Büşra Aksakbağı Ay
Büşra Aksakbağı Ay Andımız ve Faşizm

Andımız ve Faşizm

Son günlerin en büyük tartışmalarından birisi de Andımız.

İlköğretim okullarında her sabah öğrencilere okutulan Andımız bir dönem kaldırılmıştı. Şimdi Danıştay kararı ile tekrar okutulma kararı alındı. Tabii ki yine herkes bölündü. Okutulsun diyenler, okutulmasın diyenler.

Ayrıca bu tartışma ile partilerde ki fikir birlikleri de garip bir hal aldı. Ak Parti anayasaya aykırı buluyor, CHP oy verenlerinin arasında çok fazla PKK sempatizanı olduğu için şimdilik sivri açıklamalar yapmaktan kaçınıyor, HDP zaten ezelden karşı, MHP zaten ezelden destekliyor.

Anladığım kadarı ile Andımızda en çok tartışılan "TÜRKÜM" ifadesi. 

Faşizm olarak nitelendirilen de tam olarak bu. Peki, "Hepimiz Ermeni’yiz”, "Hepimiz Kürt’üz" sloganları atılırken neden faşizm hiç akla getirilmiyor? Türkiye'de çoğunluk isen ırkına dair söylediğin her şey faşizm olarak görülür, fakat azınlık isen terör destekçisi bile olsan faşizm akıllarına gelen son kelimelerden birisi oluyor. Türküm diyene faşizm yaftası yapıldığı kadar Kürdistan diye bağıranlara yapılmadı.

Başka bir ırktan olan bir çocuğa her sabah "Türküm" dedirtmek faşizmmiş. Belki ilk başta durup mantıklı diyebiliriz. Fakat Türkiye, Türk milletine ait ulus bir devlettir. Çok uluslu federal bir devlet asla değildir. Türküm ifadesi ile sorunu olanın ilk önce bununla sorunu olması gerekir.

Yaşadığımız toplumu ve dünyayı düşündüğümüz zaman “Milli benlik” konusunun önemini açıkça görüyoruz. Bu noktada “Türk” ifadesinin etnik bir meseleden ibaret olmadığını anlatmaya, yazmaya ve tartışmaya gerek görmüyorum. Türkiye, Türk tanımını bir ulus tanımına çevirmiştir. Dünyada ki mevcut sistemde isteseniz de istemeseniz de “Milli Benlik” hayati önem taşımaktadır. Hümanist olmaya çalışırken bakmışsınız ki bu sistemin içinde çoktan yutulmuşuz.

Türkiye Devleti’nde, Türk topraklarında yaşayıp “Türküm” ifadesinden neden bu kadar rahatsız olunuyor? Bugün “Ne Mutlu Türküm diyene” ifadesinden rahatsız olanlar yarın İstiklal Marşından da rahatsız olur, al bayraktan da rahatsız olur. Hatta Türk’ün varlığından da rahatsız olur. Sonra bir bakmışsın kurucu değerlerinden elinde hiçbir şey kalmamış. Bundan rahatsız olanlar; ulus olma bilincine erişemeyen, etnik kimlik siyasetinden sıyrılamayanlardır. 

Türkiye Devleti ve Türk toprakları üzerinde; kendini Türk olarak gören herkesin Türk olduğu gibi birleştirici ifadeleri, küçükleri sevmek, büyükleri saymak gibi ahlaki ilkeleri barındıran bir andın bu kadar tartışma konusu olması en azından benim açımdan çok anlaşılır gelmiyor. Batı ülkelerinde böyle bir and yok diyerek Almanya, Fransa, İtalya gibi geçmişi ve zihniyeti faşizm olan ülkeleri örnek gösterenler ise ayrı bir bahis.

Velhasıl-ı kelam..

Taşınan Türk kimliği ağır geliyorsa, kimsenin varlığı Türk Milletinin üzerine yük olmasın. “Ne Mutlu Türküm Diyene.”  

Önceki ve Sonraki Yazılar
Büşra Aksakbağı Ay Arşivi