İsmail Poçan
İsmail Poçan Zehirleniyoruz…

Zehirleniyoruz…

Eskiden evlerde tek soba, tek televizyon yani her şeyden sınırlı sayıda vardı. Herkes bir arada olurdu. Önce yemek yenir, sonra ödev başına otururduk. Yarı gözümüz televizyonda o ödevi bir şekilde yapardık. Soba da hiç olmazsa aynı odada her işte hep beraber olurduk. Şimdi kalorifer var. Hepimiz adeta bir odaya saklanıyoruz ve hiç birimizin birbirimizden haberi yok. Ortada paylaşılacak bir şey de yok. Paylaşımlarımız şimdi sosyal ortamda. Ailedeki bireyler iletişimi sosyal medya üzerinden gerçekleştiriyor. Zaten çoğu kişi vaktinin çoğunu işte geçiriyor. Evde aile bireylerinin birbirlerine ayıracağı vaktin büyük bir bölümü TV karşısında geçiriliyor. Ve bu toplumun bir yarası diyorduk ki karşımıza Sosyal Medya çıktı ve Televizyonlu günleri arar olduk. Çünkü aile tarihimizde birlikte yapılan son işimiz birlikte Televizyon izlemekti, sosyal medya bu ironiyi bile elimizden aldı. Sosyal Medya yüzünden çocuklarımızdan ve sevdiklerimizden çaldığımız en güzel vakitleri, uğruna harcamış olduğumuz TV’nin bizlere katkısı ve zararını tartışmaya gerek bile kalmadı?

Artık eskisi gibi olmayan programlar ve dizilerde var. Evlendirme programları baştan olmak üzere sözde tarihi anlatan diziler, o onla ne yapmış, bu şunla nereye gitmişleri anlatan magazin programları sonra tartışmaları kısacası bitmek tükenmek bilmeyen gereksizlikler.

Onlara o bağlamışlar ki sosyal medyada tartışmalara girmekten geri kalınmıyor. Bununla da yetinmiyorlar sözde tarih dizisi yapıyorum deyip cihana hükmetmiş devlet büyüklerimizi ve şanlı tarihimizi kirletmekten geri kalmıyorlar. Dünyanın dizini titreten dedelerimizi sarayda alem yapan kişiler gibi tanıtıyorlar. Hangi millet bunu yapar kendine. Diğer ülkeler en sıradan savaşçılarını bile yere göğe sığdıramazken bizim yaptığımızın mantığı izlenme kaygısı mı? Adamlar izlenmek uğruna değerlerini bir çırpıda silip atıyor.

O dizilere karşı yapılan kaliteli yapımlara sahip çıkmamız gerekiyor. Bunu da onlara reyting kazandırarak değil, şiddetle saldırarak değil, onları izlemeyerek göstermemiz gerekiyor.  Sonuçta iş seyircide bitiyor. Seyirci izlemezse ne kadar sürdürebilirler ki bu durumu. Daha önce bunu çoğu kez yaşadık. Nice diziler programlar en fazla 4 bölüm yayınlandıktan sonra bırakmak zorunda kaldılar. Tepkimizi bu şekilde yaparsak amacımıza ulaşırız ve ne olduğu belirsiz dizileri ve programları ekranlardan uzaklaştırırız. Bu benim gibi birçok kişiyi de rahatsız eden bu durumu kendimize hükmederek başarabiliriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Poçan Arşivi