlı ve tek kubbeli harim, son cemaat yeri ve minareden oluşmaktadır. Mescit ve minarenin alt kısımları taş, üst kısımları ise tuğla malzemeden inşa edilmiştir. Mescidin kuzeyinde son cemaat yeri, kuzeybatısında ise minaresi bulunmaktadır. Mescidin cepheleri pencereler ve kapı açıklıklarıyla hareketlendirilmiştir. Doğu ve batı cephelerde altta düz lentolu, üstte de yarım daire formunda iki katlı birer pencere yer almaktadır.
Son cemaat yerinin tam ortasında, sivri kemerli niş içerisinde üç dilimli bir mihrabiye bulunmaktadır. Mihrabiye sırsız tuğla ve firuze çinilerden oluşturulmuş bir süslemeye sahiptir. Mihrabiyenin içinde tam ve yarım sekizgenler yer almaktadır. Son cemaat yerinin kuzeydoğusundaki minare kare gövdelidir, taş ve tuğla malzeme kullanılarak inşa edilmiştir. Gövde köşelerde üçgen, orta eksenlerde yarım daire formunda, yivli şekilde düzenlenmiştir. Gövdenin üst kısmında firuze çiniden sade bir kuşak tüm cepheyi dolanmaktadır. Şerefe altı iki sıra mukarnaslıdır.
1990 YILINDA RESTORE EDİLDİ
Kalan izlerden mukarnas içlerinin firuze çinilerle süslü olduğu anlaşılmaktadır. Şerefenin üstünde de yarım daire formunda yivlerle şekillendirilmiş olan ve gövdeye nazaran daha ince tutulmuş petek kısmı yükselmektedir. Harim kare planlıdır ve tromp geçişli bir kubbeyle örtülmüştür. Harimin en dikkat çeken bölümü kıble duvarının ortasında yer alan mihraptır.
İç içe iki mihrap uygulaması dikkati çekmektedir. Dikdörtgen formlu mihrap nişi sekiz sıra mukarnas kavsaralıdır. Köşelerinde silindirik gövdeli sütunceler vardır. Bu nişin tam ortasında ilk mukarnas dizisine kadar yükseltilmiş, basık kemerli bir niş içine alınmış yine dikdörtgen şeklinde ve köşelerinde silindirik gövdeli sütunceleri olan üç dilimli ve mukarnas kavsaralı ikinci bir mihrap nişi bulunmaktadır. 1990 senesinde yapılmış olan restorasyon çalışmaları esnasında mihrabın asli hâlinde çini ile kaplı olduğu, boyutunun da mevcut mihraptan daha büyük olduğu anlaşılmıştır. Yine bu çalışma esnasında pencerelerin de alçı kaplamalı olduğu ortaya çıkmıştır.
