Dolardan Korkmalı mıyız?
Dün saat 13.30 sularında dolar 2.075 düzeylerindeydi. Tabi piyasada bir tedirginlik de oluşmuş durumda.
Doların seyri, Suriye’ye yapılacak olası harekatın etkisi, Yerel Seçimler ile Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşıyor bunlara bağlı riskler ve alttan alta pompalan sonbaharda marjinal grupların İstanbul Taksim’de olduğu gibi terör estireceğine dair spekülatif haberler ve bu süreçte oluşturulmak istenen türbülans piyasaların tedirgin olmasını neden oluyor.
Merkez Bankası gayet rahat, soğuk kanlı, piyasalarda oluşan spekülatif hareketlere göre tepki vermiyor. Hükümet de gayet rahat ve ekonomide ani iniş ve çıkışlar beklemiyor.
Hükümet, bankaların rasyolarına, piyasadaki canlılığa, ihracattaki artışa güveniyor. Merkez Bankamızda hiç de hafife alınmayacak düzeyde döviz stoku ani hareketliliklere karşı hazır bekletiliyor.
Gelişmelerin tamamının nedeni gelişmiş ülkelerin yaşadığı ekonomik darboğazdır.
Canlanan gelişmekte olan piyasalara had bildirme operasyonu yapılıyor. ABD, İngiltere, Fransa başta olmak üzere G 7 ülkeleri, son 10 yılda kaybettiği ekonomik ivmeyi tekrar kazanmak istiyor.
Tüm argümanları kullanıyorlar, bütün oyunları oynuyorlar ve Türkiye gibi ülkelere son yıllarda gelen yatırımları kendi ülkelerine çekecek adımları acımasızca atıyorlar.
Özet olarak bugün yaşadığımız olayların nedeni budur.
Taksimde yaşanan eşkıyalığın nedeni de buydu, aynı zamanda neden Brezilya’da da sokak olayları yaşandı sizce?
Gezi kafalıların, “biz faiz lobisinin oyuncağı değiliz”, dediklerine bakmayın tam anlamıyla ahmakça oyuna geliyorlar ve Türkiye’ye zarar veriyorlar.
Şunu da belirtelim, önümüzdeki süreçte, (yerel seçimler olduğu için birkaç ay içerisinde, eğer seçimler olmasaydı Nisan gibi) tekrar teröründe patlak vereceğini zannediyorum. Çünkü aynen CHP gibi BDP’nin de göbeği dışarıda kesilmiş ve isteseler de istemeseler de emperyalizme ve siyonizme meze oluyorlar.
CHP’li yetkililer Mısır’a kendi halkını katleden cunta yönetimini ziyarete gidiyor. Bu ziyaretin kararı sizce nerede alındı?
Çok açık yazıyorum, 12 Eylül’ün, 27 Mayıs’ın, 28 Şubat’ın kararı nerede alındıysa CHP’nin Mısır’a ziyaretinin kararı da orada alındı.
ABD Irak’ı işgal ediyor, vali gibi bir yönetim koyuyor ve bu yönetim Şii ve İran ile ortak hareket ediyor. İşte o yönetim ile ABD’nin desteklediği katil cuntacı Mısır firavunları ile görüşen CHP’nin masum olmasının imkânı var mı?
Neyse konumuz bu değil, konumuz ekonomi, ifade edelim, korkacak hiç bir şey yok.
Doların yılsonuna kadar 1.90 seviyelerine gerileyeceğini düşünüyorum. Aynı şekilde hiçbir tedirginliğe gerek yok, üretmeye ve ihracata devam, faizin yükselmeyeceğini, Türkiye’de tekrardan rantçılık oynayacak kalantorlara fırsat verilmeyeceğini zannediyorum.
Bu süreçte yapılacak şey şu;
Yeni yapılacak yatırımları ertelemek gerekebilir. Banka ile çalışmayın, kredi ya da başka türlü borçlanmadan kesinlikle uzak durun.
Üretim kapasitenizi yapabildiğiniz en üst düzeyde artırın. Kendi öz kaynaklarınızla yapabiliyorsanız satın almalar yapabilirsiniz ama bu satın almalarda karlılığı kesinlikle birinci derecede önemli görmek gerekiyor.
Konya Ticaret Odası Başkanımız Sayın Selçuk Öztürk haklı, geliriniz döviz cinsinden değilse, döviz cinsinden borçlanmayın.
Hiç merak etmeyin, Türkiye bu sorunları aşacaktır ve İnşa Allah Yeniden Büyük Türkiye kurulacaktır. Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza ve Hükümetimize Allah’ın izni ile güveniyoruz…
Onlar bu ülkenin hayrına olmayacak bir işin içine girmezler.
Rabbim bu milleti korusun, daim muktedir eylesin, düşmanlarımıza fırsat vermesin…
İşin özü şu, durmak yok yola devam…
Yapmamız gereken birliğimizi, dirliğimizi muhafaza etmek ve yarınlara inanç ve kararlılıkla yürümektir…
