Prof. Dr. Erdal Arslan
Prof. Dr. Erdal Arslan Başka TÜRKİYE Yok

Başka TÜRKİYE Yok

24 Haziran Seçimleri ülkemiz için bir “kader seçimidir”.  Bu seçimi en iyi şekilde geçirmek dünyadaki ve ülkemizdeki olaylara daha hızlı adapte olabilmek için sadece partilere ve onların liderlerine değil, hükümete, medyaya ve sivil toplum kuruluşlarına da çok büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir.

Muhalefetin seçimi kazanmak için her yol mubah anlayışı ile bir yaklaşım sergilemesi asla kabul edilebilir bir durum olmadığı gibi hükümetinde muhalefetin her söylediğini yalan ve yanlış kabul etmesi kabul edilmez.

Ak Parti Hükümetleri döneminde yapılan iyi icraatların yanında yanlışlar da olmuştur.  Lakin yapılan tüm icraatların yanlış olduğunu söylemek, 16 yılda yapılan tüm işleri yok saymak, asla kabul edilebilir bir yaklaşım ve muhalefet anlayışı olmaz. Aynı şekilde muhalefet kanadından yapılacak olumlu katkılara ve eleştirilere de hükümet kanadının açık olması gerekir. Ülkesini seven ve hizmet eden yâda etmeyi amaçlayan her iki kesim için bu gerekli ve zorunlu bir yaklaşım olmalıdır.

Muhalefet yapılan eksik yâda yanlış işleri ortaya koyarken, yalan ve iftiradan uzak yapıcı bir yaklaşım sergilemek mecburiyetindedir. Söyledikleri her söz, sergiledikleri her tavır, sadece ülkemizdeki seçmenlerimiz tarafından değil tüm dünya tarafından takip edilmekte ve gözlenmektedir. Dışardan bize bakan gözlere, görmek istedikleri ayrılığı ve zayıflığı onlara göstermemeliyiz.

Yarın, yabancı devletlere karşı milli menfaatler için içerde birlik olabilmek zorunluluğunu unutmadan, bir seçim süreci ve söylemi gerçekleştirmek zorundayız. Oysa ülkemizdeki muhalefet yapılanması ve kamplaşmasına baktığımızda, öyle bir radikalleşme ve keskinleşme görüyoruz ki, bu keskin tavır hükümetten çok kendilerine zarar verecek hale gelmiştir. Keskin sirkenin küpüne zarar verdiği gibi keskin muhalefet yapacağını yâda yaptığını sananlar, aslında kendilerine ve ülkemize zarar verdiklerinin farkına varmalıdırlar. Yalan ile iftira ile bir yerlere varmak hiçbir zaman mümkün olmadı, olmaz da. Mitinglere baktığımızda söylevler haddi aşmış durumdadır ve acilen bir seviye kazandırılmalıdır.

Bu arada hükümet kanadı ve temsilcileri de yapılan her icraatın doğru olduğu, hiç hata yapılmadığı noktasında durmak ve kuru inat yerine, yapılan yanlış ve hataları kabul ederek daha iyilerini yapmak noktasında kararlılıklarını göstermek ve planlarını anlatmak durumundalar. Muhalefet yapanların tamamını hain gibi değerlendirmek ve her eleştirel yaklaşımı aynı kefeye koymak ta yapılmaması gereken başka bir yanlış olarak karşımıza çıkmaktadır.

80 milyon vatandaşımız ile bu ülke bizim, ister hükümet ister muhalefet seçimden sonra da bu ülkede yaşamaya devam edeceğiz. Birbirimizin suratına bakacağız, bir birimiz ile alışveriş yapacağız, sohbet edeceğiz.

Şimdi, ülkemizin dünyadaki Liberal-Kapitalist sistem ve onun hizmetkârlarının ekonomik saldırılarına maruz kaldığı bir dönemde, ülkesini seven muhalefetin bu gerçeği kabul ederek, tüm dünyayı kölesi haline getiren Şeytani Sistemin bu oyununu açıklıkla gördüğünü ve bu noktada yapılan çalışmaların arkasında olduğunu söylemesi ve deklere etmesi gerekir. Etmiyorsa onların bilerek yâda bilmeyerek hizmetkârları konumuna geldiklerini görmek ve kabul etmek durumundalar.

16 yıl önceki ekonomik tabloya baktığımızda, yapılan bunca yatırımlara ve iyileştirmelere rağmen harcanan paralara rağmen ekonominin o dönemin şartlarından kıyas edilemeyecek bir şekilde daha iyi olduğunu kabul etmek gerekir.

O dönemde TL ile borçlanmamız bile mümkün olmuyor iken, bugün borç stokumuzun %60’ı TL cinsindendir.

Vade olarak ortalama 9 ay vade ve çok yüksek faizler ile borçlanırken, bugün ortalama 72 ay vade ve düşük faizler ile borçlanmaktayız.

O dönemde toplanan vergilerin % 85’i faize ödenir iken, bugün %11’i faize ödenmektedir.

Ha keşke hiç ödemeyelim, faize para ve hiç borçlanmayalım, ama bu rakamları görmezden gelemeyiz, bu iyileşmeleri ret edemeyiz.

Onun için dünyada safların netleşmeye başladığı bir dönemde, biz de ülkemizde muhalefeti ile hükümeti ile bir araya gelebilmiş, ülkesi için fedakârlık edebilmiş olan “Cumhur İttifakında” buluşalım. Yapıcı muhalefet ve muhalefeti dikkate alma erdemini göstermiş bir hükümeti içinde barındıran özlenen birlikteliği destekleyelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Erdal Arslan Arşivi