Yazarlarımızın beyin fırtınası…
Gazetemizin en büyük şanslarından birisi; Güçlü yazar kadrosu…
Yerel değil de daha geniş bir platformda yayın yapan bir kuruluş olsaydık sadece Türkiye siyasetine ve ekonomisine değil, bölge ve Dünya siyasetine yön verebilecek nitelikte her biri… Yazarlarımızla dün gerçekleştirdiğimiz ‘Bayram Buluşması’ tamda bu minvalde büyük beyin fırtınaları eşliğinde geçti. Kendi uzmanlık alanlarında gösterdikleri başarıların yanında Türk ve Dünya siyasetine olan hakimiyetleri ile bir ulusal kanalda 80 milyonu ekran başına saatlerce hatta günlerce kitleyecek mahiyetteki konuşmaların, önümüzdeki günlerde yazılara yansıyacağından şüphem yok…
Bu nedenle takip etmekte fayda olduğunu düşünüyorum…
Bu girizgahtan sonra, sonuç bildirgesi olarak ta şunu söyleyebilirim; Seçim süreciyle başlayan, sonuçlarıyla tavan yapan tartışmalar ve son olarak da Suruç’ta yaşanan kanlı saldırının perde arkasının, perdenin önüyle pek de farkı yok… Yada perde zaten şeffaf, görmek isteyen ardında yaşananları birebir izleyebiliyor. Görmeyi istemek yeterli…
Beyin takımımızdan; Lokman Koyuncuoğlu, Prof. Dr. Önder Kutlu, Özkan Öztürk, Ali Kaya, Murat Güçlü, Hakan Bahçeci, Sedat Dönmez gibi isimlerin perdenin önünde hissiyatlarının birleştiği en önemli konuysa, istenmeyen ve sonucunun Türkiye’yebir kazanç sağlamayacağından emin olduğumuz bir koalisyon yerine yeniden bir genel seçime gidilmesi… Bu tartışmalar yüzünden unutulan; Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun ‘Yeniden Büyük Türkiye’ sloganı ve çalışmaları ancak bu şekilde hayat bulacak.”
…
Lise Edebiyat derslerinin meşhur repliğidir… ‘Şair burada şunu kastetmiştir, şurada bunu kastetmiştir’
İşte böyle tek kelimeye onlarca anlam yükleyen bir Edebiyat Öğretmenine, öğrencisi çıkışır. “Hocam şair bu beyti yazarken sizin söylediğiniz kadar çok anlam yüklemişmidir” diye… Hoca cevap vermez dersini bitirir. Bir sonraki gün başka bir beyit yazıp tahtaya şairin hem beytin kelimelerine hem de tamamına yüklediği onlarca anlamı sıralamaya başlar yine… Dersin sonunda soruyu soran çocuğu kaldırır ve sorusunu hatırlatır…
Şair bu söylediğim her manayı kastetmiş midir sence? diye sorar öğrencisine… Cevabı yine kendi verir; bu iki satırlık beyti dün akşam ben yazdım. Anlattığım onlarca manayı da içine katarak…
Dün Suruç’ta patlatılan bombadan 1 dakika 28 saniye sonra başlayan eylemler, konuşmalar, tepkilerden anlıyoruz ki, Eylem için Suruç’un seçilmesi, Kürtlerin yumuşak karnı Kobani için toplanmış olmaları, Sosyalist Gençlik olmaları, Kültür Merkezinin ismi, Davutoğlu’nun bir gün önce erken seçim için hazırlıklı olun çağrısı, Cumhurbaşkanının birkaç gün önceki Kürt Devletine müsaade etmeyiz çıkışı, Hükümeti zor durumda bırakıyor olması, Silahsızlanmanın çok sık telaffuz edilmeye başlaması, vs. vs… Onlarca nedenin hepsi düşünülmüşmüdür.
Benim bildiğim, hayatta tesadüflere yer yok…
