Prof. Dr. Erdal Arslan
Prof. Dr. Erdal Arslan ÇOK DİKKATLİ, ÇOK TEMKİNLİ OLMALIYIZ

ÇOK DİKKATLİ, ÇOK TEMKİNLİ OLMALIYIZ

ABD’nin Suriye’den çekileceğini açıklaması ve 2 bin civarındaki askeri personelini çok kısa sürede tamamen çekeceğini söylemesi dikkatlice izlenmesi gereken bir konu.

Bu görünür hamlenin ötesinde, kesinlikle bir başka plân işliyor.

Suriye konusunda Trump ile Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ve ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo arasında ciddi görüş ayrılıkları olduğu söylense de bunun pek inandırıcı olmadığını söylemek lazım. Bunu anlamak için Trump’ın bu adamlara verdiği yetkilere ve bunlar ile ilgili görüşlerine bakmak lazım.

İlk olarak Trump’ın Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile ilgili söylediklerine bakalım; muhteşem bir iş çıkarıyor, onunla gurur duyuyorum. Şimdi ABD Dışişleri’nde Pompeo ile harika bir ruh var.

İkinci olarak, “Amerikan halkının vergilerinden yardım için harcanan her doların, verimli ve etkili bir biçimde kullanılmasını sağlayacağız.” ve "Takip ettiğimiz her politika, aldığımız her karar ve yardım için harcadığımız her dolar, ABD’nin bölgedeki önceliklerini ileri götürmeye yönelik olacaktır." diyen Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı ve aynı zamanda ABD’nin yayılım ve yatırım politikalarından da sorumlu olan John Bolton’un  sözleri dikkate alındığında; 10.000’lerce tır, uçak ve gemiler ile mühimmat ve askeri malzeme yığdıkları bir yer olan Surye’den bir çırpıda öylece çıkacakları tiyatrosuna inanmamızı bekleyecekler öyle mi? Asla böyle değerlendirme yapmamak lazım.

Uluslararası ve ulusal basının yanlış yönlendirmesine kapılıp ABD’nin Suriye’den çekilmesini bir geri adım ve başarısızlık olarak görüp yanlışa düşmememiz, tedbiri ve taktiği elden bırakmamak lazım.

ABD Başkanı Donald Trump’ın  Twitter hesabından yaptığı açıklamada; “Suriye’de bulunmamızın tek nedeni DEAŞ idi onu da yendik artık geri dönme zamanı” dese de biz ABD’nin  Suriye'de bulunmasının  tek sebebinin kendi kurduğu DEAŞ olmadığını biliyoruz.

Özellikle Trump döneminde İsrailin hizmetkârı gibi iş yapan bir ABD’nin, Büyük Ortadoğu projesinin en önemli ayaklarından olan Suriye iç savaşı ve Irak’ın parçalanması politikalarının ve yine İran ve Rusya’yı da içerisine alan bu büyük planın başka bir aşamasına geçtiğinin göstergesidir.

Trump’ın görünürdeki çekilmesinin; DEAŞ, Esed, Rusya, İran’ın ve hatta ülkemizin işine yarayacağı şeklinde yapılan değerlendirmeler çok basit ve yüzeysel yaklaşımlardır.

Çünkü görünürde olan ile fiiliyatın çok ayrı olduğu ve bu işin asıl planlayıcılarından olan ABD Savunma Bakanı James Mattis’in Ortadoğu politikaları ile ilgili görüşlerini iyi kavramak gerekir.

Geçtiğimiz aylarda James Mattis, Pentagon’da Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, Katar, Kuveyt, Umman, Mısır, Ürdün ve Fas’tan temsilcilerin katılımı ile bir Ortadoğu toplantısı gerçekleştirmiş ve bu toplantıda ABD’nin İsrail’e olan desteğini ve bu bağlamda İsrail’in var oluş sebebi olan Arz-ı Mev’ud hedeflerini desteklediklerini zımnen de olsa bu ülkelere tekrar deklere ettiğini biliyoruz.

Dolayısı ile ABD’nin benim işim bitti, ben gidiyorum demesi hiç inandırıcı değil. Olamamalı da zaten.

Onun için “Fırat’ın Doğusuna” yapmayı planladığımız operasyonu çok dikkatli ve temkinli yapmalıyız. Başta ABD ve İsrail olmak üzere tüm dost olamayan ülkeler bizim bu operasyonda çok büyük kayıplar vermemizi istiyorlar.

Bunu hem yaklaşmakta olan yerel seçimler öncesi içeride seçimlerde kullanmak hem de İran ve Rusya beraberinde gerçekleştirdiğimiz ortak çıkar politikalarının bozulmasına sebebiyet verecek bir adıma dönüştürmek istiyorlar.

Tüm sebepler dahilinde çok temkinli ve dikkatli bir şeklide hareket etmeliyiz. Asla korkudan veya çekinceden değil ama  düşman; alçak, hain, tükürmemizi bile değmeyecek pislikte de olsa yine de operasyonlar esnasında çok dikkatli olunmalı ve acele etmeden, özellikle büyük patlayıcı tuzakları dikkate alarak, adım adım ilerlemeliyiz.

Resmi üniformalı ABD askerleri gidebilir AMA PKK giysili ABD’li ve NATO’luları unutmamalıyız.

Sefer bizden, ZAFER Rabbimdendir. Gazamız mübarek olsun İnşaAllah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Erdal Arslan Arşivi