Büşra Aksakbağı Ay
Büşra Aksakbağı Ay Erdoğan Diktatör Mü?

Erdoğan Diktatör Mü?

Son 10 yılın şüphesiz en büyük tartışmalarından birisi. Kimi kesim şiddetle diktatör derken kimi kesim ise bunu şiddetle red ediyor. Sanırım bu diktatörlükten ne anladığımız ile alakalı..

Hemen diktatörlüğün kelime anlamına bakalım. Bkz; diktatörlük, bir ülkenin kayıtsız, şartsız olarak tek kişi tarafından idare edilmesi imiş.

Devlet içinde tüm yetkileri elinde bulunduran ve en üst düzeyde yönetici, kişi diktatörü oluyor. Cumhurbaşkanı olarak Recep Tayyip Erdoğan’ın en üst düzey yönetici olduğu doğrudur. Fakat tüm yetkileri elinde bulunduruyor mu? Hayır. Sanırım bu tezi çürüttük.

Devlet idaresinde ve yetkilendirmelerin tek parti elinde olması ise parti diktatörlüğüdür. Recep Tayyip Erdoğan’ın partisi olan Ak Parti ülkede ki tek parti olmadığına göre böyle bir durum da söz konusu değil.

Gelelim askeri diktatörlüğe.. Devlet idaresinin orduda bulunması olarak tanımlanır. Cuntacıların en büyük düşmanı ve tek hedefi Recep Tayyip Erdoğan olduğuna göre..

Kavramlara bakarsak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diktatörlük ile alakası yok.

Bunların dışında bir de müşfik diktatörlük kavramı var. Bu kavrama göre ise lider toplumun küçük bir kısmının yararına değil toplumun bütününün faydasına yönelik politikalar izler. Erdoğan’a diktatör derken müşfik diktatörlüğü kastedenler var mıdır dersiniz? Var ise bu kişiler yine müşfik diktatörlerden olan Fidel Castro’ya hayranken Erdoğan’a neden bu kadar kin dolular?

*

Ak Parti 2002’den bu yana parti lideri Recep Tayyip Erdoğan ile bu ülkenin başında. Gece 22.00’den sonra alkol alımı yasağı ve kapalı alanda sigara içme yasağı dışında bir yasak getirip yaşantıya müdahale ettiğini gördük?

Erdoğan ile basın özgürlüğü bitti deniliyor. Bir basın mensubu olarak özgürlüğümün kısıtlandığını düşünmüyorum. Kaçak ve tutuklu gazetecilerin hiçbiri işini yaptığı için veya Erdoğan’ı eleştirdiği için o durumda değiller. Öyle olsa idi şuan muhalif manşet atan, köşesinde bol keseden eleştiren tek bir gazeteci olmazdı. Ülkeni jurnallersen, terör destekçisi gibi gösterirsen gider Almanya’nın kucağında kaçak hayatı yaşarsın. Eleştiri adı altında kalkıp ailesini de içine alan hakaretler, tehditler savurursan gider 3 – 5 ay yatarsın, şov yapmanın âlemi yok. Bugün birisi sana o tarz hakaret ve tehditlerde bulunsa sende şikâyetçi olursun, bunun Erdoğan’ın mevkisi ile alakası yok. Ucuz algı operasyonlarından vazgeçin.

Birde Erdoğan’a diktatör diyenlere bakalım..

Bir dönem meclis formaliteden ibaretti. Her şey tek adam elinde idi. Vergi ödemeyenler zorla çalışma kamplarına gönderilerek esir muamelesi görüyordu. Karnesiz ekmek alınamıyor, zaten halk ekmekten başka bir şey de bulamıyordu. Garip vergiler ortaya çıkartılıp halk sömürülüyordu. İslamiyet gelişimin düşmanı gibi gösteriliyor, karşı çıkanlar ise taciz ediliyor, takip ediliyor, hapse atılıyor hatta öldürülüyordu. İşte Erdoğan’a diktatör diyenlerin liderleri, milli şefleri..

Eğitim görmek bir insanın en temel hakkı iken yine Erdoğan’a diktatör diyenlerin hayran oldukları bu ülkenin kara lekesi 28 Şubat’ın mimarları. Binlerce genç kızın sadece başında örtüsü olduğu için okuma hakkı elinden alındı.

Zaten konunun özgürlüklerin kısıtlanması olmadığını hepimiz biliyoruz. Tek derdiniz, yıllardır hor gördüğünüz, ötekileştirdiğiniz, güç sizdeyken türlü eziyet ettiğiniz kesimin artık ‘bu ülkede bizde varız’ demesi.

Erdoğan’ın uyguladığı yanlış politikalar var, doğru bulmadığım yanları var demek ayrı, diktatör demek apayrı. Eleştirin, fakat diktatör demeden önce kavramın anlamına, yetmiyorsa geçmişe ve sevip desteklediklerinize bir bakın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Büşra Aksakbağı Ay Arşivi