Yüz ağartır bu gençler…
Konya’da, amatör ve profesyonel spora ilgi her geçen gün artıyor.
Belediyelerin ve Gençlik Spor İl Müdürlüğü’nün çalışmaları ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün de destekleriyle, lisanslı sporcu sayısı Konya’da gittikçe yükseliyor.
2018 yılsonu itibariyle Konya’da lisanslı sporcu sayısı 158 bin 747’yi bulmuş.
Üstelik bu rakama lisanslı futbolcular dahil değil…
Gerçekten muhteşem bir rakam.
Spor faaliyetlerinde alınan mesafeyi görünce şöyle bir kendi çocukluğumu düşündüm.
Çocukluğumuzda bizler arsalarda, çıkmaz sokaklarda top oynardık.
Taşları üst üste koyup kale inşa ederdik.
Şimdiki imkanlar yoktu ama çok yetenekli çocuklar vardı.
O yetenekli çocuklar şimdiki imkanlara o zaman kavuşmuş olsalar, belki de çok farklı şeyler konuşuyor olurduk şimdi.
Ne Messiler heba oldu asfalt yollarda.
Evet, şimdi imkanlar çok iyileştirildi.
Neredeyse her okulun bahçesinde spor salonu, her mahalle de bir saha var.
Bunların hepsi güzel ama bu imkanlardan hakkıyla istifade edilebiliyor mu?
İşte en büyük muamma o bence.
Birkaç antrenör arkadaşımla geçtiğimiz günlerde konu hakkında biraz muhabbet ettik.
Söylediklerine göre; en büyük sıkıntıları, salonlarda ve sahalarda meydana gelen yığılmalarmış.
Okuldan çıkan gençler hep aynı saatte antrenmanlara gitmek zorunda kalıyorlarmış.
Bu sebeple de antrenmanlardan verim almak zor oluyormuş.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü daha önce bir çalışma yürüttü bu konuda.
Ama bu çalışmanın ne kadar verimli olduğu tartışılır.
Bu konuda aslında en büyük görev Milli Eğitim Bakanlığı’na ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne düşüyor.
Sporcu gençlerin; antrenman, müsabaka, turnuva gibi süreçlerde okulla-spor arasında sıkışıp kalması verimliliği doğal olarak düşürüyor.
Okul eğitimleriyle spor faaliyetleri arasında esnek bir formül bulmalılar.
Milli Eğitim ve Gençlik Spor Müdürlüğü; bu konuda bir çözüm üretseler çok daha başarılı sonuçlar alacağız.
Spora kendini adayan gençlerin eğitim hayatı komple bu sistem altında düzenlenmeli.
Dünyada bu sistemlerin çok güzel örnekleri var.
Barcelona, Manchester City, Bayern Münih gibi kulüpler; filiz lisanstan başlıyorlar kişilik oluşturmaya.
Sporcu kişiliklerden hem eğitimli, hem yetenekli, hem ahlaklı, hem de yabancı dil bilen sporcular üretiyorlar.
Çok uzağa gitmeye gerek yok aslında, Altınordu da bu konuda baya kalburüstü.
Sadece futbolcu anlamında demiyorum, diğer branşlarda da aynı hassasiyetlerle olaya yaklaşmak lazım.
Dünyada en fazla bisiklete ev sahipliği yapan bir şehirden, dünyaca ünlü bisikletçiler çıkması lazım.
Dünyada en düz ve geniş arazilere sahip şehirden, mükemmel futbolcular, basketbolcular, voleybolcular yetişmesi lazım.
Üzerine eğilmek ve gerçekten bir şeyler yapmak gerekli ama önce.
Geçtiğimiz günlerde duyurmuştuk aslında; ‘Konyaspor’un alt yapı oyuncuları İngilizce eğitimi alıyor’ haberini.
Tam da bu işte. Bir yerlerden başlamak lazım.
Bu konuda adım atan, emek varan kim varsa kutlamak lazım.
Bir de büyük sporcular hep ahlaki üstünlüklere sahip.
Sporcuların sadece zihinsel ve bedensel gelişimi değil, ahlaki gelişimi de çok önemli.
Ahlak, azim ve yetenek…
Yüz ağartır bu gençler…