Hatice Dursun
Hatice Dursun BU BAYRAM…

BU BAYRAM…

Bayramlar, aynı dinin, aynı inancın neşesinde bizleri birleştiren ilâhî armağandır.

Bu bayram, barışın, esenliğin, yani İslam’ın bayramıdır.

Bu bayram, topluluk halinde Rabbimize verdiğimiz misakımızı hatırlayarak zaaflarımıza karşı durmanın, imsakın bayramıdır.

Bu bayram, bizi kendimize yabancılaştıran maddeye, heva, arzu ve isteklerimize esir olmaya direnmenin, fıtrata dönmenin bayramıdır.

Bu bayram, imsak ile dizginlenen nefislerin mükafatı olarak dua ile nimetlerin ikrama dönüştüğü iftarın bayramıdır.

Bu bayram, yokluğu, açlığı ve susuzluğu hissederek, rızıkları başkasıyla paylaşmanın, ikramın bayramıdır. Yardımlaşmanın, dayanışmanın, karşılıksız vermenin yani infakın bayramıdır.

Bu bayram, nefislerimizin arınması gibi mallarımızı da başkalarının hakkından arındıran zekâtın bayramıdır. Hayatımızın şükrü olarak kardeşlerimize verdiğimiz fitrenin bayramıdır.

Bu bayram, yaratılan her varlığın kıymet ve değerini Yaratanından bulduğu, hiç kimsenin bir diğerinden üstün olmadığı, herkesin bir tarağın dişleri gibi eşit olduğu tevhidin bayramıdır.

Ramazan bayramı sevinç günüdür. Ramazanla yaşadığımız manevi değişimin, rahmetle kuşatılmanın, mağfiretle arınmanın, cehennemden kurtuluşa erme müjdesine ermektir bayram.

Kadir gecesinde beşeriyetten insanlığa yükselmenin, Kur’an’ın nüzulüne tanık olmanın sevinciyle buluşmaktır bayram. Ukbadan gelen cennet muştularının esintisiyle kalp ikliminde huzura ermektir bayram.

Ramazan bayramı hüzün günüdür. Filistin’de, Gazze’de, Kudüs’te, Suriye’de, Irak’da, Doğu Türkistan’da Myanmar’da ve daha birçok değişik İslam Beldelerinde...

İftarda bir yudum su içemeden şehadet şerbetini içenlerin, sahurda oruca niyet edemeden hanesi başına göçenlerin, masumların, mazlumların kanıyla kızıla boyanan gecelerin getirdiği hüzündür bayram.

Bir gül bahçesine girercesine kara toprağın bağrına defnedilen biçare bedenlerin, hizipçilik, mezhepçilik, asabiyetçilik taassubuyla birbirine kurşun yağdırıp, uhuvvet ve kardeşliği katledenlerin, dostların bağrına ateş düşürüp düşmanın yüzünü güldüren kör cahil Müslümanların yüreklere saldığı hüzündür bayram.

Ramazan bayramı zafer günüdür. Bayram, nefsî mücadelede muzaffer olmaktır. Gönül kalesinin burcuna tevhid sancağını germektir.

Ramazan bayramı fırsat günüdür.

Bayram, prangalara vurulan kilitleri parçalayacak derecede tesirli anne baba duası almanın, ebeveyn gönlünü yapıp cennete açılan kapıdan girmenin fırsatıdır.

Bayram, arştan sarkıtılan bir ağ olan sılayı rahme tutunarak, uzak düşülen akrabalıkları, unutulmuş dostlukları, yitirilmiş kardeşlikleri yeniden ilmek ilmek dokumanın fırsatıdır.

Bayram, kimsesizlere kimse, çaresizlere çare, gariplere hemhal, mazlumlara yoldaş, yalnızlara arkadaş olmanın fırsatıdır.

Bayram, hayatın çilesini birlikte omuzladığımız eşlerimizi sevindirmenin, evlerin canlı bayramları olan çocuklarımızı bayramın coşkusuyla tanıştırmanın fırsatıdır.

Bayram, hastane köşelerinde şifa bekleyenlerin gönüllerini almanın fırsatıdır. Yüreklerin en ağır yükü olan dargınlıklara son vermenin kırgınlıkları tamir etmenin, kardeşliğimizi pekiştirmenin, dostluklarımızı güçlendirmenin fırsatıdır.

Bizden bayram neşesi bekleyenlere beklediklerini ikram edelim! Bayramın sevincini ve coşkusunu içimizde hissedelim! Onun muştusunu gönüllerden gönüllere, evlerden evlere, şehirlerden şehirlere, ülkelerden ülkelere taşıyalım!

Bayramınız mübarek olsun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hatice Dursun Arşivi