Az, aslında çoktur.
Son zamanlarda bir akım meydana çıktı. Eminim çoğu kişi duymuştur. Minimalizm akımı. Basit anlamıyla açıklayacak olursam minimalizm bir sade yaşam felsefesi diyebiliriz. Bende hayatıma yüzde yüz yansıtamasam da her zaman sade yaşamanın hayranı olmuşumdur. Doğal olarak ilgimi çekti ve araştırmaya başladım.
Minimalizm bir nevi azla yetinme sanatıdır. Atalarımızın deyimiyle açıklayacak olursak; azı karar çoğu zarar denen tüm şeyler için kullanılabilir. Bir şeyleri biriktirmeden, stokları eritmeyi amaçlayan bir yaşam tarzı minimalizm.
Minimalizm; insanları sevin ve eşyaları kullanın, tam tersi asla işe yaramaz der.
Özellikle çağımızın en büyük hastalıklarından birisi “hep” ve “daha” hastalığına karşı oldukça etkili bir ilaç. Nedir bu “hep” ve “daha” hastalığı. Hep daha iyisi, hep daha yenisi, hep daha fazlasının istendiği bu çağda bu vebanın tek çaresi de minimalizmin benimsenmesi gibi geliyor. Minimalizm insanı kanaatkârlığa, sadeliğe ve zarafete davet ediyor. İnsan bunu yaşamına uygulayabilirse nu mutlu.. Amerika bile tükete tükete bu işin sonunun gelemeyeceğini anlamış ve Amerikan halkı arasında bile oldukça popüler hale gelmiş durumda.
Minimalizmin temel felsefesi; önemli olan nicelik değil nitelik şeklindedir. Her şeyden bir tane olsun ama kaliteli, uzun ömürlü, dayanıklı, işlevsel olsun anlayışı. Bu felsefe insanı hem kafa olarak hem de ruhen özgürleştiriyor, hafifletiyor. En önemli katkılarından biriside kişisel bütçenizi dengeleyip daha mantıklı ve bilinçli alışverişler yapmak.
Minimalizm akımı yeni popülerlik kazanmasına karşılık yeni meydana çıkan bir akım değildir. Çok uzun zamandır vardı. Hegel, minimalizmi şöyle tanımlıyor; “Sade ama basit olmayan. Yalın ama yavan olmayan. Aşırılıktan uzak, azla çok yapmaktır.” Hegel’in tanımına baktığımda aslında tamda ihtiyacımız olanın bu olduğunu düşünmeden edemiyorum.
Aslında minimalizm akımının bize söylediği her şeyi atalarımız, annelerimiz, babalarımız sık sık söylediler, söylüyorlar. Onlar deyince tutumluluk dedik, ilgimizi çekmedi. Fakat her konuda olduğu gibi batı çıkıp bunun adına minimalizm dedi ve hepimizin ilgisini çekti. Olsun, batının her zaman kötü yönlerini alacak değiliz. Anne babalarımız aslında en eski minimalistlerdenmiş de haberimiz yokmuş.
İşin özü, tüketmenin asla sonu yok. “hep” ve “daha” kelimeleri hayatımızı mahvediyor. Evlerimizde ve hayatlarımızda bizi yoran ve bunaltan o kadar çok şey var ki farkında bile değiliz.
Son olarak minimalizmi hayatınızın her alanında uygulayabilirsiniz. Bkz; dijital minimalizm, bkz; minimalist giyim, bkz; minimalist dekor vs gibi bu liste uzar. Bu felsefe dilimizde ki çer çöpü de temizleyin diyor. Sürekli şikâyet ediyoruz, başkalarnı suçluyoruz, dedikodu yapıyoruz, argo konuşuyoruz, insanları kırıyoruz ve bu kadar olumsuz düşünce ile düşüncelerimizi de kirletiyoruz. Dilimizde ki çer çöpten de kurtulma zamanı geldi.
Bu akımın söylediklerini annemiz babamız, batı ve felsefecilerden de önce Rabbimiz bize söyledi.
Huzurlu yaşamın sırrı İslamiyet’te.
Kalbini kararmaktan kurtarmak için; Az ye, az uyu, az konuş.