EYLEMLERİN ASIL AMACI
Koskoca bir kentte üç yüz kişiyi bir meydana toplayıp bağırttırmayı herkes başarabilir; ancak buradaki sorun sokakta bağıranların çoğunun arkalarından goygoyculuk yapanların kimler ve başarıya ulaşmaları halinde ülke yönetimine kimin gelecek olduğunu bilmiyor olmalarıdır. “Ülke yönetimi yıkılsın da gerisi önemli değil… Bundan kötüsü olamaz.” diye düşünüyorlar. “En kötüsü” olduğunu sandıkları yönetim emperyalizmin öncü güçlerinden biri olduğu için otuz yıldır gelmiş geçmiş bütün iktidarların başına kaktıkları IMF borçlarını sıfırlamış, kapitalizmin en güçlü silahı olan faizi Cumhuriyet tarihinin en düşük seviyesine geriletmiş, ülkeyi Lufthanza’nın önüne geçirecek muazzam bir havalimanının startını vermiş, 2002 yılında 2500 dolar olan kişi başına milli geliri yaklaşık 12.000 dolara çıkarmış, ekonomide, demokraside, sağlıkta, ulaşımda, bilişimde, eğitimde ve diğer alanlarda inanılmaz olanı başarmış, ama ne yazık ki ona karşı kavga verirken bütün bunlar hiç olmamış gibi davranmakla başka bir inanılmazı gerçekleştirmişlerdir: Cehaletin, yobazlığın ve nankörlüğün en dramatik örneği…
Bakın o meydanlara ve bize çevrecilik, doğa, ekonomik kalkınma veya eğitim ile ilgili bir tek paçavra görüp görmediğinizi söyleyin. Bir haydut ve yamyam sürüsü gibi önlerine gelen her başörtülüye, her sakallıya, her mağazaya, kamu araçlarına, sivil araçlara, hatta kendilerini alkış tutmayan her vatandaşa saldıra saldıra, tahrip ede ede gidiyorlar. Bu ülkenin polisini düşman bir ülkenin askeri gibi görerek öldürmeye çalışıyorlar. Bugüne kadar kamu ve özele ait araçlara ve mallara verdikleri zarar bir katrilyonu bulmuştur. Bütün bu zararları kim ödeyecek? Elbette ki devlet kendi vatandaşlarından topladığı vergilerle...
Bir taraftan toplandıkları yerlerde milleti rahatsız edip zarar vermeye devam ederken, bir taraftan da iç ve dış kamuoyuna ülkede “iç savaş” olduğu fikrini pompalıyorlar. Buradan da anlaşılıyor ki, asıl amaçları uluslar arası kamuoyunu savaş çıktığına ikna ederek Türkiye’nin marka değerini düşürmeye ve kredi notunu indirmeye çalışıyorlar.
Eğer bunu başarıp da ülkede gerçekten bir ekonomik kriz çıkarmayı başarırlarsa faturayı yönetime kesip halkın gözünden düşürmeyi, böylece muhalif güçleri kahraman gibi sunabilmeyi umuyorlar.
Oysa “iç savaş” böyle olmaz. O, 12 Eylül’den önce gerçekten olmuştu. Otuz yıldır Avrupa destekli terör örgütünün çabalarıyla ülkenin bir bölümünde de oluyordu. Dediğimiz gibi, sağda solda birkaç yüz kişiyi toplayıp bağırttırmakla iç savaş olmaz. Kısa zaman içinde o sol yer altı örgütlerinin üyelerini toplayıp kodese tıkacaklardır. Fıstık gibi olacak. Hiç kimsenin endişesi olmasın.