Hayrettin Atak
Hayrettin Atak YOLUN AÇIK OLSUN GENÇ BAŞKAN

YOLUN AÇIK OLSUN GENÇ BAŞKAN

Reklamlardaki Banka Şubeleri gibiydi…

Girince içeriye herkeste bir heyecan, bir aşk, bir mutluluk, bir gayret hissediyorsunuz… Ve o reklamlardaki gibi bir nezaket herkeste; “yapabileceğimiz bir şey var mı? Ya da nasıl yardımcı olabilirim? sorusuyla karşılanıyorsunuz sık sık o yoğun koşuşturmalarının arasında…

Sanki on iki yıldır iktidarda olan bir partinin teşkilatına değil de, uzun yıllardır iktidarın birkaç puan gerisinde kalmış ve birkaç ay sonrasındaki seçimde iktidar olma ihtimali doğmuş gibi bir mutluluk ve aşk var insanların gözlerinde…   

Başkan Bey’i görünce anlıyorsunuz, herkesin içindeki heyecanın, aşkın, azmin, gayretin, güler yüzün, ve samimiyetin sebebini ve kaynağını…

Sorumlusu ya da önünde olduğunuz kişilere büyük heyecanlar aşılayabilirsiniz… Bunu yetenekli herkesin kolaylıkla yapabileceğini düşünüyorum. Asıl zor olan o “heyecanı” ilk günkü gibi devam ettirebilmektir, hatta artırabilmektir…

Ak Parti Karatay İlçe Başkanı Mehmet Genç bunu başarmış işte…

Yerel seçimlerde kırdığı rekor, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı yüzde 87 oy azımsanacak şeyler değil elbet… Ama asıl başarı, hissettiğiniz ve etrafınıza hissettirebildiğiniz heyecanınızdır… Öyle ki her geçen gün biraz daha artan… 

Öyle bir azim ve gayretle çalışıyor ki Sayın Başkan, Ülkenin birçok şehrinden daha büyük bir ilçedeki mevcut 60.000 hanenin tamamına ulaşıyor… Öyle bir şevki var ki sorumluluk bölgesindeki insanların neredeyse tamamına ulaşıp, meramını ve mesajını ulaştırıyor… Ve bunların sonunda en ufak bir yorgunluk görmüyorsunuz…  

 Dünyanın en güzel gülen Liderinin partisine de bu kadar samimi, mütebessim ve mütevazi ve bunların bir sonucu olarak bu kadar başarılı bir isim yakışırdı.

Yolunuz açık olsun Sayın Başkan…

Sizin gibiler var oldukça, temsilcisi olduğunuz davanız hiçbir zaman mahzun olmayacaktır eminim…

Partinizin başarısını merak edenler, siz ve sizin gibilerden yola çıkmalılar…

 

SÖZE NE HACET!

Cumartesi günkü Aziziye Camii ve Ahmet Efendi çarşısı çevresinin içinde bulunduğu içler acısı durumu gündeme taşıdık…

 Konya’nın en merkezi, en ticari, en turistik bölgesinin neden bir türlü rayına giremediği herkesin merak konusu…  Üç ayda koca koca gökdelenler dikilebilirken, kaldırım taşlarının yapılıp çevre düzenlemesinin bu kadar uzun sürede bitirilememesinin sebebini kimse bilmiyor?

Diğer kısım neyse de, gelip geçenler için ulaşımı etkileyen, vatandaşın ve esnafın alışverişini engelleyen, şeb-i arus dahil gelen turistler için kötü görünüme sebep olan çalışmaların daha hızlı yapılması sağlanamaz mıydı sorusu bu konulardan anlayan anlamayan herkesin gündeminde…

Tüm bu konular bir tarafa asıl değinmek istediğim konu şu… Bu kötü görüntüden en çok etkilenen esnaflara bir dokunup bin ah işitiyorsunuz… Ama iş “sizin bir fotoğrafınızı çekip sorunu gündeme taşıyalım” dediğinizde kimsenin buna yanaşmaması…

Çoğu kişi korkuyor…

Sormadan edemiyor insan kendine…    

80’lerden sonra yaşanan baskıların bir sonucu olarak derdini anlatamama, kendini ifade edememe kültürü başlamıştı ülkede… Herkesin malumu bu… İşte esnafın korkusunu sadece bununla ifade edemiyorsunuz… Ciddi ciddi Belediye başımıza bela olur mu diye korkuyorlar?

Geldiğimiz nokta içler acısı yani…

Bu sessizlikten gayrı söze ne hacet!

 

ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ NEREDE? 

Vermek istediği mesaj bakımından güzel düşünülmüş. Ancak kıyafetler çok da iyi olabilirdi..  

Ama benim  asıl söylemek istediğim başka.

 Cumhurbaşkanlığı sarayındaki 16 Türk Devletinin temsilcilerinden söz ediyorum.  Türkler 16 

Devlet kurmuş, bu sayı çok mu ya da değil mi, Çok devlet kurmak mı eftaldir, az devlet mi kurmak 

yeğdir bu tartışmalara girmeyeceğim… 

Konya’nın Başkentliğini yaptığı Anadolu Selçuklu Devleti bu 16 devlet arasında var mı yok mu? 

Anadolu Selçukluları bir devlet mi yoksa değil mi? Anadolu Selçukluları Devleti Büyük Selçuklu Devleti ile bir mi anılıyor?

Anadolu Selçukluları müstakil bir devletse bu ilk 16’da niye yok…

Bu saatten sonra forsu değiştirmezler belki ama en azından sebebini öğreniriz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi