Şenol Metin
Şenol Metin ‘Üniverite eğitimi istihdam odaklı olmak zorundadır’ nokta…

‘Üniverite eğitimi istihdam odaklı olmak zorundadır’ nokta…

YKS yerleştirme sonuçları geçen hafta içinde açıklandı. Üniversitelere yerleştirme işlemi sonrasında boş kalan kontenjanları odağa alan büyük bir tartışma başladı.   166 programa tek bir tercihin bile olmaması, pek çok programda da taban puanın oluşmaması önümüzdeki günlerde çokça tartışılacak.

Mezunlarına bir mesleği icra edebilecek beceriler transfer edemeyen yükseköğretim sistemimiz 2-4 yıl süre ile işsizliği sadece ötelemektedir. Kendisine emanet edilen gençlerine bir meslek kazandıramayan yükseköğretim sistemimiz  değersizleşmekte, işlevsizleşmekte ve cazibesini kaybetmektedir. Boş kalan kontenjanlar da bizim bu tespitimizi teyit etmektedir.

‘Her İl’e Üniversite’ stratejisi ile yükseköğretime erişim problemi kalmayan ve çağ nüfusunun tamamının yükseköğretim hizmeti alabildiği ülkemizde, üniversitelerimiz kolay olanı tercih etti ve yatay büyümeyi önceledi. Fakülte ve yüksekokullar açılırken, öğretim programları düzenlenirken, işgücü piyasasının talebini dikkate almadı. Bugün yaşadığımız kriz budur. Öğretim programları boyutunda da mesleki yeterlilikler dikkate alınmadığı için mezunumuza meslek kazandıramıyoruz, bu nedenle de üniversite mezunlarının işsizlik oranı ülke ortalamasının 2 katı.

Konya Teknik Üniversitesi’ne bağlı Harita Mühendisliği Bölümünde 30 kontenjana 6, Necmettin Erbakan Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümünde 25 kontenjana 1 yerleştirme yapılırken Selçuk Üniversitesi Güneysınır Meslek Yüksekokulu’ndaki önlisans seviyesindeki Tapu Kadastro programına 45 kontenjana 47 yerleştirme işlemi yapılmıştır. Bu örnek okulun bulunduğu lokasyonun dahi  bir dereceye kadar önemli olduğunu, asıl önem verilen hususun öğrenim görülen programın bir meslek kazandırması olduğunu ortaya koymaktadır.

Konya gibi bir üniversite şehrinde, metropol şehirde kontenjanlar boş kalırken, Güneysınır gibi yurt ve barınma imkanının sınırlı olduğu yerde kontenjanlar dolabilmektedir.Bu da göstermektedir ki;

Program içeriklerini işgücü piyasasının talebine göre şekillendirilmek zorundayız. Ne yazık ki Biz bu açıklamaları ilk yaptığımızda sadece 2 yıllık önlisans programlarda sorun vardı. Biz o dönemde de ifade etmiştik, bu dalga dalga önce lisans programlarını, ardından metropol şehirlerdeki programları nihayetinde de tüm yükseköğretim sistemini krize sokacaktır. Ne yazık ki bu öngörümüz gerçekleşmek üzere. Bir üniversite reformunu başaramaz isek bu gerçekleşecektir.

Öncelikle sorun yapısal bir sorundur. 1982’de yükseköğretim hizmeti % 6’lık  sınırlı sayıda insanımızın ulaşabildiği bir hizmet idi. Artık yükseköğretim az sayıdaki seçkinin eğitim hizmeti aldığı boyutu aşmıştır. Bugün çağ nüfusunun tamamı yükseköğretim hizmeti alabilir duruma geldi. O zaman üniversite eğitimi ile işgücü piyasası arasında senkronizasyonu sağlamanız ve ciddi bir planlama yapmanız gerekir. İşte yükseköğretim sistemimizin bu planlamayı yapamamıştır. Az sayıda seçkinin yararlandığı bir hizmet olmaktan çıkarmayı başardığımıza göre şimdi yapılması gereken;

Yükseköğretim gören her gencimize bir mesleği icra edebilecek bilgi ve beceri kazandırmak, bunu yaparken de milli manevi değerleri özümsemiş kimlik ve entellektuel vizyonu eşzamanlı kazandırmak.  Yapabiliriz.

Yükseköğretim Reformu önemli bir başlık tabi. Ancak mevcut boş kontenjan krizine yönelik bazı mudaheleleri acil yapmalıyız. Yükseköğretim talebinde sayısal olarak zirvedeyiz. Bu sayıyı veri kabul etmeli yükseköğretimde yatay büyümeyi durdurmalıyız. Yükseköğretime Türkiye’yi yeniden inşa kapasitesine sahip bir alan olarak stratejik bakmalı, yerel siyaset için hizmet ve etkinlik aracı, yerel esnaf için de geçim kaynağı olarak bakmaktan vazgeçilmelidir.  Bu bakışı içselleştirdikten sonra yapılması gerekenleri acil kodlu olanlar ve derhal yapılması gerekenler olarak 2 çalışma dosyası oluşturulmalıdır. Acil kodlu çalışma çerçevesinde;

İlk olarak 1990’larda artan yükseköğretim talebini karşılamak için getirilen ancak bugün için akademisyenlerimizin bilim üretme kapasitesini katleden II. Öğretim uygulamasına derhal son verilmelidir.

Hukuk fakülteleri başta olmak üzere  500-600 kişilik sınıflarda eğitim olmayacağını hepimiz biliyoruz, artık buna da son vermek lazım.

1992’ye kadar kurulan 1. Dalga üniversitelerimizde kontenjanlar % 20 kısıldığında oluşacak zincirleme etki ile pek çok üniversitedeki kontenjan sorunu azalacaktır.

Son olarak da üniversite içi program/bölüm birleştirmeleri yapılmalıdır. Örneklendirmek için Selçuk Üniverstemizin Güneysınır MYO bünyesinde Harita bölümümüzde 40 kontenjana 29, hemen yanı başındaki Hadim MYO bünyesindeki Harita’da bölümümüzde  50 kontenjana 29 öğrenci kesin kayıt hakkı kazanmıştır. Böylesi başka örnekler de var, bu programlar birleştirilmelidir.  

Benzer şekilde farklı üniversite bünyesinde olmakla birlikte aynı ildeki veya birbirine yakın illerdeki programlarda da bölgesel düzeyli program birleştirmeleri yapılmalıdır.  Konya Teknik Üniversitesi’ne bağlı Harita Mühendisliği Bölümünde 30 kontenjana 6, Necmettin Erbakan Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümünde 25 kontenjana 1 yerleştirme yapıldığını ifade etmiştik. Bu iki bölüm de birleştirilmelidir. Aynı şekilde İnşaat Mühendisliği bölümüne Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde 40 kontenjana 7, Konya Teknik Üniversitesi’nde 70 kontenjana 20 öğrenci yerleştirilmiş olup bu bölümlerde birleştirilmelidir. Bölgesel bazlı program birleştirmesine örnek olarak da;

Aksaray Üniversitesi İİBF İktisat Bölümüne 30 kontenjana 2, İşletme Bölümüne 30 kontenjana 8, Kamu Yönetimine 80 kontenjana 7, Uluslararası İlişkilere 40 kontenjana 2 öğrenci yerleşmiştir.  Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi  İİBF İktisat Bölümüne 25 kontenjana 2, Kamu Yönetimine 70 kontenjana 5 öğrenci yerleşirken, İşletme Bölümündeki 30 kontenjana ile Uluslararası İlişkilerde 40 kontenjanı 1 kişi bile tercih etmemiştir. O zaman bu iki ilimizdeki programlarda birleştirme yapılarak örneğin İktisat ve İşletme bölümleri Aksaray’da, Kamu Yönetimi ve Uluslararası İlişkiler bölümleri ise Karaman’da eğitim görebilirler.

Tabi bunlar acil kodlu yapılması gerekenler. Asıl yapılması gereken ise üniversitelerimizi tematik olarak yapılandırırken programlarımızı istihdam odaklı olarak işgücü piyasasının önceliklerine göre yapılandırmalıyız. Özü başlıkta…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Şenol Metin Arşivi