Hayrettin Atak
Hayrettin Atak Yeşil Beyşehir ile Yemyeşil Beyşehir…

Yeşil Beyşehir ile Yemyeşil Beyşehir…

Amerika’da rkçılığın tavan yaptığı zamanlarda toplu ulaşım araçlarında beyazlar otobüsün ön tarafına, siyahlar arka tarafına otururlarmış… Yıllarca sürmüş ancak bir gün Siyahlar dayanamazlar bu uygulamaya otobüsün içinde kavga çıkarırlar… Kavga büyüdükçe büyür. Sonunda otobüs şoförü dayanamaz ‘Yeter’ diye kalkar; ‘Nedir bu ırkçılık, yeter artık. Farz edin ki hepiniz yeşilsiniz…

Şimdi açık yeşiller öne, koyu yeşiller arkaya otursun ve bu kavga artık burada bitsin’ 

Kavgada, renk ayırımı da işlemiş adamların kanına o zamanlar…

Konya’da ki yüzlerce renk ayırımından biri de Huğlu ile Üzümlü arasında yaşanıyormuş! 

Aralarında tek bir renk farklılığı olmayan Beyşehirliler arasında yani…

Bu şehrin tıpkı aynı renkteki diğer tüm grupları gibi… Bunu duyunca bu hikaye geldi bir kez daha aklıma… Kaçıncı kez yazıyorum bunu onu da bilmiyorum…

Vicdansız rekabet, hırs, çekememezlik, kıskançlık hiç kimseyi ilerletmeyeceği gibi Konya’yı da, Beyşehir’i de, Üzümlü’yü de Huğlu’yu da bir yere götürmez, götüremez…

Üzümlü ile Huğlu girişimciliği ve özgüvenleri ile sadece Konya’ya değil Türkiye’ye örnek…

Bu çekişmelerle bu örnekliğe yazık etmemeleri gerek…

Büyüyeceksek, büyüyecekseniz hep birlikte olacak bu…  

Ve önümüzdeki dönemde savunma Türkiye’nin öncelikli konusu olacak. Bu gerçek önümüzde dururken yapılacak bir güç birliği sadece o toprakları değil, hepimizi güçlendirecektir…

“Yok, Birimiz Çin, birimiz Kore…

Buda bize yetiyore…” diyorsanız o başka!  

Şimdi Çinli Beyşehirliler bir adım öne çıksın, ama Koreli Beyşehirlilerde öne çıksın…

Çünkü siz de birlikte Beyşehir’siniz…!

Biz başaramıyoruz bari siz başarın…

Aynı yolun yolcuları şunu asla unutmamalı; İki cambaz bir ipte çok güzel oynar…

Referandum hakkında;

Bir milletvekili ile bir gazeteci arasında ne fark var?

Bence hiç…

Benim manşetten sorduğum soruyu o kürsüden soruyor.

Bizim ne oldu diye yazdığımız haberlere o ‘Soru önergesi’ diyor…

Biz manşet diyoruz, onlar gensoru… 

Biz de denetliyoruz, onlarda…

Aslında bir fark var. Maaşlarımız…

Biz aynı işi çok daha ucuza yapıyoruz…  

Kanun yapmak ne kadar zor olabilir ki?

Yeni sistemde hiç kimse Meclis etkisizleştiriliyor demesin!

Asıl yeni sistemle Meclis, gerçekten meclis oluyor… Yasama gerçekten yasama, yürütme gerçekten yürütme…

Yasayabilir ve yürütebilirsen tabi!

…  

Adamlar takmış durumda seçilme yaşının 18’e düşürülmesine…

80 küsur yaşında olup ta akıl sağlığı yerinde olmayan insanlar en üst makamlara gelirken sessizdi bunlar…  Ama mesele 18 yaşında aklı başında tığ gibi hanımlar ve beyler olunca bir sarsıldılar…

Birde sanki tüm milletvekilleri 18 yaşında olacakta adamın işleri aksayacak…

‘Gençlerimize güveniyoruz’ içi boş slogan nasılsa onlar için…

Ama;

Askere gönderip şehit düşerlerken, Sanatta sporda başarılar alırlarken, Türkiye’yi temsil ederlerken, evlendirip aile teslim ederken, oy verip yönetimi belirlerken… Hiç de küçük değiller…

Milletvekili olamazlar ama değil mi o ayrı bir iş…

Hadi ordan!

Sizin özgürlüklerinize…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi