Bakanlık yapıları değişmeli!
Son zamanlarda siyasetle ilgili olarak kiminle sohbet edersem edeyim ilk açılan konu ekonomi ve aile oluyor.
Ekonomi ile ilgili sıkıntılar malum. Bu konuda herkes belli yorumları yapıyor zaten. Fakat aile konusu da en az ekonomi kadar önemli ve derin bir konu.
Bu aralar herkes yeni kabineyi paylaşıp duruyor. Yeni kabinede kimler yer alır yakında göreceğiz ama bence sadece yeni bakanlarda değil, bakanlık yapılarında da bir değişiklik şart.
İşte bu köklü değişikliklerin başında da aile kurumunun gereken önemi kazanması için Çalışma Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı’nda bir bölünmenin yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Özellikle kadın konusunda toplumumuz ne yazık ki bir dikiş tutturamadı.
Aile kavramı ile ilgili olarak hangi STK’ların çalışma yaptığını az çok hepimiz biliyoruz. Sağcısı-solcusu hiç fark etmiyor. Feministliğin ideolojisi olmuyor.
STK'ların bu konudaki etkinliğinin gözden geçirilmesi kaçınılmaz. STK'ların bizatihi kendileri (yapıları, yasal dayanakları, görev, yetki ve sorumlulukları, şeffaf ve denetlenebilir, hesap verebilirlikleri vs) gözden geçirilmeli ve yeniden yapılandırılmalı. Bakanlıkların işlerine bu kadar müdahil olmalarının da önüne geçilmeli!
Tek başına kült bir ‘Aile Bakanlığı’ ya da ‘Aile ve Gençlik Bakanlığı’ diye bir yapı oluşturabiliriz. Ama bu bakanlığı feministlerin elinde oyuncak etmemeliyiz.
Geçenlerde gazetemizi ziyaret eden bir hocamın anlattıklarını duyunca bu konuda ne kadar da sıkıntılı durumda olduğumuzu bir kez daha anladım.
Misafirimin bana anlattıklarını aynen aktarıyorum.
4-5 sene önce Konya’da Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olan Aile ve Dini Rehberlik Bürosu’nu ziyaret ettim. Orada kadınlarla ilgilenen 2 uzmanla tanıştık. Ailevi sıkıntıları olan insanlar bu uzmanlara danışıyor ve terapi görüyordu.
Burada kadınlara yönelik terapi yapan kadın uzmanlardan biri 40, diğeri ise 35’li yaşlarda idi.
Öğrendim ki; 40 yaşında olan ablamız hiç evlenmemiş, 35’li yaşlarda olan ablamız ise eşinden ayrılmış.
Duyduğuma göre, terapi için gelen bayanlara ‘Ben boşandım kurtuldum, sen de boşan geç’ gibi akıl veriyorlarmış….
Buyur buradan yak…
Aileyi kurtarmak için geçen her an aleyhimize işliyor…
Yine ‘Kültür ve Turizm Bakanlığı’ da ikiye bölünmeli diye düşünüyorum.
Kültür konusunda yeni bir bakanlık şart. ‘Kültür’ ve ‘Turizm’ konusu iki zıt konu. Kültürel iktidarı hala yerli ve milli ellere teslime demedik.
Dahası, yaşadığımız sıkıntılar nedeniyle Göçmen Politikaları ve Akraba Topluluklar Bakanlığı’nın da kurulma zamanı geldi de geçiyor bile. Suriye meselesini adam gibi yönetecek birileri lazım.
Mültecilerle akraba toplulukları bir bakanlık çatısında toplayarak önemli bir iş yapmış oluruz diye düşünüyorum. Böylece TİKA'nın görevini de bu bakanlık üstlenir. Hatta Kızılay ve AFAD da bu bakanlığa bağlanabilir.
Bu değişiklikler, devletimizin vizyon ve misyonuna da uygun düşer…