Seyfullah Koyuncu
Seyfullah Koyuncu Bu Erdoğan’ın karşısında muhalefetin işi çok zor!

Bu Erdoğan’ın karşısında muhalefetin işi çok zor!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dış politikada yaptıklarını kaleme aldığım yazıyı yazalı bir aydan biraz daha fazla oldu.

“Cumhurbaşkanı Erdoğan, prime modu açtı yine!” demiştim ve BM Genel Kurulu’ndan Şangay İşbirliği Örgütü’ne, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın gelişmelerinden İngiltere Kraliçesi’nin ölümünden sonra yaşananlara, Yunanistan ve Doğu Akdeniz konusundan İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik sürecine dair Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elde ettiği başarılara değinmiştim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; dış politikada son zamanlarda yaptıklarıyla, ‘Batı’da da Doğu’da da Güney’de de Kuzey’de de ben varım’ mesajını başarılı bir şekilde verdiğini belirtirken, iç politikada verdiği müjdeler ve yeniden toparlanma süreci ise bir başka yazının konusu diye de not düşmüştüm.

İşte bugünkü konumuz iç politika. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iç politikadaki muhteşem geri dönüşü, muhteşem golleri.

Hani futbol entelektüelleri "Sağ ayağına kitap yazılır, son satırına da 'solaktı' diye eklenir diye bahsederler ya Karpatların Maradonası George Hagi’den.

İşte siyaset sahnesinin Maradonası olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan da öyle bahsetmek gerekir diye düşünüyorum.

Dış politikada harikalar estiriyordu her zamanki gibi ama asıl golünü yine iç politikada atacaktı. Öyle de oldu. Son zamanlarda yine sahaların tozunu attırmaya başladı. “Dışarıyla uğraşırken içeriyi boş bıraktığımı sanmayın” mesajını net bir şekilde vermeye başladı.

Küresel ekonomik krizin, savaşların ve pandemi etkisinin olumsuzlukları nedeniyle ekonomik anlamda sıkıntılar yaşanıyordu. Muhalefetin en büyük kozu da bu sıkıntılardan oluşuyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, önce ekonomiye yönelik dokunuşlarıyla muhalefetin elinden bu kozu almak için çok etkili argümanları uygulamaya koydu.

Daha sonra da milletin güvenini yeniden kazanacak, en önemlisi de millete yeniden özgüven aşılayacak hamleler yapmaya başladı.

Bunun neticesinde de “Yaparsa yine AK Parti yapar. Yaparsa yine Erdoğan yapar” inancını tekrar hatırlattı.

Nitekim bu inancı taçlandıran ilk program Türkiye Yüzyılı vizyonu ile başladı. 44 sayfalık konuşma metnini 1 buçuk saatten fazla bir süre ayakta, coşkusundan hiçbir şey kaybetmeden anlattı. Ben hala bu millet için çalışmaya devam edeceğim, gücümden hiçbir şey kaybetmedim mesajını çok iyi bir şekilde verdi.

Türkiye Yüzyılı vizyonunda; ekonomiden sosyal hayata, dijitalleşmeden dış politikaya, güvenlikten kalkınmaya pek çok hedefin yer aldığı 16 farklı başlığa değindi. Türkiye Yüzyılı’nın yeni kızıl elmaları olduğunu vurguladı. Milletine yeni bir hedef gösterdi, gelecek vizyonu çizdi. Bunu yaparken hem diğer parti temsilcilerini hem de muhalif basını da davet etmesi önemli bir mesajdı.

Adeta gövde gösterisi yaptı.

Türkiye Yüzyılı vizyonu daha gündemden düşmeden başka bir vizyon daha çizmek için yola çıktı.

Devrim otomobilinin 1961’de yarım kalan acı hikayesinden bu yana hasretle beklediğimiz, hayalini kurduğumuz yerli otomobille ilgili önemli bir adımın başlangıcını yaptı.

Cumhuriyet'in 99. yıl dönümünde Türkiye’nin elektrikli aracı Togg’u üretecek fabrikanın görkemli açılışını yaptı. Direksiyona geçti ve ilk sürüşü yaptı.

O dakikalarda muhalefet partileri ise her zamanki gibi küçük hesaplar peşinde koşuyordu. Aracın tekerinden kaputuna, motorundan aynasına çeşitli bahaneler üretmekle meşguldü.

Muhalefet sorun üretmek veya sorunları konuşmaktan öteye geçemezken; Erdoğan yine yeni bir perspektif çiziyordu. Gelecekten, mobiliteden, dijitalleşmeden, sanayileşmeden, büyümeden, ihracattan, dünyada söz sahibi olmaktan bahsediyordu.

Siyaset için uzun bir zaman olan 20 yıldır iktidarda kalmayı başaran Erdoğan, sanki ilk defa seçime girecek bir lider gibi yeni hikaye yazıyordu. İşin garip tarafı ise Erdoğan’ın yazdığı bu yeni hikayenin halkta hala coşku ve karşılık oluşturmasıydı.

Daha EYT, asgari ücret ve memur zammı, yeni yatırımların açılışı, savunma sanayiindeki yeni müjdeler, doğal gaz müjdeleri gibi birçok konuya sıra gelmedi bile.

Anlaşılan o ki; Cumhurbaşkanı Erdoğan neredeyse her hafta yeni bir açılış, yeni bir müjde, yeni bir hikayeye imza atacak.

Hal böyleyken, Erdoğan bu kadar formdayken de bu muhalefetin işi çok zor.

Sadece son 1 aylık performansıyla bile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 5 puandan fazla oy artırdığını düşünüyorum.

Buradan görünen manzara bu!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Seyfullah Koyuncu Arşivi