Erdoğan Afrika’ya niçin gitti?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrika turu kapsamında Angola, Togo ve Nijerya’yı ziyaret etmek üzere Pazar günü Türkiye’den ayrıldı.
17-20 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek ziyaretlerin gündemi ikili ilişkiler, ticaret hacminin artırılması ve FETÖ’yle mücadele.
Erdoğan’ın Afrika turunun hemen ardından da İstanbul'da 21-22 Ekim'de Türkiye- Afrika III. Ekonomi ve İş Forumu düzenlenecek.
Bir önceki yazımda Afrika’ya sadece “insani yardım” perspektifinden bakmaktan vazgeçip her iki tarafın da yararına olacak projelere ve birbirimizin eksik yönlerini tamamlayacak işbirliğine odaklanmamız gerektiğine işaret etmiştim.
Cumhurbaşkanı da ziyaretler öncesinde düzenlediği basın toplantısında aynı noktaya dikkat çekerek, “21’inci yüzyılda Afrika kıtasının rolünün belirleyici olacağı inancıyla kıtayla ilişkilerimizi ‘kazan-kazan ve eşit ortaklık temelinde’ ilerletmek istiyoruz” dedi.
Afrika turunun ilk durağı Angola’yla ticaret hacmimizi 211 milyon dolardan 500 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz.
Sahraaltı Afrika’da Türkiye’nin en büyük ticaret partneri Nijerya ise terörle mücadelede kullanmayı planladığı Türk SİHA’larına ilgi duyuyor.
Nijerya’yla ticaret hacmimiz hâlihazırda 750 milyon dolar civarında ve Ankara’nın hedefi bu rakamı 1 miyar doların üzerine çıkarmak.
Erdoğan’ın Afrika turundan fevkalade rahatsız olan bir “gazeteci”, ziyaretlerin gereksiz olduğunu öne sürerek “Ülkede büyük bir ekonomik kriz varken Afrika’ya niye gidiyor?” diye soruyor.
Cumhurbaşkanı’nın üç ülkeyi ziyaretinin masrafından vesaire bahsederek - sanki Erdoğan Havai’ye tatile gidiyormuş gibi - ucuz popülizmin dibini buluyor.
Öncelikle ülkemizde öyle kendileri uydurup kendileri inandıkları gibi bir ekonomik kriz yok.
Doğalgaz ve elektrik fiyatları Avrupa’da uçmuş gitmiş.
Elektrik fiyatları yılbaşına göre İtalya’da yüzde 274, İspanya’da yüzde 234, Almanya’da yüzde 183, Fransa’da yüzde 165 ve İngiltere’de yüzde 145 artmış.
Birçok ülke gibi Türkiye ekonomisinin de pandemi koşullarından olumsuz etkilendiği doğru.
Fakat o olumsuzluğun destek paketleriyle ve ücretlerin iyileştirilmesiyle aşılacağına inanıyorum.
Ayrıca, Erdoğan’ın Afrika turunu eleştirirken kullandıkları mantık da tümüyle yanlış.
Kriz varsa oturup beklemek yerine çıkıp dolaşır, çare ararsın.
Ziyaretlerin öncelikli amacı Türkiye’nin o ülkelerle ilişkilerini geliştirerek ticaret hacminin ve ihracatın artmasını sağlamak.
İhracatın artmasıyla ülkeye daha çok döviz geleceğini, üretimin ve istidamın artacağını bilmek için ekonomi uzmanı olmaya gerek yok.
Erdoğan’ın Afrika’ya gitmesini istemeyenler kendilerini tam olarak neyin rahatsız ettiğini lafı eğip bükmeden açıkça söylesinler de bilelim.
Üst düzey ziyaretlerle ve diplomatik temsilcilik sayısının artmasıyla birlikte Türkiye’nin Afrika’daki nüfuzunun artmasından ve Fransa’nın nüfuzunun gerilemesinden mi kaygılılar?
Türkiye’nin gelecekte Afrika’da Çin’e rakip olmasından mı korkuyorlar?
FETÖ’nün Afrika ülkelerindeki okullarının birer ikişer kapanması mı onları rahatsız ediyor?
Yoksa asıl korkuları bu tür ziyaretlerin ülke ekonomisine yarar sağlayacak olması mı?
Ne yazık ki bazılarının AK Parti karşıtlığı ve Erdoğan düşmanlığı muhalifliğin çok ötesine geçip vatan hainliği sınırına dayanmış durumda.
Türkiye’nin yararına olan her şeyden rahatsız olurken zararına olan her şeye alkış tutuyorlar.