AÇLIK GREVİ
Mecliste bazı milletvekillerinin açlık grevini gittiklerini yazmıştım.
Face’de bazı dostlar "ölseler de kurtulsak" demişler.
Bunların ölmesiyle kurtuluşun mümkün olmadığını tarihi tecrübelerimizle bilmemiz gerekirdi.
Tarihte nice nemrut ve firavunlar onlar öldüler.
Kurtulduk mu?
Yenileri peydah oldu...
Dünya durdukça nemrut ve firavun çizgisi devam eder. Bu çizgiye şeytanî sistem denir.
Bu milletvekillerin açlık grevine gitmeleri ülkemizde ve dünyada gıda tasarrufu bakımından faydalıdır. Yani makro açıdan bunlara tahsis edilen gıda dünyada aç insanların kursağına gideceği mülahazıyla şık olur kanaatindeyim.
Temel çözüm şöyle olabilir;
Ruhu diri tutmak, meselesinin özüdür.
Yani milletçe kök değerlerimizi doğru dürüst bir sistemle realize etmeliyiz.
Liselere seçmeli ders olarak Kur'an-ı Kerim dersini koyuyoruz fakat abdestsiz olarak ve saygısız bir şekilde Kur'an'ın okunması hoş değildir.
Bir uygulama usulunce olursa anlamlı olur.
Derler ya "yarım imam dinden yarım doktor candan eder" diye.
Unutulmamalıdır Ki, Kem Âletle Kemâlât Olmuyor.
SOL
Boğaz köprüsüne hayır diyen solcu abilerimizi hep merak etmişimdir.
Şimdi bunların bir kısmı reklam yazarı oldu.
Bir kısmı da haber sunucusu....
Bir ay önce birisiyle konuştum; "Biz Türk solu olarak" şeklinde lafa başlayınca tebessüm ettim içimden...
İnsanların mantıklı olamayışı galiba biraz çevre meselesi herhalde....
Atalarımız boşuna dememişler;
Söyle arkadaşını söyleyeyim seni....
Konya eski milletvekillerinden birisi vardı CHP'den....
Kendisine sormuştu gazeteciler "Niye CHP oylarını artıramıyor? Hem muhalefettesiniz hem de oylarınız artmıyor, üstelik azalıyor...."
O milletvekili demiş ki, "Bizim memlekette bir laf vardır, sol sol bakıyor diye"..
Yani "sol sol bakmak" ters bakmak anlamına gelir.
Galiba mesele bu milletvekilinin dediği gibi.....
1970'lerde solcu abilerimiz boğaz köprüsüne hayır demişlerdi.
Boğaz köprüsü yapıldı.
Daha sonra yine solcu yeni abilerimiz ikinci boğaz köprüsüne de "hayır" dediler.
İkinci köprü de yapıldı.
Üçüncü köprüye de "evet" demiyorlar ama açıkça "hayır" da diyemiyorlar solcu abilerimiz.
Solcu abilerimizin işleri kolay değil...
Bunlara yeni bir "ismet" çıkarmak lazım.
Veya yeni bir "deniz" bulmak lazım.
Yeni bir "kemal'e" gerek olduğunu sanmıyorum. Zira "benim adım kemal" diyen bir genel başkan var.
Onu da ihraç edecekler galiba...
Biliyorsunuz YARSAV yönetimi, CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ihraç talebiyle müracaat etti şeklinde bir haber çıktı yazılı medyada.