Faiz Lobisi Var Mıdır?
Yazıma bütün haftanın en çok konuşulan konusu olan İngiliz Kraliyet ailesinin düğünü ile başlayacağım..
İngiltere taht sıralamasında altıncı sırada yer alan Prens Harry, 1 buçuk yıldır nişanlı olduğu Amerikalı oyuncu Mehgan Markle ile evlendi. Tüm dünya ile birlikte Türkiye’de hayranlıkla bu düğünü izledi. Kimse kilisede nikâh kıyılıyor, skandal demedi. Kimse devlet erkânlarının kilisede kıyılan bu nikâha dâhil olmasından rahatsız olmadı. Tam aksi! Herkes bu düğüne hayran kaldı. Osmanlı devam etseydi ve bir şehzadenin düğünün camide kıyılsa idi, şehzade imamın önünde eğilse idi, Cumhurbaşkanı başta olmak üzere devlet büyükleri de orada bulunsa idi sizce neler olurdu? Bugün İngiliz Kraliyetinin düğününü ağzı açık hayranlıkla izleyenler, laiklik elden gidiyor diyerek isyan bayraklarını çekerdi.
Meğer mesele padişahlık, hanedanlık, laiklik vs değilmiş.. 600 yıllık Osmanlı hanedanının torunlarını kovdurdular. Halifelik makamını lağv ettiler. Bizde her şeyi değiştirdiler, köklerimizden kopardılar. Kendileri ise hem kraliyetlerini hem geleneklerini koruyarak papaz huzurunda nikâhlarını kıyıp, tüm dünyaya da bunu izlettirdiler. Başkalarına hayran olmaktan benliğimizi unuttuk, kaybolduk..
Bir ülkenin benliğini kaybetmesi sonucu kendi kültürü ve diğer kültürün arasında kalıp bocalamasına kültürel emperyalizm diyoruz.. Aslında yazarak çok açıklayamıyoruz, yaşadıkça daha iyi anlıyoruz.
*
Faiz lobisi var mıdır yok mudur herkes tartışa dursun. Fakat paranın yönettiği bir dünyada faiz lobisi yoktur demek fazla ütopik değil midir?
Daha öncede bahsetmiştim. Dünyayı süper güçler yönetiyor. Fakat bu süper güçleri süper güç yapan şirketler var. Bu şirketlerin ise kusursuz bir sistemi var. Bu ülkeler gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde bu sistem ile mükemmel sonuçlar alıyorlar. Uzun bir konu ama özetleyecek olursak.. Bu şirketler bu ülkelere ekonomik tetikçileri gönderiyorlar ve bu ülkeleri ödeyemeyecekleri borçların altına sokarak tabiri caizse köleleri haline getiriyorlar. Genelde ekonomik tetikçileri başarılı olur. Başarısız oldukları zaman devreye Amerika’nın çakalları girer. Amerika’nın çakalları o ülkenin dize getiremedikleri liderine ya suikast düzenler ya da ülkede o lidere karşı ayaklanma çıkartıp iç karışıklığa hatta iç savaşa kadar götürerek koltuğundan indirirler. Çakallar başarısız olduğunda ise devreye Genç Amerikalılar girer. Genç Amerikalılar dediğimiz Amerikan askerleri. Ki bu işgal ya da savaş anlamına gelir. Ortadoğu’ya baktığımızda bunun örneği ülke çok fazla. Türkiye’de yaşananları göz önüne alırsak taşlar yerine oturmaya başlıyor. Bana inanmayabilirsiniz.. O halde size bir tavsiyem var. Eski ekonomi tetikçisi John Perkins “Bir Ekonomi Tetikçisinin İtirafları” kitabında pişmanlık ve vicdan azabı ile bahsettiklerimi daha detaylı bir şekilde anlatmıştır.
Faiz lobisi yok demek akıl tutulmasıdır. Doğru soru şu olmalı; bu faiz lobisi neden Ak Partiyi istemiyor? Çünkü Ak Parti içe kapalı ekonomiyi değil dışa dönük ekonomiyi savunuyor ve uygulamaya çalışıyor. Ak Parti küresel ekonomide, Anadolu sermayesinin temsilcisi.. Bu bir gerçek.. Fakat bu demek değildir ki ekonomik politikalarımız kusursuz, sadece faiz lobisinin başının altından çıkıyor bunlar. Asla! Elbette yapılan hatalar var. Hem bu hataları hem faiz lobisi gerçeğini kabullenirsek işimiz daha kolay olacaktır.
*
Ezhel adıyla tanınan Rapçi Ömer Sercan İpekçioğlu sosyal medya hesaplarında ve seslendirdiği şarkılarında uyuşturucu kullanımını özendirdiği gerekçesi ile tutuklandı. İlkokul düzeyinde bir çocuktan şarkı sözlerini duymuştum. Tek kelime ile iğrençti.. İnanamadım ama Ezhel’in tutuklanmasına karşı çıkan, ifade özgürlüğüne müdahale olduğunu savunan azımsanmayacak kadar büyük bir kitle var. Hatta imza kampanyaları başlatmışlar.. Gerçekten özgürlükten anladığımız bu mu?
Tabii ki sadece Ezhel ya da sadece Rap müzik değil.. Devletin, televizyonlarda sabah akşam çarpık hatta ensest ilişkileri anlatan dizilere el atması gerekiyor. Yozlaşmış içeriklere sahip programlara el atması gerekiyor. Bu da yetmiyor. Her zaman olduğu gibi en temel taş ailede başlıyor her şey. Aile, çocuğunu bu tarz içeriklerden etkilenmesini minimuma indirecek şekilde eğitmeye odaklanmalı. Çocuğa telefonu, tableti verip kafa dinlemeye devam edersek ne tutuklamaların, ne istismarların ne de bu dejenerasyonun önüne geçebiliriz.