Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Çap meselesi

Çap meselesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti’ye üye olması, yapılacak kongreyle birlikte yeniden partinin de başına geçmesi ile birlikte ülke siyasetinde önemli değişimler olacak. Muhalefet kesimi ise ülkenin geleceğine yönelik adımlar atmak yerine kendi içinde koltuk kavgasına düştü.

Kılıçdaroğlu’nun bu saatten sonra koltuğunu koruması zor görünüyor. CHP’liler bir yandan parti içi iktidar kavgası verirken bir yandan da özellikle hükümet çevresinde bir karışıklık, anlaşmazlık çıkarmak için bütün hünerlerini sergiliyorlar. Son olarak Deniz Baykal’ın Abdullah Gül’ün referandumda ortaya çıkan yüzde 49’un ortak adayı olabileceğini söylemesi siyasi anlamda seviyenin ne kadar düştüğünün bir göstergesi oldu. Abdullah Gül aday olur mu diye tartışmıyorum bile. Çünkü ben kelime israfına karşıyım.

Günümüzde cumhurbaşkanının halk tarafında seçilmesinin en büyük sebebi, Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçildiği dönemde maruz kaldığı haksızlıklardır. O zamanda Deniz Baykal başta olmak üzere CHP’liler ortalığı karıştırmak uğraşmış, sistemi tıkamak için ellerinden geleni yapmalarına rağmen bir sonuca erememişti. Cumhurbaşkanının eşinin başı kapalı olur mu tartışmaları yapılalı çok değil ortalama on yıl oluyor(!) Bugünde ucuz fitne hareketleriyle yeni bir operasyonun peşindeler. Fakat bilmedikleri şu var; toplumsal gerçeklik, değer yargıları insanları kısa süreli olarak aynı tarafta birleştirmiş olsa da bu o insanların kendi özelliklerini taşımalarına engel değildir. Referandumda hayır oyu veren yüzde 49’luk kesim, kesinlikle bir blok, aynı değerleri taşıyan bir topluluk değildir. Bunun böyle olduğunu bal gibi biliyorlar ama çaresizlikleri yüzünden işlerine gelmiyor.

CHP’nin dışında muhalefetin umut beslediği Meral Akşener’de geçen gün yaptığı açıklama ile siyasi çapını ortaya koydu. Yeni bir parti kurmayı düşünmediğini belirten Akşener, referandumdan sonra yüzde 49’luk bir HAYIR partisinin oluştuğunu söyledi. Akşener’in bu açıklaması bence kendini destekleyen kesime bir hakarettir. Elbette MHP içindeki muhalif kanat, Bahçeli karşıtları referandumda hayır dediler ama bu onların yüzde 49’la ittifak ettikleri anlamına gelmez ki. Bu yüzde 49’lık kesimin içinde başta HDP olmak üzere, Doğu Perinçek’in aydınlık grubu, diğer marjinal partiler, hatta DHKP-C gibi yasa dışı terör örgütlerinin sempatizanları da var. Meral Akşener’in kastettiği yüzde 49’luk HAYIR partisi bu kirli ve karanlık kesimlerden de oluşuyor. Başta HDP’nin olması sebebiyle üzere bu kesime en çok Akşener’i destekleyen muhalif ülkücüler karşı.

İktidar partisi gelecek on yılı planlarken CHP’nin başında Kılıçdaroğlu’nun kalıp kalmayacağı belli değil. Kalsa ya da yerine başkası gelse bu ismin Cumhurbaşkanlığına aday olup olmayacağı belli değil. Şöyle ki yeni sistemde Cumhurbaşkanlığına aday olup seçilemediğiniz zaman milletvekili seçimine katılmadığınızdan dolayı vekil olamıyorsunuz. 2019 seçiminden sonra CHP’nin başında milletvekili olmayan bir genel başkan mı göreceğiz yoksa yine Ekmeleddin İhsanoğlu gibi bir çatı adayla mı çıkacaklar asıl soru bu. Üstelik bu kez yanlarında MHP’de yer almayacak. Bu sefer oluşturulacak çatının daha fazla su sızdıracağı şimdiden belli.

Muhalefetin içine düştüğü kafa karışıklığı, yeni sistemi hiç anlayamadıklarının bir başka göstergesi de İlker Başbuğ isminin ortaya atılması. Eski sistemde sembolik Cumhurbaşkanlığı devam ederken İlker Başbuğ’un belli bir mantığı vardı. 21. yüzyılda hala emekli bir askerin cumhurbaşkanı yapılmak istenmesinin ayıbı saklı kalmak üzere… Fakat yeni sistemde Cumhurbaşkanı bizzat yönetimin başında olacak. İlker Başbuğ elbette değerli bir komutandır. Fakat siyasetten ne kadar anlıyor, bunun ekonomisi var, dış politikası, eğitimi, sağlık sistemi, kültürel alan vb. ülke yönetmek sadece milli savunmadan anlamaktan ibaret değildir ki(!)

Dediğimiz gibi bazı şeyler çap meselesidir, sonradan kazanılmaz. Bir insanda varsa vardır, yoksa yoktur. Bir yandan ülkenin gelecek on yılını planlayan bir parti var, diğer yandan kafası fena halde karışık, ne yeni sistemi, ne de kendisi destekleyen tabanı anlamış bir muhalefet anlayışı var. Ondan sonra bir de neden her seçimi AK Parti’nin kazandığını soruyorlar…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi