Arsızlık böyle bir şey işte!
Market fiyatlarının, özellikle de BİM İcra Kurulu Üyesi ve Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı Galip Aykaç’ın skandal açıklamaları gündemdeki sıcaklığını koruyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın zincir marketlerdeki fiyat farklılıklarına yönelik yaptığı eleştirilere cevap veren Galip Aykaç, "Hükümetle sorunumuz yok, olmasına müsaade etmeyiz" ifadelerini kullandı.
Ama aynı Galip Aykaç, "Şecaat arz ederken merd-i kıbtî sirkatin söyler" deyiminin tam karşılığını yansıttı.
Devlet Bahçeli’yi, gazetecileri, sosyal medyada vatandaşın hakkını savunanları, üç kağıtçılığa göz yummayanları, ziraat odası başkanlarını, sivil toplum örgütlerini… Kısacası herkesi tehdit etti, gider yaptı.
Terbiye sınırlarının dışında ithamlar kullandı.
Arsızlık böyle bir şey işte.
2021'de 3 milyar, 2022'nin ilk 9 ayında ise 5 milyar TL kâr açıklayan BİM'i mağdur edebiyatıyla aklamaya çalıştı.
Yıl sonu cirosu tahmini 130 milyar liraya ulaşacak olan BİM’in İcra Kurulu Üyesi Galip Aykaç “Biz mezralara bile market götürüp insanları besliyoruz, biz olmasak beslenemezler” demeye getirerek aba altından sopa gösterdi.
Yani aklınca ülkemizi açlıkla tehdit etti!
Galip Aykaç, bu açıklamalarıyla aslında 7 Aralık’ta Rekabet Kurumuna vereceği savunma için göz dağı verdiğini zannetti.
Daha önce fahiş fiyat ve stokçuluk nedeniyle diğer zincir marketlerle birlikte toplamda 2,7 milyar TL ceza ödeyen BİM’in, 7 Aralık’taki ikinci soruşturmada da ceza almasını önlemek için aklınca algı yürüttü.
Ama bu algısı bu defa ters tepti.
Devlet Bahçeli’yi, yani doğrudan siyaseti karşısına aldı. En önemlisi de halkı karşısına aldı.
Vatandaşların boykot çağrıları üzerine hem BİM’in hisse değeri sert düştü hem de Gıda Perakendecileri Derneği üyesi diğer marketler geri adım atarmış gibi yaptı.
Şok Marketler, Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı Galip Aykaç’ı dernek başkanlığından istifaya çağırdı. Ülker Grubuna bağlı olan ŞOK Marketler, Aykaç’ın kamuoyunu doğru bilgilendirmekten ziyade maksadını aşarak tartışmaları siyasi düzleme çektiğini ifade etti.
Ama aynı açıklamada bir de satır arası bilgi vardı.
Son zamanlarda farklı mecralarda gerçekleştirilen zincir marketlere yönelik suçlamaların doğru olmadığı ve özellikle zincir marketlerin fiyat artışlarının müsebbibi olmadığı aşikardır ve enflasyonun sebebi olarak zincir marketlerin gösterilmesi doğru değildir.
7 Aralık’ta savunma yapacak olan kuruluşlardan bir diğeri olan Şok Marketler de kamuoyuna şimdiden kendince bir savunma yaptı.
Ama yemezler…
Bekleyip göreceğiz. Rekabet Kurumu’nun 7 Aralık’ta alacağı savunmayı bizler de takip edeceğiz.
Ama bana kalırsa 7 Aralık’ta verilecek cezaların pek bir ehemmiyeti yok. Para cezası ile yaptırım olmuyor. Üç harfliler bu cezayı da etikete yansıtıyorlar.
Bir kez daha söylüyorum; devletimizin kapatma, geçici faaliyet durdurma başta olmak üzere pek çok uygulamayı devreye alması lazım.
En önemlisi de üç harflilerin yeni şubeler açmasının önüne geçilmesi lazım. Her 100 metrede bir üç harfli market açılması zaten baştan bu yana yanlıştı. Küçük esnafı tamamen bitiren bu uygulamadan da bir an önce geri dönülmesi gerekiyor.
Ha bu arada, Galip Aykaç’ın skandal açıklamalarının hesabının da mutlaka sorulması lazım.
Yazımın sonuna şunu da ekleyeyim: Ana akım, muhalif fark etmeksizin; çok reyting yapıyor diye her akşam market fiyatlarını konuşan bazı televizyon kanalları ve sözde halkın sanatçıları, millete ahlaksız ve densiz diyen Galip Aykaç’a tek kelam etmediler. Yorumcuların da gündemi bu değil.
Çünkü en büyük reklam verenleri BİM.
Çok şükür ki yerel basının öyle bir sorunu yok. Yerel basınımızın temsilcileri bu konuyu hem gazetelerinde hem internet sitelerinde hem de sosyal medya mecralarında rahat rahat konuşabiliyor. Konya’dan para kazanan üç harflilerin zaten Konya basınına da tek kuruş katkısı yoktu. Bu konuda bizler ulusal basına göre rahatız.