Latif Yerli
Latif Yerli Vakit Birlik Vaktidir…

Vakit Birlik Vaktidir…

Son yıllarda devletimizin milletini de arkasına alarak verdiği bağımsızlık savaşı 15 Temmuz darbe girişiminden sonra artık fiili bir hâl almaya başlamıştır. Oryantalistlerin tabiri ile Ortadoğu’da bizim tabirimiz ile Güneybatı Asya’da yaşanan siyasi ve dini bir otorite boşluğunun doğurduğu gruplaşmalarla zamanla mezhepsel fitneler ortaya çıkarılarak ve taa o zamanlardan alttan alta silahlandırılarak terörize edilmiştir. Ortadoğu’da “Arap Baharı” ile başlayan daha sonra adı “Vekâletler Savaşı”na dönüşen haraketliliğin temelinde güç dengelerinin değişmesi ve buna bağlı olarak enerji paylaşım savaşı vardır. Hem stratejik hem de coğrafi açıdan çok önemli bir statüye sahip olan ülkemiz bu enerjinin akışını sağlayabilecek tek ülke konumundadır. Enerji transferini en iyi şekilde sağlayabileceğini dünyaya gösteren ülkemiz, müttefik gibi görünen ama tarihten beri düşmanlarımız ve haçlı zihniyetinin öncüleri olan ülkeleri harekete geçirmiştir. Bu harekete geçme politikası özellikle Suriye’nin kuzeyini ülkemizin de güneyini içine almaktadır. Bu ülkeler bize karşı yapılandırılan gruplar tarafından bir hat oluşturma ve bu hatla yeni bir koridor açıp enerji transferini buradan sağlama amacı gütmektedirler.

Bundan başka doğumuzda ve güneyimizde bu grupları kalıcı hale getirmek suretiyle ilişkilerimizi en zayıf noktaya taşıyarak Batı’ya doğru yönelmemizi ve Batı’ya muhtaç olmamızı sağlamak en büyük emelleri arasındadır. Etrafımızda bu olaylar yaşanırken içerde yine bize düşman olan devletlerin uzun yıllar yetiştirdiği ve bize zarar vermek için devletinin kılcallarına yerleştirdiği gözü dönmüş haşhaşilerle uğraşmaktayız. Ve yine ülkemizde dini söylemlerle, dine hizmet eder görünüp fikri yapısına baktığımızda dışardan beslenen sözde din aydınları, bu yüce milleti fitneye sevk etmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Hatta bu konuda o kadar ileri gidiyorlar ki devletin yıllardır hizmet veren okullarına bile maksatlı bir şekilde saldırmaktan geri durmuyorlar.

Ayrıca etrafımızda yaşanan olayların örtbas edilmesi ve bizim verdiğimiz mücadelenin gölgelenmesi için ülkemiz içerisinde teröristlerin sürekli gerçekleştirdiği eylemler olmaktadır. Yani Türk halkına ne işimiz var bizim oralarda dedirtme amacı güdülmektedir. Evet, bizim orada ne işimiz var? Birincisi, biz İslam’ın bayrağını yüzlerce yıl taşımış kutlu bir milletiz. Ve tarih gösteriyor ki bu bayrağı en iyi şekilde taşıdık. Biz bu topraklara yani Ortadoğu’ya gelmeden önce burada mezhepsel karışıklıklar ve dini bir otorite boşluğu yaşanmaktaydı. Büyük Selçuklular, Türkiye Selçukluları ve Osmanlı Devleti’nin bakiyesi olan Türkiye Devleti, Ortadoğu’da ve tüm dünyada adaleti tesis etmek için var gücüyle mücadele etmektedir. İkincisi şuan Suriye’de sahip çıktığımız topraklarda Türkmen kardeşlerimiz yaşamaktadır. Türkmen dediğimiz zaman da sanki Türk olmayan başka milliyetlere mensup ırklar anlaşılmaktadır, gibi bir algı oluşturulmuştur. Türkmen kelimesi Türk ve İman kelimelerinin birleşmesinden oluşmaktadır ve imanlı Türk manasına gelen bir kelimedir. Yani şimdi Suriye’nin kuzeyinde sahip çıktıklarımız bizim kardeşlerimizdir.

Sonuç olarak toparlarsak ülkemiz içinde ve dışında, istiklalimize ve istikbalimize karşı topyekûn bir saldırı vardır. Milli şuurla bakabilen bir kişi şuan İstiklal Savaşı’ndan daha önemli bir savaşın içerisinde olduğumuzu görebilir. Ülkemizin bu sıkıntılı döneminde şanlı tarihimize ve onurlu ecdadımıza karşı yakışmayan yorumların yapılması, milletimizin kültürüne, inancına uymayan sözlerin söylenmesi, milletimizin küçük düşürülmeye çalışılması eğer kasıt yoksa büyük bir aymazlıktan başka bir şey değildir. Eğer kasıtlı yapılıyorsa bu ülkeye, bu topraklara yapılan en büyük ihanettir. Ülkemizin selameti için tüm fitnelere karşı bir araya gelmemiz gerekmektedir. Vakit birlik vaktidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Latif Yerli Arşivi